17. Hukuk Dairesi 2013/14549 E. , 2015/891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ..."in çekmiş olduğu ihtiyaç kredisinin teminatı olarak muris adına davalı şirket nezdinde hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, murisin hayatını kaybetmesi üzerine poliçe kapsamında davalı şirkete yaptıkları başvurunun reddedildiğini belirterek 10.500,00 TL poliçe teminatının vefat tarihi olan 03.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; sigortalının poliçe tanziminden önce kalp rahatsızlığı olduğunu bilmesine rağmen beyan yükümlülüğüne aykırı olarak bu durumu bildirmediğini, başvuru formundaki sorulara sağlık sorunu bulunmadığı cevabının verildiğini, bu nedenle cayma haklarını kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 5.250,00 TL tazminatının 07.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Hayat Sigortası Genel Şartları"nın C.2. numaralı bendinde sigortalının, sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında kendisince bilinen ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri bildirmekle yükümlü olduğu, bu yükümlülüğün ihlali halinde ise, sigortacının durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabileceği veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebileceği düzenlenmiştir.
Genel olarak hayat sigortalarında sigortalının hastalığı, nihai olarak sigortacının taşıdığı rizikoyu arttıran bir husustur. Sigortacı bu durumda ya hiç sigorta sözleşmesi yapmamakta ya da daha ağır şartlarla sigorta sözleşmesi yapmaktadır. Davaya konu hayat sigorta sözleşmelerinde asıl amaç sigorta ettirenin bir ihtiyacının karşılanması olmayıp, bankanın kredi verdiği kişinin ölüm nedeniyle krediyi geri ödeyememesi nedeniyle maruz kalacağı riskin teminat altına alınmasıdır
Somut olayda ...Uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda murisin vefat etmeden önce kalp kası enfarktüsü, koroner dolaşım bozukluğu ve yüksek tansiyon tedavisi için ilaç kullandığı, murisin kalp kası enfarktüsü neticesinde vefat ettiği ve bu hastalığın en az ölümünden önceki üç yıldır mevcut olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece, sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında muris tarafından ilaç kullanılması nedeniyle bilinen hastalığın sigortacıya bildirilmemesi nedeniyle sigortacının cayma hakkı olduğu nazara alınarak davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.