Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/22013
Karar No: 2021/1143
Karar Tarihi: 03.02.2021

Danıştay 6. Daire 2019/22013 Esas 2021/1143 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/22013
Karar No : 2021/1143

DAVACI : …

DAVALI : .. Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 06/06/2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı Tebliğin 7. maddesinin, 1. fıkrasındaki "...dan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar..." ibaresi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı, 3194 sayılı İmar Kanununun Geçici 16. maddesi (İmar Barışı) Uyarınca Yapılacak Olan İşlemler konulu, 1787 sayılı (2018/8) Genelgesinde yer alan "...dan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar..." ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Gümüşhane ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı mera vasfındaki taşınmaz üzerinde ev ve ahır niteliğinde yapılarının bulunduğu ve bu yapılara ilişkin yapı kayıt belgesi düzenlendiği, daha sonra anılan taşınmazın kendisine satılması istenildiği ve imar barışı uyarınca yapılan düzenlemelere göre de taşınmazın edinilmesi mümkün olduğu halde, mera vasfındaki taşınmazın özel kanun kapsamında kaldığından satışının yapılamayacağının kendisine bildirildiği, bu hususun eşitliğe aykırı olduğu, zira belediyelere ait taşınmazlar üzerinde yer alan yapılar nedeniyle, belediyeler tarafından taşınmazların yapı sahiplerine satılabileceği, ancak hazine taşınmazları üzerinde yapısı olan vatandaşların taşınmazları edinemeyecekleri, oysa İmar Kanununda da hazine taşınmazlarının satışı yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığı, bu nedenle iptali istenen hükümlerin eşitliğe ve İmar Kanununa aykırı olduğu ileri sürmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti ile süresinde açılmadığının tespiti halinde davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, iptali istenilen Tebliğ ve Genelge hükümlerinin, aynı şekilde İmar Kanununun geçici 16. maddesinde yer aldığı ve bu yönüyle dayanak Kanun maddesine herhangi bir aykırılık olmadığı, diğer yandan anılan Kanun hükmüne dayalı olarak hazine taşınmazlarının, yapı kayıt belgesi sahiplerine satışına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği 396 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 26/12/2019 tarih ve 30990 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu Tebliğin 4. maddesinde de satılamayacak hazine taşınmazlarının belirlendiği, uyuşmazlığa konu mera vasfındaki taşınmazın hem anılan Milli Emlak Genel Tebliği hem de Mera ve Kadastro Kanunu uyarınca kamu orta malı niteliğinde olduğundan satışının mümkün olmadığı, dolayısı ile dava konusu edilen düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu tebliğin dayanağı olan imar kanununun geçici 16. maddesinde yapı kayıt belgeli yapıların hazineye ait taşınmazlar üzerinde bulunması halinde bu taşınmazların satılmasına ilişkin olarak herhangi bir kısıtlamaya yer verilmemişse de; özel kanunlar ile düzenlenerek korunması öngörülen alanlar yönünden (ormanlar, sit alanları, kıyılar, meralar v.b.) özel kanunlarında ve bu kanunlar uyarınca çıkarılan ilgili mevzuatta yer alan hükümlerin öncelikle uygulanması gerektiği açıktır.
Bu durumda, özel kanunlarında özel mülkiyet konusu olamayacağı öngörülen taşınmazlar (olayda mera vasıflı taşınmaz) üzerinde bulunan yapı kayıt belgeli yapılar nedeniyle anılan taşınmazların yapı kayıt belgesi sahibine satılmasına olanak bulunmadığından, dava konusu tebliğ ve genelgede bu yönde yer alan ibarelerde mevzuata ve hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ:
Dava, 06.06.2018 günlü, 30443 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar" konulu Tebliğin 7. maddesinin, 1. fıkrasındaki "...dan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar..." ibaresi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün … günlü, … sayılı, 3194 sayılı İmar Kanununun Geçici 16. maddesi (İmar Barışı) Uyarınca Yapılacak Olan İşlemler konulu, 1787 sayılı (2018/8) Genelgesinde yer alan "...dan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar..." ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin süre itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava konusu tebliğin dayanağı olan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu değerlendirilmekle birlikte, davacı tarafından, mera vasfındaki taşınmazın kendisine satılmamasının eşitliğe aykırı olduğu, belediyelere ait taşınmazlar üzerinde yer alan yapılar nedeniyle bu taşınmazların yapı sahiplerine satılabileceği, İmar Kanununda da hazine taşınmazlarının satışı yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığından uyuşmazlığa konu hükümlerin eşitliğe ve İmar Kanununa aykırı olduğunun ileri sürülmesi nedeniyle, işin esası incelendi.
Dosyanın incelenmesinden, Gümüşhane ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı mera niteliğindeki taşınmaz üzerinde davacıya ait ev ve ahır nedeniyle yapı kayıt belgesi alındığı, daha sonra taşınmazın Hazineden satın alınarak kendi adına tescil edilmesi istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun, şimdilik mera vasfındaki taşınmaz açısından zemin tespit tutanağının düzenlenemeyeceği, bu hususa ilişkin yasal düzenleme yapılacağı belirtilerek reddedilmesi üzerine 27.10.2019 tarihinde Cimer'e yapılan başvuruya 04.11.2019 tarihinde verilen yanıtta, taşınmaz orta malı vasfında olduğundan Hazinenin özel kanunlar kapsamında kalan taşınmazlarından olduğu değerlendirilebileceğinden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğünden bilgi alınabileceği ve satışın uygun görülmesi halinde de SHKMMB'na başvuruda bulunularak zemin tespit tutanağı düzenlenmesinin talep edilebileceğinin bildirilmesinden sonra bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın "Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması" başlıklı 45. maddesinde, Devletin tarım arazileri ile çayır ve mer'aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek ödevi olduğu hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16. maddesinin, 7. fıkrasında, "Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlar Bakanlığa tahsis edilir. Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin 31/12/2019 tarihine kadar yapacakları satın alma talepleri üzerine taşınmazlar Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır..." hükmü bulunmaktadır.
4342 sayılı Mera Kanununun "Mera, Yaylak ve Kışlakların Hukuki Durumu" başlıklı 4. maddesinde, "Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur.
Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. Ancak, kullanım hakkı kiralanabilir. Kiralama ilkeleri yönetmelikle belirlenir..." kuralı yer almaktadır.
Dava konusu, Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı Tebliğin, "Yapı kayıt belgesinin kullanım yerleri" başlıklı 6. maddesinin, 4. fıkrasında, yapı kayıt belgesi alındıktan sonra yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın kullanım maksadı değişiklikleri de dahil olmak üzere tapuda cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesisi yapılabilmesi için gerekli belgeler düzenlenmiş, anılan fıkranın d) bendinde yapı kayıt belgesi ile zemin ve mimari proje uyumunu gösteren ve tescil sayfasını da içeren özel harita mühendislik büroları veya Lisanslı Harita Kadastro Büroları (LİHKAB) tarafından düzenlenmiş olan zemin tespit tutanağı ile birlikte kadastro müdürlüğüne müracaatta bulunulacağı kurala bağlanmıştır.
Anılan Tebliğin "Hazineye ve belediyeye ait taşınmazlar üzerindeki yapılar" başlıklı 7. maddesinin, 1. fıkrasında, yapı kayıt belgesi alınan yapıların Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlardan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanların Bakanlığa tahsis edileceği ve tahsis işleminden sonra, yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bu taşınmazların Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılacağı hükme bağlanmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün … tarihli dava konusu Genelgesinde de, 3194 sayılı Yasanın geçici 16. madde hükmü uyarınca yapılacak iş ve işlemler düzenlenmiş ve bu kapsamda dava konusu tebliğin iptali istenilen ibaresine aynen yer verilmiştir.
Diğer taraftan, İmar Kanununun geçici 16. maddesi kapsamında yapı kayıt belgesi alınan yapıların bulunduğu Hazineye ait taşınmazların, belge sahiplerine satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla çıkarılan ve 26.12.2019 günlü, 30990 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Emlak Genel Tebliğinin (Sıra No: 396) "Satılamayacak taşınmazlar" başlıklı 4. maddesinin, 1. fıkrasının (b) bendinde, bu Tebliğ kapsamında, 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında kalan taşınmazların satılamayacağı kuralı yer almaktadır.
29.08.2007 tarihli, 26628 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların satış işlemlerine ilişkin Milli Emlak Genel Tebliğinin (Sıra No: 313) "Satılamayacak Taşınmazlar" başlıklı II. kısmının, 1. maddesinin, i bendinde de, 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında kalan taşınmazların satışının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Dava konusu tebliğin dayanağı olan imar kanununun geçici 16. maddesinde yapı kayıt belgeli yapıların hazineye ait taşınmazlar üzerinde bulunması halinde bu taşınmazların satılmasına ilişkin olarak herhangi bir kısıtlamaya yer verilmemişse de; özel kanunlar ile düzenlenerek korunması öngörülen alanlar yönünden (ormanlar, sit alanları, kıyılar, meralar v.b.) özel kanunlarında ve bu kanunlar uyarınca çıkarılan ilgili mevzuatta yer alan hükümlerin öncelikle uygulanması gerektiği açıktır.
Bu durumda, özel kanunlarında özel mülkiyet konusu olamayacağı öngörülen taşınmazlar (olayda mera vasıflı taşınmaz) üzerinde bulunan yapı kayıt belgeli yapılar nedeniyle anılan taşınmazların yapı kayıt belgesi sahibine satılmasına olanak bulunmadığından, dava konusu tebliğ ve genelgede bu yönde yer alan ibarelerde mevzuata ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 03/02/2021 tarihinde, davacının gelmediği, davalı idare vekili Av….'in geldiği, Danıştay Savcısı …'ın hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : Gümüşhane İli, Merkez İlçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı mera vasfındaki taşınmaz üzerinde ev ve ahır niteliğinde yapıları bulunan davacı tarafından, anılan taşınmaza ilişkin yapı kayıt belgesi alınmış, daha sonra taşınmazın Hazineden satın alınarak kendi adına tescil edilmesini teminen zemin tespit tutanağının düzenlenmesi için … İlinde lisanslı harita kadastro mühendislik bürosu (LİHKAB) bulunmadığı belirtilerek, serbest harita ve kadastro mühendislik müşavirlik bürosuna (SHKMMB) başvuruda bulunulmuş, ancak şimdilik mera vasfındaki taşınmaz açısından zemin tespit tutanağının düzenlenemeyeceği, bu hususa ilişkin yasal düzenleme yapılacağı belirtilerek başvurusu reddedildiğinden, 27/10/2019 tarihinde Cimer'e başvuru yapılmış, … tarihinde de Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Gümüşhane Kadastro Müdürlüğünce, taşınmaz orta malı vasfında olduğundan Hazinenin özel kanunlar kapsamında kalan taşınmazlarından olduğu değerlendirilebileceğinden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğünden bilgi alınabileceği ve satışın uygun görülmesi halinde de SHKMMB'na başvuruda bulunularak zemin tespit tutanağı düzenlenmesinin talep edilebileceği şeklinde başvurunun cevaplanması üzerine, … tarihinde görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: Anayasanın "Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması" başlıklı 45. maddesinde, Devletin tarım arazileri ile çayır ve mer'aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek ödevi olduğu hüküm altına alınmıştır.
İmar Kanununun geçici 16. maddesinin, 7. fıkrasında, "Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlar Bakanlığa tahsis edilir. Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin 31/12/2019 tarihine kadar yapacakları satın alma talepleri üzerine taşınmazlar Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır..." hükmü bulunmaktadır.
Mera Kanununun "Mera, Yaylak ve Kışlakların Hukuki Durumu" başlıklı 4. maddesinde, "Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur.
Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. Ancak, kullanım hakkı kiralanabilir. Kiralama ilkeleri yönetmelikle belirlenir..." hükmü yer almaktadır.
Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar başlıklı Tebliğin, "Yapı kayıt belgesinin kullanım yerleri" başlıklı 6. maddesinin, 4. fıkrasında, yapı kayıt belgesi alındıktan sonra yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın kullanım maksadı değişiklikleri de dahil olmak üzere tapuda cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesisi yapılabilmesi için gerekli belgeler düzenlenmiş, anılan fıkranın (d) bendinde yapı kayıt belgesi ile zemin ve mimari proje uyumunu gösteren ve tescil sayfasını da içeren özel harita mühendislik büroları veya Lisanslı Harita Kadastro Büroları (LİHKAB) tarafından düzenlenmiş olan zemin tespit tutanağı ile birlikte kadastro müdürlüğüne müracaatta bulunulacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı şekilde, uygulamada yapı kayıt belgesi düzenlenen taşınmazların satışının yapılması aşamasında da ilgili idarelere sunulacak belgeler arasında yapı kayıt belgesi yanında, 3194 Sayılı Kanunun Geçici 16. maddesi ve buna dayalı olarak çıkarılan Tebliğe göre düzenlenen zemin tespit tutanaklarının da yer aldığı anlaşılmaktadır.
Anılan Tebliğin "Hazineye ve belediyeye ait taşınmazlar üzerindeki yapılar" başlıklı 7. maddesinin, 1. fıkrasında da, yapı kayıt belgesi alınan yapıların Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlardan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar Bakanlığa tahsis edileceği ve tahsis işleminden sonra, yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bu taşınmazların Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılacağı kuralı yer almaktadır.
26.12.2019 tarihli, 30990 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Emlak Genel Tebliğinin (Sıra No: 396) "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, " Bu Tebliğin amacı, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16 ncı maddesi kapsamında Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların bulunduğu Hazineye ait taşınmazların, Yapı Kayıt Belgesi sahiplerine satışına ilişkin usul ve esasları belirlemektir." kuralı, "Satılamayacak taşınmazlar" başlıklı 4. maddesinin, 1. fıkrasında, "Bu Tebliğ kapsamında;
a) 31/12/2017 tarihinden sonra üzerinde yapı yapılan taşınmazlar,
b) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında kalan taşınmazlar, ... satılamaz." düzenlemesi yer almaktadır.
29.08.2007 tarihli, 26628 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliğinin (Sıra No: 313) 1. maddesinde, "Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satılması görev ve yetkisi, 10/12/2003 tarihli, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 46 ncı maddesi ve 14/12/1983 tarihli, 18251 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin (b) bendine göre Bakanlığımıza ait olup bu işlemler, esas olarak 8/9/1983 tarihli, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve bu Kanunun 74 üncü maddesine istinaden çıkarılan ve 19/6/2007 tarihli, 26557 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütülmektedir." kuralı, 2. maddesinde, "Buna göre, Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların satış işlemleri ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak aşağıda belirtilen esaslara göre yürütülecektir." kuralı, "Satılamayacak Taşınmazlar" başlıklı II. kısmının, 1. maddesinin, i bendinde, 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında kalan taşınmazlar..." düzenlemesi yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usule ilişkin olarak; davalının usule ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Esasa ilişkin olarak; aktif deprem kuşağında yer alan Ülkemizde mevzuata aykırı şekilde inşa edilen yapıların tespit edilmesinin afet risklerine hazırlık kapsamında en etkili ve ilk atılması gereken adım olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Bu yapıların tespitinin hızlı şekilde yapılabilmesini teminen, İmar Kanununa eklenen geçici 16. madde ve bu maddeye dayalı olarak çıkarılan başkaca yasal düzenlemelerde, ilgili kişilerin idarelere başvuruda bulunması yöntemi kabul edilmiş ve başvuru esnasında tahsil edilecek bedellerin şehirlerin dönüşümünde ve inşasında kullanılacağı hükme bağlandığından, düzenlemelerde kamu yararı bulunduğu değerlendirilmiştir.
Öte yandan, yapı kayıt belgesi ilgililere geçici süreliğine bazı haklar tanımakta olup yapının yeniden yapılması veya kentsel dönüşüm uygulamasına karar verilmesi halinde, yapı kayıt belgesinin hükmü kalmayacağından, uyuşmazlığa konu düzenlemenin bir imar affı niteliğinde olmadığı ortadadır.
Diğer yandan, doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanları, kültür varlıkları, ormanlar, meralar ve kıyılar gibi korunması gereken alanlar, ilgili özel kanunlar ve düzenlemeler ile korunduklarından, bu alanlarda yapı kayıt belgesi düzenlenmiş olması, özel hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
Anayasada mera alanlarının korunması Devletin görevleri arasında yer almış, Mera Kanununda da Mera alanlarının kamu orta malı niteliğinde olduğu, hiçbir şekilde özel mülk konusu olamayacağı ve zaman aşımı yoluyla kazanılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Dava konusu tebliğin dayanağı olan imar kanununun geçici 16. maddesinde yapı kayıt belgeli yapıların hazineye ait taşınmazlar üzerinde bulunması halinde bu taşınmazların satılmasına ilişkin olarak herhangi bir kısıtlamaya yer verilmemişse de; özel kanunlar ile düzenlenerek korunması öngörülen alanlar yönünden (ormanlar, sit alanları, kıyılar, meralar v.b.) özel kanunlarında ve bu kanunlar uyarınca çıkarılan ilgili mevzuatta yer alan hükümlerin öncelikle uygulanması gerektiği açıktır.
Bu durumda, özel kanunlarında özel mülkiyet konusu olamayacağı öngörülen taşınmazlar (olayda mera vasıflı taşınmaz) üzerinde bulunan yapı kayıt belgeli yapılar nedeniyle anılan taşınmazların yapı kayıt belgesi sahibine satılmasına olanak bulunmadığından, dava konusu tebliğ ve genelgede bu yönde yer alan ibarelerde mevzuata ve hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.DAVANIN REDDİNE,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için öngörülen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacının göstereceği hesap numarasına iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün (otuz) içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 03/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi