20. Hukuk Dairesi 2014/1197 E. , 2014/4641 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aydıncık(Mersin) Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2012/126-2013/138
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Kooperatif, 25.07.2008 tarihli dilekçesiyle, Mersin İli, A... İlçesi, S... Me...de bulunan, 1661 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması sırasında orman sınırları dışına çıkarıldığı ve askı ilân süresi sonunda 01.08.1989 tarihinde M.. H.. adına tapuda tescil edildiği, Aydıncık Belediye Meclisinin 15.02.1991 tarih ve 6 sayılı kararı ile 1661 parsel sayılı taşınmazı kapsayan bir alanın Mersin Valiliğince toplu konut alanı olarak ilân ettirilmesine yönelik karar alarak talebi Mersin Valiliğine sunduğu, Mersin Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünce talebe konu alanın toplu konut alanı olarak tesbit edilmesinin uygun görüldüğü, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Etüd ve Proje Dairesi Başkanlığınca arazinin niteliği nedeni ile istenen amaçla kullanılmasında bir sakınca görülmediği, Aydıncık B.. B..nın 12.02.1992 tarih ve 257 k. sayılı devir talep yazısı ve Maliye Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 19.11.1992 tarih ve 48289 sayılı yazısı ile 1661 parsel sayılı taşınmazın 152.000.000.- TL ( eski TL) bedelle Aydıncık B.. B..’na satışının uygun görüldüğü, Aydıncık B.. B..’nca taşınmaz bedelinin 22.12.1992 tarihinde Maliye ve Gümrük Bakanlığı Aydıncık Mal Müdürlüğü veznesine yatırılarak taşınmazın tapusunun 24.12.1992 tarihinde Aydıncık B.. B..’na geçtiği, Toplu Konut Kanununa uygun olarak arsa ofisince taşınmazın satın alınmasında fayda görülmediğinden taşınmazın Aydıncık B.. B..nca satılmasına izin verildiği, Aydıncık B.. B..’nın toplu konut alanı ilân edilen davaya konu 1661 parsel sayılı taşınmazı gerekli prosedürleri tamamlayarak 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’a göre açık artırma yolu ile satışa sunduğu, taşınmazın satış şartnamesi gereğince 05.08.1993 tarihinde 1.310.375.000.-TL (eski TL) bedelle davacı S.S. Ç....Y....Konut Yapı Kooperatifi’ne satışının gerçekleştiği ve satışın Aydıncık Tapu Müdürlüğü’ne bildirilerek 27.05.1994 tarihinde adlarına tapuya tescil edildiği, tapunun kooperatif adına geçmesinden sonra kooperatif tarafından 3194 sayılı Kanuna uygun olarak 17.03.1995 tarih ve 7-20 ruhsat numarası ile 39 adet konuta ilişkin ruhsat alındığı, bu ruhsata istinaden 1995 yılında inşaata başlandığı, 39 adet konutun betonarme- karkas inşaatı bitirildiği, duvarlarının örüldüğü, kapı pencere kasalarının takıldığı, sıhhi tesisatı ve elektrik tesisatının yapıldığı, iç kaba ve alçı sıva imalatının yapıldığı, boyasının, kanalizasyon ve fosseptik inşaatı tamamlandığı, konutların üyelere teslim edilmesi aşamasında, parselin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre Hazine adına yapılan orman dışına çıkarma ve Hazine adına tesbiti işlemine karşı Rasim E...ve diğerleri tarafından Maliye Hazinesi aleyhine açılan davanın reddine ve 1661 sayılı parselin tesbit gibi Hazine adına tapuya tesciline ilişkin, Aydıncık Kadastro Mahkemesinin 26.04.2000 gün ve 1999/21-23 sayılı kararının kesinleştiği, bu davaya kooperatiflerin de M.. H.. yanında müdahil olarak iştirak ettiği, mahkeme; kararın, ilk malik Maliye Hazinesi lehine olması nedeni ile bu kararın kooperatif lehine olduğu halde, daha önce yapılan şatışlar dikkate alınmadan, kesinleşen bu karara göre adlarına olan tapu kayıtlarının iptal edilip, haksız olarak Hazine adına tescil edildiği, davacı kooperatifin bu husustan 2005 yılında haberdar olduğu, bu nedenlerle, çekişmeli 1661 sayılı parselin M.. H.. adına olan tapusunun iptali ile kooperatif adına tescili, tescilin imkansız olması halinde, fazlaya dair haklar saklı kalmak sureti ile kooperatifin uğramış olduğu toplam 3.073.700,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; Aydıncık B.. B.. yönünden davanın reddine, davacı kooperatifin tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kabulü ile davacı kooperatifin uğramış olduğu zarar ve arsa bedelinden oluşan toplam 1.712.399,16.-TL" tazminatın, dava tarihi olan 10/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek kanunî faizi ile birlikte davalı M.. H..nden alınarak davacı kooperatife verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı kooperatif tarafından tazminat miktarını düşük hesaplanması, Hazine tarafından da tazminata hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/06/2012 tarih ve 2012/2651-8703 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [ Medenî Kanunun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, “Tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.” Somut olayda; tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesiyle bir zarar oluştuğu kabul edilebilirse de, 26.04.2012 gün ve 8275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılamayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı, ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanunî mirasçılarına iade edileceği; aynı Kanunun 7. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının bu sürenin bitimiyle birlikte sona ereceği, bu kişilerin idareden başkaca talepte bulunamayacakları, hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları öngörülmektedir. Tapusu iptal edilen taşınmazın, 6292 sayılı Kanunun sözü edilen hükümlerine göre tekrar tapu sahibine iade edilmesi halinde, davacı tarafın zararı izale edilip, tazminata hükmedebilmek için zorunlu unsur olan zarar gerçekleşmeyeceği için, taraflara kanundan kaynaklanan yetkilerinin kullandırılması ve sonucuna göre işlem yapılması] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile, Mersin İli, A...İlçesi, S...Me...1661 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı S...Ç....K..Yapı Kooperatifi adına tapuya kayıt ve tesciline, A... B.. B.. yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre, dava; 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda kayıtlı taşınmazın, tapu kaydının iptali ve tescil ya da Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen gerekleri yerine getirilmediği gibi bozma kararına yanlış anlam yüklenerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Şöyle ki; mahkemece, davacı tarafa 6292 sayılı Kanun hükümleri gereğince yetkilerin kullandırılması için süre verildiği, davacı kooperatif tarafından yapılan başvurulara davalı idarece taşınmazın tapu kaydının devrine ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediği gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, taşınmazın davalı adına Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Halbu ki; 6292 sayılı Kanunun 7/1-a-b maddesinde de kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlara ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvuru hakkı tanınmıştır. Bu düzenlemelerden başka nitelik yitirdiği gerekçesiyle Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlara ilişkin olarak hak sahibi veya ilgililerine herhangi bir yükümlülük yüklenmemiştir. Mevcut ve devam eden davalarda ise, çekişmeli taşınmazın 7/1-a maddesi kapsamında yani tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulmuş ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan bulunması halinde bedel alınmaksızın, tapuya geçerlilik tanınacağı 7/1-b maddesi kapsamında yani özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan taşınmazlardan bulunması halinde ise tapu kayıtlarının geçerli kabul edileceği, taşınmazların önceki maliklerine veya kanunî ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edileceği, ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmayacağı hususları düzenlenmiştir.
Bu durumda, mahkemece; davacı kooperatif tarafından davalı Hazineye yapılan başvuruların sonucu ile Hazinenin 6292 sayılı Kanunun amir hükümleri gereğince yapacağı işlemlerin neticelerinin beklenmesi, davacının açtığı tapu iptali ve tescil ile tazminat davasında, davacının tapusunun 6292 sayılı Kanun hükümleri gereğince idare tarafından iade edilmiş olması ya da bedelinin ödenmesi hâlinde, bu dava konusuz kalacağından, buna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 17/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.