3. Hukuk Dairesi 2016/3033 E. , 2016/3409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMES
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyanın incelenmesinden, Dairemiz"in 26.5.2015 tarih, 2015/6414 esas ve 2015/9519 karar sayılı kararında,"....Dosyada mevcut yazışmalardan, davalının 17.3.2010 tarihli ilam ile 4 yıl 2 ay hapis cezasına hüküm giydiği, davalının cezaevi müdürlüğüne 14.12.2010 tarihli, eldeki davaya ilişkin olarak dilekçe verdiğine göre, davalının o tarih itibariyle hükümlü olduğu, 13.4.2012 tarihi itibariyle de şartla salıverildiği, salıverildiği tarihte de, irtibat adresi olarak, bir adres bıraktığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanununun 407/1. maddesi gereğince bir sene veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunan kişiye sulh mahkemesince bir vasi tayini zorunlu olup bu halde tebligatın Tebligat Yasasının 16. maddesi hükmü gereğince vasiye yapılması gerekir.
Hükümlülük süresi bir seneden az veya kişi tutuklu bulunuyorsa bildirim işlemi Tebligat Yasasının 19. maddesi uyarınca yapılmalıdır. Bu durumda cezaevi müdürü veya memuru sözkonusu evrakın hükümlü veya tutukluya verilmesini temin etmekle yükümlüdür. Bu bağlamda tebligatın müessese müdürü veya memuru veya görevli infaz koruma memuru gözetiminde doğrudan doğruya muhataba yapılması gerekir.
Öyle ise mahkemece, öncelikle, davalıya ilk tebliğin yapıldığı tarih itibariyle tutuklu mu, yoksa hükümlü mü olduğunun saptanması gerekir. Eğer, ilk tebliğin yapıldığı tarih itibariyle eğer tutuklu ise, vasi tayinine gerek olmaksızın kendisine yapılan tebligat geçerli olacağı için, bu tarihten itibaren temyiz için gerekli sürenin başlayacağı kuşkusuzdur.
Eğer, tebligatın yapıldığı ilk tarih itibariyle davalı hükümlü ise, kendisine yapılan tebligat geçerli olmayacağı için, davalı için temyiz süresi de başlamayacaktır.Temyiz süresi ancak, davalıya atanacak vasiye yapılacak tebligat ile başlayacaktır.
Ancak, bugünkü tarih itibariyle, davalı bihakkın tahliye olmuş ve artık kendisine vasi tayinini gerektirir bir durum söz konusu değil ise, bu durumda tespit edilecek en son adresine tebligat yapılması gerekir. Eğer davalı, bugünkü tarih itibariyle bihakkın tahliye olmamış ise, kendisine vasi tayini gerekeceği için, o takdirde davalıya vasi tayin ettirilip, tayin edilen vasiye gerekçeli karar tebliğ edilmesi gerekir..." gerekçesi ile, davalıya gerekçeli kararın usulunce tebliğ edilmesi için dosya mahalline iade edilmiştir.
Ne var ki; bu defa da, geri çevirme kararımızın içeriği anlaşılamamış ve gereği yerine getirilmemiştir.
Bu kere, geri çevirme kararımız daha dikkatli okunarak, davalının 23.01.2014 tarihinde bihakkın tahliye olduğu dikkate alınıp, davalının bilinen en son adresi tespit edilip, bu adreste gerekçeli karar usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilip, (tebliğ mazbatasına, tebligatın nasıl yapılacağı açık bir şekilde yazılmalıdır. )temyiz için gerekli sürenin bitiminin beklenmesinden sonra, dosyanın gönderilmesi için mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.