10. Hukuk Dairesi 2014/15861 E. , 2015/4193 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :. İş Mahkemesi
Dava, 5510 sayılı Yasa"nın 20/3. maddesi uyarınca davacıya murisi nedeniyle iş kazası meslek hastalığı sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne, meslek hastalığı sürekli maluliyeti %28,20 olup bu malûliyet üzerinden sürekli iş göremezlik geliri almakta iken 06/02/2004 tarihinde vefat eden sigortalı....."a sağlığında %28,20 malûliyet üzerinde almakta olduğu iş bu sürekli iş göremezlik gelirinin 5510 sayılı Kanun"un 20/3 maddesi uyarınca 01/10/2008 tarihini takip eden ay başından itibaren davamız davacısı....."a gelir olarak bağlanması gerektiğinin tespitine, İş bu gelirlere bağlı alacak talebi hakkında ise bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ......tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Somut olayda; davacılar murisinin hayatta iken meslek hastalığı nedeniyle 01.04.1982 tarihinden itibaren %28,20 oranında sürekli işgöremezlik durumuna girmesi nedeniyle kendisine sürekli işgöremezlik geliri bağlanmış olup, 06/02/2004 tarihinde vefat etmiştir. Murisinin ölümünden sonra ölüm aylığı almaya başlayan davacı, 5510 sayılı Yasa"nın 20/3 fıkrasına göre, işkazası ile malûliyet oranının %50"nin altında olan sigortalıların iş kazasına bağlı olmaksızın ölümleri halinde hak sahiplerine gelir bağlama imkanının getirilmesi nedeniyle, kendisine ölüm aylığının yanında ölüm geliri de bağlanması gerektiğinin tespiti ile, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 20/3 maddesi “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34"üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.” hükmünü getirmiştir.
5510 sayılı Yasa"nın 17.maddesi, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililere ödenecek ödenekler ve bağlanacak gelire esas teşkil edecek günlük kazancın hesaplama yöntemini düzenlemiştir. Aynı Yasa"nın 19. maddesinde ise, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurullarınca meslekte kazanma gücünü en az %10 oranında kaybetmiş olanlara, sürekli işgöremezlik geliri bağlanacağı, sigortalının işgücünü tam kaybetmesi halinde, 17. maddeye göre hesaplanan aylık kazancının %70"i oranında, kısmi kaybetmesi halinde ise, tam aylığının hesap edilerek, bunun işgöremezlik derecesi oranındaki tutarının ödeneceği, başka birinin bakımına muhtaç ise, hesap edilen gelirin %100"nün bağlanacağı düzenlemesi getirilmiş, 20.maddenin birinci ve ikinci fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalılarla, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle gelir bağlanan sigortalıların ölmesi halinde, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, sigortalının 17.maddeye göre tespit edilen aylık kazancının 55"inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek 34.madde hükümlerine göre aylık bağlanacağı düzenlemesi getirilmiştir,
Davanın yasal dayanağı olan 20"nci maddenin üçüncü fıkrasında ise, 55 inci maddenin ikinci fıkrasındaki güncellemeden sözedilmeksizin, sigortalının almakta olduğu sürekli işgöremezlik gelirinin 34.madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Yasa"nın, Gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, alt sınırı, ödenmesi ve yoklama işlemleri başlıklı 55.maddenin ikinci fıkrası, Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir, düzenlemesini getirmiş, anılan maddenin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları, bağlanacak gelir ve aylıkların alt sınırlarına ilişkin hükümler getirmiştir.
Eldeki davada, mahkemece davacıya ölüm geliri bağlanması gerektiğine dair yaklaşım isabetli ise de; bağlanacak gelirin başlangıç tarihinin yasal çerçevede belirlenmemesi ile davacıların ölüm aylığı alması halinde 5510 sayılı Yasa"nın 54"üncü maddesinin gözetilmemesi isabetsizdir.
Gelirlerin başlangıcı yönünden, davacının 17.03.2004 tarihinde,Kurum"dan ilk kez ölüm geliri talebinde bulunduğu, bu tarih haricinde Kuruma yazılı müracaatlarının olmadığı anlaşılmakta olup, her kanunun yürürlükte olduğu dönemde uygulanmasına dair genel ilke çerçevesinde 506 sayılı Yasa"nın 99. ve 5510 sayılı yasaların 97. maddeleri gözetilmeli, davacı murisinin ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 99’uncu maddesinde belirlenen sürede istenmeyen gelir veya aylığın tümünün zamanaşımına uğrayacağı ve bu gerçekleştiğinde gelir veya aylığın yazılı talep tarihini takip eden aybaşından itibaren bağlanabileceği, başka bir deyişle yazılı talep tarihinden önceki gelir veya aylıkların istenemeyeceğine dair düzenleme ve 5510 sayılı Kanunun 97/1’inci maddesindeki; her bir gelir veya aylık için beş yıllık zamanaşımı süresi ve gelir ve aylığın doğumundan itibaren beş yıl içinde istenmemesi halinde zamanaşımına uğrayacağına dair düzenleme dikkate alınarak, davacının
talebini ilk kez 06.02.2014 tarihinde açtıkları bu dava ile dile getirmeleri gözetilerek, ancak 01.03.2009 tarihi ve sonrasında doğan davacılara ait ölüm gelirleri yönünden dava tarihi olan 21.02.2014 tarihi itibariyle beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, davacılara 01.03.2009 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlanması gerekecektir.
Diğer taraftan, muris sigortalının meslek hastalığı nedeniyle %28,20 oranında sürekli işgöremezlik durumuna girmesi nedeniyle sürekli işgöremezlik geliri almakta iken, 06/02/2004 tarihinde ölmesi nedeniyle, 5510 sayılı Yasa"nın 20"inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre ve aynı Yasa"nın 55/2 fıkrasındaki güncelleme işlemi yapılmaksızın, ancak, üçüncü fıkrasında belirtilen, alt sınır gözetilerek, 34.madde hükümlerine göre aylık bağlanması gerektiğinin, ayrıca, bağlanan gelirde davacıların ölüm aylığı almaları nedeniyle 5510 Sayılı Yasa"nın 54’üncü maddesinin de dikkate alınması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar vrilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının içeriğinin silinerek, yerine;
“1-Davanın kabulü ile davacılara 5510 sayılı Yasa"nın 20/3 ve 97. maddelerine göre, aynı Yasa"nın 55/3 fıkrasındaki alt sınır gözetilerek, 34"üncü madde hükümlerine göre, 01.03.2009 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlanmasına, bağlanan gelirde 5510 sayılı Yasa"nın 54’üncü maddesinin “c” bedinde yer alan “Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.” Hükmünün gözetilmesi gerektiğinin tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline,
2-Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına; davacı tarafça yatırılan harcın davacıya iadesine,
3-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500 TL avukatlık ücretinin davalı Kurumdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 24,00 TL mahkeme tebligat masrafının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.