Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13962
Karar No: 2015/4182
Karar Tarihi: 09.03.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/13962 Esas 2015/4182 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/13962 E.  ,  2015/4182 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, Kurumca resen tahakkuk ettirrilen fark pirm ve gecikme zammı işleminin iptali ile yersiz ödenen primlerin iadesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı şirket avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ........tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    ..... İli,.... köyünde........ işleten davacı şikret hakkında yapılan şikayet sonrası, Kurumca inceleme yapılmış ve sonuç olarak 2010 Yılı 3. ay ile 2012 yılı 5.ayları arasında kuruma bildirimi yapılan tüm sigortalıların aslen davacıya ait işyerinde ayda 30 gün üzerinden çalıştığı kabul edilerek, 19.11.2012 tarihli işlemle davacı şirketten ek bordroların talep edildiği; davacı şirketin, bu talebe 24.12.2012 tarihi itibariyle itiraz etmesine rağmen, kurumca 13.03.2013 tarihli yazı ile anılan dönemler bakımından 371.493,87 TL fark prim borcu tahakkuk ettirildiği, davacı şikretin ise 28.03.2013 tarihinde ihtirazi kayıtla çıkan borcu ödediği ve 26.03.2013 tarihinde kuruma itiraz etmesi üzerine, Kurumca 02.04.2013 tarihinde aldığı karar ile itirazın reddedildiği anlaşılmaktadır. Ancak, davacı şirketin 24.12.2012 tarihli prim ve belge istemine yönelik Kurum işlemine yaptığı itiraz ile 26.04.2013 tarihli itirazlarına Kurumca herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı bu kapsamda idari para cezasına ilişkin olarak yapılan itiraz nedeniyle alınan idari para cezası komisyon kararı dışında prim tahakkuk komisyonu kararının var olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, bu karar ve prim tahakkukuna ilişkin kurum yazılarının davacı şirkete hangi tarihte tebliğ edildiğine ilişkin belgeler de anlaşılamamaktadır.
    Mahkemece, kurum tarafından yalnızca idari para cezasına itiraz hususunda karar verildiği, ancak, davacının prim borcu tahakkukuna itirazı yönünden herhangi bir karar verilmediği, 5510 sayılı yasanın 86/7 maddesi gereğince itiraz hususunda kurum tarafından verilecek kararın sonucunun beklenmesi gerektiği, niteliği itibarıyla bu hususun iş bu dava açısından dava şartı niteliği taşıdığı anlaşılmakla, dava şartının bulunmaması kanaati ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 Sayılı Yasanın 86’inci maddesi olup, ”Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden, ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya
    kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.”hükmü öngörülmüştür.
    5510 sayılı Yasanın 86’ıncı maddesinde öngörülmüş olan bir aylık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, Kurum işleminin tebliğinden itibaren bir aylık süre içinde itiraz edilmemesi halinde, Kurumun işleminin ve dolayısıyla borcun kesinleştiğinin kabulü gerekir.Anılan yasa hükmünde belirlenen prosedürün varlığı ve yasal sürelerin geçmesi halinde davalı kurum alacağının kesinleştiğinin kabulü zorunlu olmakla birlikte, bu hususun dava şartı olarak nitelendirilmesi olanaksızdır.
    Davaya konu somut olayda; yukarıda açıklana prosedür kapsamında, davacı şirkete, davalı Kurumca 13.03.2013 tarihli ve prim tahakkuku konulu yazının tebligat tarihi de araştırılmak suretiyle davacı şirketin bu yazıya yukarıda açıklandığı şekilde yasal süresi içerisinde bir itirazının olup olmadığı araştırılmalı, varlığı halinde Kurumca yapılan işlemler ve bu kapsamda davalı Kurumca davacının prime ilişkin süresinde yapılmış itirazının reddine dair verilen bir Komisyon kararı veya ilgili ünite tarafından verilen bir red kararının olup olmadığı belirlenmeli, itirazı yok ise Kurum alacağının kesinleştiğinin kabulü gereklidir. Ne var ki, Kurumca açıklanan şekilde prosedürün olmadığı tespit edilir ise, kurum alacağının kesinleştiğinden bahsedilmesi olanaksız olduğu için, ancak 5510 sayılı Yasanın 89"uncu maddesi kapsamında tespit ve ispat edilmek şartıyla yersiz ödenen primlerin iadesi mümkün olabilecektir. Bu halde de işin esasına girilmeli ve Kurumca aylık 30 gün üzerinden yapılan tahakkukun fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı araştırılmalı, bu yönde Kuruma verilmesi gereken eksik gün belgelerinin olup olmadığı araştırılmalı, aynı yörede aynı işle iştigal eden diğer işletenlerin çalıştırdığı işyerlerinde teamül gereği çalışmaların nasıl olduğu sorulmalı ve komşu işyerinde çalışanlar da dinlenilmek sureti ile sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan ilkeler ışığında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi