![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2019/4739
Karar No: 2022/4335
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/4739 Esas 2022/4335 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların, orta derecede zeka geriliği olan bir mağduru kaçırma ve alıkoyma suçundan hüküm giydiği Asliye Ceza Mahkemesi Kararı incelenmiştir. Adli Tıp Kurumu raporunda mağdurun zeka geriliği tespit edilmiş ve mağdurun beyanları diğer delillerle desteklendiği takdirde itibar edileceği belirtilmiştir. Sanıkların savunmalarında mağdurun rızasıyla evlerinde kaldığını, zorlama olmadığını belirtmelerine rağmen, mağdur ve diğer tanıkların beyanları çelişkili olduğu için sanıkların suçlu bulunarak cezalandırılmaları gerektiği kararlaştırılmıştır. Kararda, savunma hakkının kısıtlanması, ceza tayininde eksiklik, ertelemede hüküm hatası ve hesap hatası yapıldığı belirtilerek, karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 109/2. ve 109/1. maddeleri
- TCK'nın 51/1. maddesi
- TCK'nın 109/3-b-f maddesi
- 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi
- 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adli Tıp Kurumunun 25.07.2012 tarihli raporunda, mağdurda orta derecede zeka geriliğinin saptandığının ve mağdurun beyanlarına ancak ana hatlarıyla ve diğer delillerle desteklendiği takdirde itibar edileceğinin belirtilmesi, sanıklar ... ve ...’ın aşamalarda akrabaları olan mağdurun kendisinin evlerine geldiğini, rızasıyla kaldığını, zorla kaçırma ve alıkoymanın söz konusu olmadığını, sanık ...’nin de aşamalarda kardeşi sanık ...’in mağdurla evine gelip kısa süre sonra ayrıldıklarını belirtip sanıkların suçlamayı kabul etmemesi, mağdurun kolluktaki beyanında, annesinin vefatından sonra babası katılan ...’in davranışlarından dolayı daha fazla dayanamayarak 14.05.2010 günü akrabası olan sanık ...’in yanına gittiğini, kendi isteği ile sanık ... ile kaçtığını, kimsenin zorlamadığını, sanık ...’in yanına alarak birlikte Yatağan’a geldiklerini, Cumhuriyet savcılığı ve mahkemedeki beyanlarında ise evde tanık kardeşi ...’nin olmadığını, onun babası ile gittiğini, sanık ...’ın evlerine gelip kolundan tutarak götürdüğünü ve sanık ...’e teslim ettiğini, daha sonra sanık ... ile bir gece sanık ...’nin evinde, iki gece de ...’un evinde kaldıklarını, sanık ...’in kendisini kolluğa teslim ettiğini belirtmesi, katılan ...’in ise kolluktaki beyanında, evine geldikten sonra evli olan kızı ...’nin yanına gelerek mağdurun sanık ... ile birlikte gittiğini söylediğini, Cumhuriyet savcılığı ve mahkemedeki beyanlarında ise evden ayrıldığında tanık ... ile mağdurun evde kaldığını, tanık ...’den duyduğuna göre sanık ...’ın evlerine gelip mağduru kolundan tutarak götürdüğünü daha sonraki mahkeme beyanında ise mağdurun kardeşlerini okula bıraktığı sırada mağdurun evde kaldığını o sırada götürüldüğünü belirtmesi, tanık ...’nin de aşamalardaki beyanlarında, olay günü babasının evde olmadığını, kendisinin evin içinde temizlik yaptığını, mağdurun ise evin dışında olduğunu, mağdurun bir yere gittiğini ancak nereye
gittiğini bilmediğini, mağdurun bağırdığını veya çağırdığını duymadığını, mağdurun daha sonra eve geldiğinde kendisine sanık ...’ın kolundan tutup götürdüğünü anlattığını, bu şekilde olayı öğrendiğini belirtmesi karşısında, mağdurun, katılan ...’in ve tanık ...’nin beyanlarının çelişkili olduğu, mağdurun sanıklar tarafından zorla kaçırılıp alıkonulduğuna dair çelişkili beyanlar dışında sanıkların savunmasının aksine ve mahkumiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilerek sanıklar ..., ... ve ...’in beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
25.02.2014 tarihli celsede, Cumhuriyet Savcısının 28.01.2014 tarihli celsedeki esas hakkındaki mütalaasına karşı sanıklara diyeceklerinin sorulmaması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Mahkemece katılanın sanık ... tarafından sanık ...’e teslim edilmek üzere kolundan tutularak zorla götürüldüğünün kabul edilmesine karşın sanıkların TCK'nın 109/2. maddesi yerine aynı Kanun’un 109/1. maddesi ile cezalandırılması suretiyle eksik ceza tayini,
TCK’nın 51/1. maddesi uyarınca fiili işlediği sırada 65 yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından ertelemede üst sınır 3 yıl olduğu halde, kayden 17.09.1944 doğumlu olup suç tarihinde 65 yaşını doldurmuş olan sanık ... hakkında hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması,
Sanıklar hakkında TCK’nın 109/1. maddesi üzerinden belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 109/3-b-f maddesi gereği bir kat artırım yapılması sırasında hesap hatası sonucu hapis cezasının ''2 yıl 12 ay" yerine "3 yıl" olarak belirlenmesi,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.