17. Hukuk Dairesi 2019/2462 E. , 2020/4504 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 06/04/2006 tarihinde davacının maliki olduğu araçla yolcu olarak seyir halinde iken, davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın arkadan çarpması suretiyle maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davacının yaralanma nedeniyle uzun süre çalışamadığını ve işgücü kaybına uğradığını, tedavi masrafının 337,00 TL olduğunu ancak çok daha fazla masrafı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00 TL maddi tazminatın ve 337,00 TL tedavi masrafının tüm davalılardan, ayrıca 3.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacının hukuka aykırı fiili ve kusuru ispat külfeti bulunduğundan ve davalı ..."in kusurunun ve meydana gelen trafik kazasında zararın bu kişinin kusuruyla meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğinden, kusurun davalıda olduğunun ispat edilemediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle cismani zarardan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
06.04.2006 tarihli iki jandarma görevlisi tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı"nda olayın oluş biçimine ilişkin açıklama kısmında, araçların yol kavşağına geldiği sırada arkada seyreden davalının yönetimindeki kamyonun önünde seyir halinde bulunan davacının yolcu olarak bulunduğu aracın kavşakta aniden yavaşlamasıyla otomobile arkadan çarptığı, buna göre davalı kamyon sürücüsü ..."in 2918 sayılı yasanın 84.maddesi gereğince asli kusurlardan arkadan çarpma kusurunu işlediği, davacının yolcu olduğu araç sürücüsü dava dışı ..."ın ise 2918 sayılı yasanın 56/1-a maddesi gereği tali kusurlu olduğu tespitleri yer almaktadır.
Davacı ... ve bulunduğu araç sürücü ... ifadelerinde özetle, arkalarında seyretmekte olan kamyonun kendilerine arkadan çarptığını; davalı sürücü ... ise ifadesinde, olay mahalline geldiğinde otomobilin kendisini sollayarak önüne geçtiğini ve kavşak olduğu için hemen frene basıp yavaşladığını, otomobil sürücüsünün büyük ihtimalle yolu şaşırmış olduğunu, önündeki otomobil yavaşlayınca kendisin de frene bastığını, ancak kamyonu yüklü olduğu için arabaya çarptığını beyan etmiştir.
Olaya ilişkin yürütülen ceza yargılamasında (Eyüp 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/548 Esas sayılı dosyası) makine mühendisinden alınan 05.01.2009 tarihli raporda, kaza tespit tutanağının, araçların teknik özelliklerinin ve hayatın normal seyrinin ortak değerlendirildiği gerekçesi ve olay sırasında otomobilin kamyonu sollayarak yakın mesafede önüne geçip fren yapmış olduğu kabulü ile, davacının yolcu olduğu otomobil sürücüsünün kullandığı aracın davalı sürücünün kullandığı kamyonun önüne geçerek yakın mesafeden yolunu kapattığı, kamyon sürücüsünün fren yapmasına rağmen kamyonu durduramadığı, yapacağı başka bir şeyin kalmadığından çarpmanın meydana geldiği tespiti ile davalı kamyon sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, kazanın davacının yolcu olduğu araç sürücüsünün asli kusurundan (2918 sayılı yasanın 56 ve 84 maddeleri gereğince) kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu rapor esas alınarak davalı sürücünün beraatine karar verilmiş, davacının temyizi ile Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2012/14679 E.-2012/24576 K. Sayılı ilamı ile "kaza tutanağı ile bilirkişi raporundaki farklı değerlendirmeler nedeniyle Adli Tıp Kurumu ya da ilgili mercilerden yeniden rapor alınıp sonucuna göre davalının hukuki durumunun tayin ve takdiri
gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuş ise de, İstanbul 77. Asliye Ceza Mahkemesi 2014/407 Esas sayılı dosyasında davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Bu kez, Mahkemece kaza tespit tutanağı ile ceza yargılaması aşamasında 05/01/2009 tarihinde alınan raporların çelişki arz etmesi sebebiyle her iki raporun dikkate alınarak kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumlarının belirlenmesi bakımından dava dosyasında ATK"ndan rapor aldırılmıştır. 08.01.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda davacı tarafın beyanı doğrultusunda olayın gerçekleştiği kabulü halinde davalı sürücü ...’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacının yolcu olduğu araç sürücüsü ...’ın kusursuz olduğu; davalı tarafın beyanı doğrultusunda olayın gerçekleştiği kabulü halinde, davalı sürücü ...’in kusursuz, davacının yolcu olduğu araç sürücüsü ...’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu şeklinde seçenekli rapor düzenlenmiştir.
Mahkemece, davacının davalı kamyon şoförünün olayda kusurlu olduğunu ispat edemediği, kazanın meydana gelmesinin davalı kamyon şoförünün kusurundan kaynaklandığının ispat edilemediği ve davacı tarafın yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de mahkeme kabul ve gerekçesi yerinde değildir.
Kaza tesbit tutanakları, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli belgelerdendir. Ancak kaza tespit tutanağını düzenleyen zabıt mümzi polis memurları dinlenmeden karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
O halde mahkemece, kaza tespit tutanağını düzenleyen zabıt mümzi polis memurları dinlendikten sonra, toplanmış ve toplanacak tüm delillerle birlikte Adli Tıp Kurumu"nun 08.01.2016 tarihli raporunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.