20. Hukuk Dairesi 2014/1841 E. , 2014/4655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Amasya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2013
NUMARASI : 2012/181-2013/336
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. B.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, Merkez G.... Mahallesi,...ada 94 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede 64 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 2006 yılında 6831 sayılı Kanun gereğince orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışması yapıldığını, çekişmeli taşınmazın 2007 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman sınırları içinde kalan kısmın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini ve müdahalenin önlenmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile Amasya İli, Merkez G... Mahallesi ...ada 94 nolu parselin tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 16/10/2006 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme de hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman bilirkişi tarafından yapılan uygulamada taşınmazın kısmen mi yoksa tamamen mi tahdit içinde kalıp kalmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur. Zira, bilirkişiler tarafından taşınmazın tamamının kesinleşen tahdit içinde kaldığı yönünde beyanda bulunulmuş ise de rapora eklenen kroki incelendiğinde çekişmeli taşınmazın Batı, Doğu ve Kuzeydoğu yönlerinden tahdit sınırı dışına isabet eden kısımları bulunduğu görülmüştür. Orman bilirkişi tarafından bu kısımlara yönelik açıklama yapılmamıştır. Yine, çekişmeli taşınmazın tapu kaydında G... Mahallesi yazılmasına rağmen V... Köyü orman tahdit belgeleri getirtilmiştir. Mahkemece, G... Mahallesi ile V... Köyünün aynı yer olup olmadığı da araştırılmamıştır. Dairenin iade kararı üzerine Orman İşletme Müdürlüğü tarafından gönderilen cevabî yazıda Vermiş Köyü ile G... Mahallesi"nin aynı yer olmadığı, sınırlarının ayrı olduğu, taşınmaz her ne kadar G...Mahallesinde tapuda kayıtlı görünüyor ise de orman sınırlama çalışmalarında Vermiş Köyü orman kadastro çalışma alanı içinde kaldığı belirtilmiştir.
O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, V.... Köyü ile G... Mahallesinin aynı yer olup olmadığı araştırılarak kesin olarak belirlenmeli, aynı yer değillerse V... Köyünde yapılan orman kadastro tutanakları ve haritasının ve şayet taşınmaz V....Köyünde yapılan orman kadastrosunda tahdit içinde bırakılmış ise, bu tahdidin G......Mahallesinde ilân edilip edilmediği, ilân edilmiş ise, askı ilân tutanağının getirtilmesi, aynı yer ise, cevabî yazı dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yervermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilerek taşınmazın kesinleşmiş tahdite göre konumu tereddütsüz saptanmalı, tahdit içinde kalan ve kalmayan yerleri ayrıca belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bundan ayrı, yörede orman kadastrosunun 2006 yılında yapılıp kesinleştiği belirtildiğine göre 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca ilgilisinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tahdidin iptali için dava açma hakkının mevcut olması sebebiyle böyle bir davanın açılmış olması halinde o dava dosyası ile eldeki dava dosyası birlikte görülerek taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının da belirlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Belediye vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.