3. Ceza Dairesi 2018/3750 E. , 2019/4000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın olay günü arkadaşları ile birlikte, katılanın güvenlik görevlisi olarak çalıştığı barda eğlendiği sırada, alkolün de etkisi ile taşkınlık çıkarması üzerine dışarı çıkartıldığı, katılanın da aralarında bulunduğu bar çalışanları ile yaşanan arbede sırasında, elindeki cam bira bardağını ağaç gövdesine vurup kırdıktan sonra bilerek ve isteyerek katılana doğru savurduğu ve yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın doğrudan kastla hareket ettiği gözetilmeden, koşulları oluşmadığı halde hakkında TCK"nin 21/2. maddesi gereğince olası kast indirimi yapılmak suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından ve yine Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında katılan ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiin ve katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 86/3-e, 87/1-c-son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerektiği gözetilmeyerek, talimat yoluyla savunmasının aldırılması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi,
b) Adli tıp kriterlerine göre yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığının olaydan en az altı ay sonra değerlendirilmesinin gerektiği, katılanın olayın üzerinden en az altı ay geçtikten sonra mevcut raporları ile birlikte Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek yüz bölgesinde tespit edilen yaralanmaların yüzde sabit ize neden olup olmadığı hususunda rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden, olayın üzerinden belirtilen süre geçmeden düzenlenen 28.06.2012 tarihli rapor hükme esas alınmak suretiyle eksik inceleme ve yetersiz rapor ile hüküm kurulması,
c) Sanığın olay günü arkadaşları ile birlikte, katılanın garson olarak çalıştığı barda eğlendiği sırada, alkolün de etkisi ile taşkınlık çıkarması üzerine dışarı çıkartıldığı, katılanın da aralarında bulunduğu bar çalışanları ile yaşanan arbede sırasında, elindeki cam bira bardağını ağaç gövdesine vurup kırdıktan sonra bilerek ve isteyerek katılana doğru savurduğu ve yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın doğrudan kastla hareket ettiği gözetilmeden, koşulları oluşmadığı halde hakkında TCK"nin 21/2. maddesi gereğince olası kast indirimi yapılmak suretiyle eksik ceza tayini,
d) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
e) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas - 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine aykırı davranılması,
f) Sanığın, katılana karşı yüzde sabit ize neden olacak şekilde yaralama eylemi nedeniyle hüküm kurulurken, uygulama maddesinin TCK"nin 87/1-c maddesi yerine TCK"nin 87/1-b maddesi olarak hatalı gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 27.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.