Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/18483
Karar No: 2016/19199
Karar Tarihi: 14.12.2016

İmar kirliliğine neden olma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/18483 Esas 2016/19199 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanığa imar kirliliğine neden olma suçuyla mahkumiyet kararı verilmiştir. Sağlanan kanıtlar ve yapılan inceleme sonucunda, sanığın suçu işlediği belirlenmiştir. Kıyı Kanununun 4. maddesi sahil şeridini ve kıyıyı tanımlamaktadır. Yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir ve kalan alanlar sadece yürüyüş, dinlenme vb. amaçlarla kullanılabilir. Uygulama imar planı olmayan sahil şeritlerinde hiçbir yapı yapılamaz. Ruhsatsız bina inşa etmek kanuni olarak cezalandırılır ve sahil şeridindeki ceza bir kat artırılır.
18. Ceza Dairesi         2015/18483 E.  ,  2016/19199 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
    Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirlenmiştir.
    Yürürlükteki 3621 sayılı Kıyı Kanununun 4.maddesi “kıyı”yı, “kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alan” olarak tanımlamıştır. Kıyı çizgisi “Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgiyi,” kıyı kenar çizgisi ise “Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını” ifade etmektedir. “Sahil şeridi” yine aynı maddede “kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan” olarak tarif edilmiştir.
    Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar Kanuna göre kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir, Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir (m.5). Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde, 4 üncü maddede belirtilen mesafeler içinde hiç bir yapı ve tesis yapılamaz. Uygulama imar planı bulunan yerlerde duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıklar dökülemez, kazı yapılamaz. Ancak bu alanlarda; uygulama imar planı kararıyla altı ve yedinci maddede belirtilen yapı ve tesislerle birlikte toplum yararına açık olmak şartıyla konaklama hariç günü birlik turizm yapı ve tesisleri yapılabilir (m.8).
    Kanunun 15/5. maddesinde ise “kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde” ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapı yapan kişilere Türk Ceza Kanunu veya İmar Kanunu hükümlerine göre verilecek ceza bir kat artırılacağı hükmü düzenlenmiştir. Dosya içerisindeki mevcut bilirkişi heyetinin raporuna göre, suça konu ruhsatsız binanın üzerinde bulunduğu alan maliye hazinesine ait olup, kıyı kenar çizgisinden itibaren sahil şeridinin ilk 50 metresi içerisinde kalmaktadır. Öyleyse sahil şeridinde ruhsatsız bina inşa ettiği belirlenen sanığın eyleminde 3621 sayılı Kıyı Kanunun15/5.maddesi uyarınca verilen cezanın bir kat artırılıp artırılmayacağı hususunun tartışılması bakımından suça konu yerde uygulama imar planının olup olmadığı araştırılması gerektiği gözetilmemiş ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    Anlaşıldığından, sanık ...’nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 14.12.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi