3. Hukuk Dairesi 2015/5668 E. , 2016/3421 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının Bornova Belediyesi tarafından kendisine kiralanan pazar yerinde kaçak elektrik kullandığının ihbar edildiğini, yapılan kontrol neticesinde abonelik sözleşmesi bulunmayan sayaçtan elektrik kullandığına ilişkin tutanak düzenlendiğini, kaçak kullanım bedelini davalının ödememesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek; icra takibine itirazın iptaline ve takip konusu alacağın % 20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin hiçbir şekilde kaçak elektrik kullanmadığını, karşılıksız yararlanma suçundan dolayı açılan ceza davasından beraat ettiğini, tutanağın somut tespite dayanmadığını savunarak davanın reddini ve % 20"den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirileceği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine ve görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kanun"un 87. maddesi uyarınca, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan
yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin bulunmadığı, davaya konu pazaryerinde(ticarethane), davalının idareye kayıtlı olmayan sayaçtan kaçak elektrik kullandığı belirlendiğinden 6502 sayılı yasa kapsamındaki tüketici tanımına uymadığı gibi olayda 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. O halde, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
Hal böyle olunca, mahkemece; işin esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.