12. Ceza Dairesi 2012/33370 E. , 2014/505 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK"nın 62/1, 51/1-3, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet.
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kültür ve Turizm Bakanlığı adına katılma talebinde bulunulduğu ve katılma kararı bu yöndeki dilekçeye istinaden verildiği halde, gerekçeli karar başlığında ..."nün katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir
Sanığa ait olup, Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12/11/1999 gün ve 1123 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen bölgede yer alan, Nevşehir İli, Merkez İlçesi, Uçhisar Beldesi, İkidağarası Mevkii 4613 parsel sayılı taşınmaz üzerine bağ evi inşa ettirdiğinin tespiti üzerine, sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar mahkeme tarafından Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12/11/1999 gün ve 1123 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen bölgede yer alan, Nevşehir İli, Merkez İlçesi, Uçhisar Beldesi, İkidağarası Mevkii 4613 parsel sayılı taşınmaz üzerine sanığın ev inşa edip müdahalede bulunma eyleminin, sit kararından daha önce gerçekleştiği kanaatine varılarak, beraatine karar verilmiş ise de, sanığa ait 4613 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydı incelendiğinde, tapu kaydının beyanlar hanesine, 11/04/1988 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı şerhinin konulduğu, ancak sanığın savunmalarında, 1995 yılında satın aldığı taşınmaz üzerinde suça konu evin mevcut olduğuna ilişkin beyanı ile arkeolog ve inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen 28/03/2011 tarihli raporda, taşınmaz üzerinde bulunan bağ evinin, kullanılan imalatlar dikkate alındığında yaklaşık 15 yıl önce inşa edildiğinin belirtilmesi karşısında, sanığa atılı olan suç için öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu, anlaşılmakla;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK"nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2 maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 1995 yılından tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş ve 5271 sayılı CMK"nın 223/9 maddesindeki şartların da oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının isteme aykırı olarak DÜŞMESİNE,15/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.