3. Hukuk Dairesi 2016/2902 E. , 2016/3411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde, davalıların murisi ...ile davacıların taşınmaz üzerinde birlikte hissedar olduklarını, kadastro tespitleri sırasında, hesap hatası nedeni ile davacılar adına fazla miktarda taşınmaz kaydı yapıldığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını, bu davanın kabulüne karar verlidiğini, verilen kararın temyizi üzerine, Yargıtay...Hukuk Dairesi tarafından kararın bozulduğunu, bozma sonrası, yargılama aşamasında tarafların sulh olduklarını, bu sulh çerçevesinde, davacılara isabet eden taşınmaz hissesine tekabül eden 341 m2 nin satışını ...Müdürlüğünden talep ettiklerini, ancak Tapu Müdürlüğünün satış konusu taşınmaza ilişkin olarak... Belediyesinden tüm vergilerinin ödendiğine dair belge istediğini, kendilerinin de aslında sorumlu olmadıkları vergi borcu dahil toplam 22.000,00 TL yi Başakşehir Belediyesine ödediklerini, 341 m2 lik kısım davacılara ait olduğu halde, davalı tarafın sorumlu olduğu vergiyi de ödediklerini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız kazanç elde etmiş olan davalılardan ödenen bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde, davacı yanın kendi adlarına kayıtlı bir gayrimenkulün vergisini talep ettiklerini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar ise, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davacıların 341 m2 nin satıldığına ve 683 m2 nin davalılarda kaldığına yönelik herhangi bir resmi kayıt sunamadıkları, bu konuda taraflar arasında görülmekte olan davanın ise sonuçlandığı halde kesinleşmediği, taşınmazın davacılar adına kayıtlı olması nedeniyle vergi ve diğer borçlardan yasal olarak sorumlu tutulmalarının doğal olduğu, davacı tarafın, dava tarihinde sonuçlanmamış ve karar tarihinde de henüz kesinleşmemiş bir ilama göre talepte bulundukları, buna göre henüz doğup doğmadığı belli olmayan alacağın talep edilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf 1024 m2 yüzölçümlü taşınmazın 341 m2 sinin kendilerine ait olduğunu ve kendilerine ait olmayan 683 m2 nin vergisini de ödemek zorunda kaldıklarını beyan ederek, davalı tarafın hissesine düşen bölüme ilişkin ödedikleri verginin davalılardan tahsilini talep etmektedirler.
Dosyanın incelenmesinden, eldeki dava tarihi 20.04.2012 olup, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, bu tarih itibariyle taraflar arasındaki tescil davası henüz kesinleşmemiştir.
Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir ise de, tescil davası 28.10.2013 tarihi itibariyle kesinleşmiş olup, HMK. madde 30"da ifadesini bulan usul ekonomisi yönünden, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öyle ise mahkemece bu ilkeler gözetilerek, taraflar arasında görülüp karara bağlanan ve kesinleşen tapu iptal ve tescil davasına ilişkin kararda, sadece tarafların hisse oranları belirtilmiş olup, davacılara düşen hisselerin kaç metrekareye tekabül ettiğine ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bu inceleme neticesinde, davacılara tekabül eden hissenin, 341metrekareye karşılık gelmesi durumunda, davacıların kendi hisselerinden fazla yer için vergi ödedikleri ve bu fazla ödemeye ilişkin olarak, davalılara rücu haklarının bulunduğu kabul edilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.