8. Hukuk Dairesi 2012/3897 E. , 2012/10675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Almus Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.06.2011 gün ve 8/147 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... takipçisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde 102 ada 42, 103 ada 24, 111 ada 16, 114 ada 32 ve 129 ada 137 sayılı parsellerin kadastro çalışmaları sırasında ... oğlu ... adına tespit ve tescil edildiklerini bu parsellerin vekil edeninin babası ve tarafların ortak miras bırakan ...’ten kaldığını, vekil edeninin de bu parsellerde miras payı bulunduğunu açıklayarak davalı adına bulunan tapu kaydının iptaliyle ... ve ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise, cevap dilekçesiyle yargılama oturumundaki beyanlarında ve temyiz dilekçelerinde 102 ada 42 sayılı parselin bakma akti karşılığı vekil edenin annesi Fatma tarafından davalıya bağışlandığını, 103 ada 24 ve 111 ada 16 sayılı parsellerin 1960 yılında üçüncü kişilerden satın alındığını, sırasıyla 1015 ve 846 tahrir nolu vergi kayıtlarına dayalı olarak tespitlerinin yapıldığını, 114 ada 32 ve 129 ada 137 nolu parsellerinde sırasıyla vekil edeni tarafından 1970 yılında ... ve 1968 yılında Hüseyin Şahin’den satın alınan yerler olduğunu, muris ...’le ilgilerinin olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların ortak miras bırakan ...’ten kaldığını, mirasçıları arasında paylaşımın yapılmadığını, terekeye dahil taşınmazların ... ve ... tarafından tasarruf edildiğini belirterek tüm taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle murisin veraset belgesindeki payları oranında mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalılardan ... temsilcisi tarafından aynı gerekçelerle temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde, dava konusu yapılan parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle tüm mirasçılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup bu durumlarda tüm mirasçılar adına iptal ve tescil istenilmiş olsa bile, davacının sadece kendi miras payı oranında iptal ve tescil istediği biçiminde anlamak ve yorumlamak gerekir. Bu nedenle iddia sabit olduğu taktirde sadece davacının miras payı yönünde iptal ve tescile karar verilmelidir. Bundan ayrı, herhangi bir dava açmayan ve istekte bulunmayan diğer mirasçılar yönünden de iptal ve tescile karar verilmesi HUMK.nun 74 ve HMK.m.26. maddesine aykırı düşmektedir. Hakim, istekle bağlı olup ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez.
Mahkemece, tüm taşınmazların ortak miras bırakan ...’ten kaldığı ve terekesinin paylaşılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının bu konuda çelişkili olduğu, paylaşımın yapılıp yapılmadığı konusunda duraksamanın söz konusu bulunduğu, beyanlar arasındaki çelişkinin mahkemece giderilmediği bundan ayrı davalı tarafın savunma olarak ileri sürdüğü hususların açıklığa kavuşturulmadığı bu konuda dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklara sorular yöneltilerek olgunun araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Şu halde mahkemece yapılacak iş; dava konusu yapılan tüm parsellerin ortak miras bırakan ve 9.10.1976 tarihinde ölen ... Şahin’den kalıp kalmadığı, savunmada ileri sürüldüğü ve kadastro tutanaklarının edinme sebepleriyle komisyon kararlarında yer alan bağış ve satışa ilişkin açıklamalar da açıklandığı gibi davalı ...’ın bu yerleri bakıp gözetme akti karşılığı, kendisine yapılan bağış ve üçüncü kişilerden satın alma yoluyla söz konusu parselleri edinip edinmediği yönünde yeniden yapılacak keşifte HMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmazlara ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda kendilerine sorular yöneltilerek iddia ve savunmanın doğruluğunun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, davalı tarafın savunmalarında ileri sürdüğü ve aynı zamanda kadastro tutanaklarının edinme sebeplerinde ve komisyonun kararlarında açıklanan 1015 ve 846 tahrir nolu vergi kayıtlarının getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, bağış ve harici satışa ait belgelerinde aynı biçimde değerlendirilmesi, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HUMK.nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilerek çelişkinin giderilmesi, aynı madde uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların ayrı ayrı keşif yerinde dinlenilmesi, muris ...’ten kalan taşınmazlar ise tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun bir biçimde yapılmış bir paylaşımın olup olmadığının, bağış, satış ve bakma akti karşılığı davalı ... tarafından edinilen taşınmazlar niteliğinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalılardan ... temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18.40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden ..."e iadesine 16.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.