20. Hukuk Dairesi 2014/2050 E. , 2014/4680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
5831 sayılı Kanunun 8 ve 3402 sayılı Kanunun Ek-4 maddesine göre yapılan kadastroda ...Köyü 109 ada 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı sırasıyla 3426,24 m2, 3168,20 m2, 3817,68 m2 ve 8407,91 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, zeytinlik niteliğiyle beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı” ayrıca; yine sırasıyla "..., ..., ... ve ...’ın işgalinde olduğu" yazılarak Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazların keşifte belirlenecek belli bölümlerinin orman sayılan yerlerden olduğu, özel kişiler tarafından zilyet edilemeyeceği, orman sınırları içinde kalan bölümler için tesbitin iptalini ve orman sınırları içinde olduğunun beyanlar hanesine yazılmasını istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parsellerin kadastro tesbitlerinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 2011/6552-10343 Esas ve Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 2011/6552-10343 Esas ve Karar sayılı ilâmında özetle; "davacı ... Yönetimi sadece gerçek kişiler aleyhine açtığı davayla, beyanlar hanesine kimin işgalinde olduğu yazılarak Hazine adına tesbit edilen taşınmazların kısmen orman sayılan yerlerden olduğu, tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmış olup, davanın tesbit maliki Hazineye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece tesbit tutanağının beyanlar hanesinde işgalci olarak belirtilen kişiler hasım gösterilmiştir. Somut olayda, beyanlar hanesinde işgalci olarak gösterilenlere karşı dava açılması nedeniyle davalı sıfatının hiç bulunmadığından söz edilemezse de, davalı sıfatı eksiktir. Davacı ... Yönetimine, davasını, işgalci olarak gösterilen gerçek kişiler yanı sıra Hazineye de yönlendirmesi için olanak verilmeli, davanın Hazineye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmeli” denilmiştir. Bozmaya uyularak mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parsellerin kadastro tesbit tutanakların iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından 109 ada 3 sayılı parsel yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1987 yılında yapılıp 06.12.1988, 27.04.1989 ilâ 27.10.1989 tarihinde yapılan ilândan sonra kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması vardır.
Temyize konu ... Köyü 109 ada 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların 2/B alanında ve eylemli orman niteliğinde bulunduğu anlaşıldığına göre, davacı ... Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, mahkemece kurulan hüküm fıkrasının davanın kabulüne kelimelerinden sonra yer alan “kadastro tespit tutanaklarının iptaline” ibaresinin hükümden çıkarılarak bunun yerine “dava konusu ... köyü 109 ada 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline” ibaresinin yazılması gerekirken, eksik bırakılması doğru görülmemiş ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının davanın kabulüne kelimelerinden sonra yer alan “kadastro tesbit tutanaklarının iptaline” ibaresinin çıkarılarak bunun yerine “dava konusu ... Köyü 109 ada 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.