18. Ceza Dairesi 2018/4003 E. , 2019/2694 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçundan sanık ...’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/1-4 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 58/1. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/02/2017 tarihli ve 2016/162 esas, 2017/123 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre,
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz” şeklindeki 58/5. maddesi ile ister tekerrüre esas alınacak, isterse tekerrür uygulaması yapılacak hükme konu suçun, fail tarafından onsekiz yaşından önce işlenmiş olması halinde, artık tekerrür hükümleri uygulanamayacağına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/06/2009 tarihli ve 2008/2-234 esas, 2009/169 karar sayılı ilâmı birlikte değerlendirildiğinde, adlî sicil kaydına göre onsekiz yaşını tamamladıktan sonra tekerrüre esas bir mahkûmiyeti bulunmayan sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde,
2- Somut olayda, sanığın soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından ifadesinin alındığı sırada, aklî melekelerinde problem olduğunu, bu konuda Ankara Gata Asker Hastanesinde muayene olduğunu, muayene sonucunda kendisine hava değişimi raporu verildiğini savunması karşısında, suç tarihi itibariyle 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 74. maddesine göre gözlem altında tutulup usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken yargılamaya devamla sanık hakkında hüküm kurulmasında,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
a. Bir Numaralı Talep Açısından:
5237 sayılı TCK"nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz…
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir...” hükümlerine yer verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 08/04/2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 23/06/2009 tarihli ve 2008/2-234 esas, 2009/169 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, TCK’nın 58/5. maddesi uyarınca, failin, eylemin gerçekleştirildiği tarihte onsekiz yaşından küçük olması halinde, hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması olanaksızdır. Bu nedenle, ister tekerrüre esas alınacak, isterse tekerrür uygulaması yapılacak hükme konu suçun, fail tarafından onsekiz yaşından önce işlenmiş olması halinde, artık tekerrür hükümleri uygulanamayacaktır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen bir suç nedeniyle mahkum edilmiş olma, bu hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi ve yeni suçun belirli süreler içerisinde işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece tekerrüre esas alınan ilamın karar yerinde gösterilmediği gibi sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde, bazı ilamların suç tarihi itibarıyla, bazı hükümlerinde sanığın onsekiz yaşından küçükken işlediği suçlara ait olması nedeni ile sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması hukuka aykırıdır.
b. İki Numaralı Talep Açısından:
5237 sayılı TCK"nın 32. maddesinde; “(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda, sanığın soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından ifadesinin alındığı sırada, akli melekelerinde problem olduğunu, bu konuda Ankara Gata Asker Hastanesinde muayene olduğunu, muayene sonucunda kendisine hava değişimi raporu verildiğini savunması karşısında, suç tarihi itibariyle TCK’nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda yöntemince sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,
1- İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan sanık ... hakkında, Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/02/2017 tarihli, 2016/162 (E) ve 2017/123 (K) sayılı dosyası kapsamında iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan mahkumiyet kararının, 5271 sayılı CMK" nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 11/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.