20. Hukuk Dairesi 2014/1922 E. , 2014/4640 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... İlçesi, ...Köyü 271 ada 1 parsel sayılı 8919946,71 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı ...; tapu kaydına dayanarak dava konusu taşınmazın kök muris... mirasçıları adına tescilini talep etmiştir. Birleşen dosya davacısı ...; aynı parsel içindeki 2757 m2"lik kısma tapu kaydına dayanarak, ayrıca, dava açmış, mahkemece, aynı parsele yönelik ayrı ayrı açılan dava dosyaları birleştirildikten sonra yargılama devam ederken yapılan keşif sonrasında davacı ..."nin dava ettiği taşınmazın bir kısmının Hazine adına ham toprak olarak tesbit gören 589124,27 m2 yüzölçümündeki 285 ada 56 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı belirlenerek, bu parsel davalı hale getirildikten sonra, birleşen dosya davacısı ..."nin davasının reddine, asıl dosya davacısı ... tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, ...Köyü 271 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline, aynı yer 285 ada 56 parsel sayılı taşınmazın 14/12/2012 havale tarihli fen bilirkişi raporu ekindeki krokide (O) harfi ile gösterilen 18759,20 m2"lik bölümün Hazine adına yapılan tesbitinin iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile kök muris... mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
1) Davalı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;
Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazlardan orman niteliğiyle Hazine adına tesbit gören 271 ada 1 sayılı parselde kanunî hasım olup, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tesbit gören 286 ada 56 sayılı parselde kanunî hasım olmadığı gibi, bu parsele yönelik usûlünce açılmış bir davası da bulunmadığından, temyiz itirazlarının yalnızca 271 da 1 parsele yönelik olduğu, bu parselin ise orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiğinden, Orman Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı Hazine ve davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacı gerçek kişiler, tapu kayıtlarına dayanarak dava açmalarına rağmen, mahkemece, tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren revizyonları ile birlikte sorulup getirtilmemiş, yerel bilirkişi ve fen bilirkişi yardımıyla yerine usûlünce uygulanıp tapu kaydının kapsamı belirlenmemiştir. Ziraat bilirkişi raporu da çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yetersizdir. Yetersiz tapu uygulaması ve bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş; devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş; iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Bu nedenlerle; öncelikle, davacı gerçek kişilerin dayandıkları, tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren (Eski Türkçe olması halinde Eski Türkçe kayıtlarının tercüme ettirilmesi veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından istenerek) tüm gittileri ve varsa krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon durumu sorularak, revizyon gömüş ise, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi, bir harita mühendisi, yerel ve tesbit bilirkişileri ile tarafların gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlara ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanacak taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftasının ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kayıtları, 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince zemine uygulanarak, zeminde tam ve kesin kapsamı belirlenmeli, sınırında orman olduğundan 20/C maddesi gereğince miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli, miktar fazlasının sınırdaki ormandan açıldığı kabul edilmeli, sınırlarda adları okunan komşular çizilecek kroki üzerine kadastro tesbit malikleri ile bağ kurularak yazılıp, keşfi izleme olanağı saptanmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırıldıktan sonra dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uyduğu belirlendiği takdirde, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uymadığı ve taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3.7.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre ise; dava, kadastro tesbitine itiraz davası niteliğinde olup, çekişmeli 285 ada 56 parsel sayılı taşınmaz, 589124,27 m² yüzölçümüyle tesbit edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (O) harfi ile gösterilen 18759,20 m² kısmına yönelik hüküm kurulması, kalan kısmı yönünden hüküm kurulmaması da usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.