17. Hukuk Dairesi 2013/13963 E. , 2015/855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacılar vekili, davalıların sürücüsü, eski ve yeni işletenleri olduğu aracın müvekkillerinden ... ve ..."in oğlu olan yaya müvekkili ..."a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davacı ... için 500 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 2.500,00"er TL manevi tazminatın, kaza tarihi 07.02.2004 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarını 21.852,99 TL"na arttırmıştır.
Birleşen davada davacılar vekili, asıl davadaki talebini kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı davalı şirketten talep ederek, müvekkilinin uğradığı iş gücü kaybı nedeniyle 10.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş, kusura itiraz ederek davanın reddini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, ıslahla arttırılan kısım yönünden zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., aracı kazadan önce ... vekili ..."e notere satışıyla devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı ... aleyhine usulen açılmış dava olmadığından reddine, davalı ..."ın kazadan önce 15.10.2003 tarihinde aracı noter satışıyla devrettiğinden davanın husumet yönünden reddine, davalı ... ve birleşen davada davalı ... Şirketi aleyhine açılan davanın kabulüne, 21.852,99 TL alacağın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı ..."a ödenmesine, davacı ... için 10.000,00 TL, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 2.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm, davalı ..."ın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde; davaya konu kaza 07.02.2004 tarihinde meydana gelmiştir. Asıl dava 17.08.2006"da açılmıştır.
Davacılar vekili tarafından 17.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebi 21.852,99 TL"na arttırılmıştır. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince belirlenen 7 yıl 6 aylık uzamış dava zamanaşımı süresi 07.08.2011 tarihinde dolmuştur. Davacı ..."la ilgili yargılama sırasında alınan adli tıp kurumu raporuna göre davacının yaralanması nedeniyle % 14,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin 07.02.2004 tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş olup, bu rapora göre davacının yaralanması nedeniyle gelişen bir durumun söz konusu olmadığı sabittir. Bu durumda, ıslah edilen maddi tazminat miktarı yönünden dava zamanaşımına uğramış olup, mahkemece bu durumun göz ardı edilerek, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin tüm, davalı ..."ın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."ın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davalı ... yönünden peşin harcın onama harcına mahsubu ile artan harcın davalılara iadesine 22.01.2015 gününde Üye .. ve Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Somut olayda kaza 07.02.2004 tarihinde meydana gelmiş, eldeki dava 17.08.2006 tarihinde açılmış, ... yaralanması nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Yargılama devam ederken 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen Yasanın 107.maddesinde "Belirsiz alacak" davası düzenlenmiş olup aynı Yasanın 448.maddesi uyarınca usul hükümleri tamamlanmamış işlemlerede uygulanması gerekmektedir. Davacı yaralanması ile ilgili zararını 18.06.2012 günlü raporla öğrenmiş ve talebini artırmıştır. Eldeki dava "Belirsiz alacak" davası niteliğini aldığından artırılan bölümün zamanaşımına uğradığını kabul etmek mümkün değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre sayın çoğunluğun artırılan bölüm ile ilgili talebinin zamanaşımına uğradığı görüşüne katılmıyorum.
-KARŞI OY-
Somut uyuşmazlıkta,
07.04.2004 tarihinde, davalıların sürücü- işleten ve Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı oldukları ... ... ... plakalı aracın çarpması sonucu yaralanan küçük ..."ın daimi işgücü kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla 500,00 TL. maddi ve 10.000,00 TL. manevi tazminat ile davacı baba için 2.500,00 TL. anne içinde 2.500,00 manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen
tahsiline karar verilmesi istemi ile 17.08.2006 tarihinde eldeki dava açılmış,
25.04.2012 tarihinde mahkemeye intikal eden ... Kurulunun 23.01.2012 günlü raporunda "davacının maluliyet oranının %14.3 olduğu, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği" mütalaa edilmiş,
Davacı küçük ..."ın Adli Tıp Raporuna göre maddi zararın belirlenmesi için yaptırılan aktüer incelemesi sonucunda düzenlenen 18.06.2012 günlü raporla davacı zararının 21.852,99 TL olduğu bildirilmiş,
Davacı vekilinin 17.10.2012 günlü ıslah dilekçesi ile dava değerinin bilirkişi raporu doğrultusunda ıslahı üzerine davalılar ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı defini ileri sürmüş,
Mahkemece yargılama sonucunda "mahkemece zaman aşımı definin reddine, davalılar ... ve ... aleyhindeki davanın reddine ıslahla artırılan maddi tazminatın davalılar ... ve sigorta şirketi yönünden kabulüne" karar verilmiş,
Kararın davalı ... vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yazılı gerekçe ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun, ıslahla artırılan bölüm yönünden zamanaşımının gerçekleştiğine ilişkin bozma gerekçesine katılamıyorum.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK 448.maddesinde "bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı",
Yasanın 107/1.maddesinde de "davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği,
Yasanın 107/2.maddesinde de "karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianını genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği" düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere "belirsiz alacak davası" yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ile düzenlenmiş, Türk Hukuk Literatürüne girmiş yeni bir dava çeşididir.
Mülga 1086 sayılı HUMK döneminde kısmi dava olarak açılan eldeki dava, 6100 sayılı yasanın 107.maddesindeki koşulları taşıdığından belirsizlik alacak davası niteliğindedir.
Dosyada, davacının zararının HMK 107/1.maddesi hükmüne göre tam ve kesin olarak belirlendiği aktüer bilirkişi raporu, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra alınmış olup bu halde HMK 448.maddesi hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini artırması mümkündür. HMK 107/2.maddesi gereğince yapılacak bu artırım, bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımıda söz konusu değildir.
Bu halde davacının kısmi dava olarak açtığı, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK 107.maddesinde öngörülen belirsiz alacak davası niteliğini taşıyan davada, davacının alacağı tam ve kesin olarak 18.06.2012 günlü bilirkişi raporuyla belirlendiğinden davacının raporla belirlenen bu alacağının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan talep ettiği 17.10.2012 günlü dilekçesine (ıslah) istinaden davalılardan tahsiline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle onanmasına karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK 448. Ve 107.maddesi hükümlerinin gözardı edilmesi suretiyle yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.