12. Ceza Dairesi Esas No: 2013/11712 Karar No: 2014/378 Karar Tarihi: 15.01.2014
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/11712 Esas 2014/378 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmü incelerken, sanığın eyleminde bilinçli taksirin unsurlarının bulunmadığını ancak sanığın U dönüşü yaparken yasağa rağmen solundan gelen araçla çarpışması sonucu mağdurlardan birinin kemik kırığı meydana geldiği için cezalandırılmasına karar verdi. Ancak, sanık hakkında şikayetten vazgeçmenin diğer sanığı da kapsamadığına ilişkin kanun maddesinin yalnızca kasten işlenen suçlar için geçerli olduğunu ve taksirle işlenen suçlarda böyle bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. Dolayısıyla, mağdurun sanık hakkında şikayetçi olduğu ancak şikayet yokluğu nedeniyle ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği sırada sanığın diğer olayla ilgili olarak da yargılanması gerektiği ve Asliye Ceza Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kararına vararak, hükmün bozulmasına karar verdi. Kanun maddeleri ise şöyle; TCK 73/5, TCK 89/4, 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi ve 326/son
12. Ceza Dairesi 2013/11712 E. , 2014/378 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname no : 12 - 2013/89013 Mahkemesi : İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Tarihi : 29/11/2012 Numarası : 2011/171 - 2012/3534 Suç : Taksirle yaralama
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1. Sanığın idaresindeki kamyonla yerleşim yeri içerisindeki bölünmüş yolda seyrederken U dönüşü yasağı levhası bulunan refüj aralığından U dönüşü yapmak amacıyla sola manevra yaptığında, solundan aynı istikamate gitmekte olan katılan A.. Ö.."in idaresindeki araçla çarpışmaları sonucu, katılan A.. Ö.."in basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde mağdur Veysel Tekşahin"in ise vücudunda kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandıkları olayda, sanığın eyleminde bilinçli taksirin unsurlarının oluştuğunun gözetilmemesi, 2. 5237 sayılı TCK"nın 73/5. maddesinde, iştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçmenin, diğerlerini de kapsayacağına ilişkin hükmün kasten işlenen suçlara münhasır olduğu, taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle, sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçmenin, diğer sanığa sirayet etmeyeceği gözetilmeden, mağdur Veysel Tekşahin"in içinde yolcu olarak bulunduğu aracın soförü katılan A.. Ö.. hakkında şikayetçi olmayıp, sanık hakkında şikayetçi olmasına rağmen Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 02.03.2009 tarihli kararıyla sanık hakkında katılan Veysel Tekşahin"e yönelik taksirle yaralama eyleminden şikayet yokluğu nedeniyle ek kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği, dosya kapsamında kararın mağdur Veysel Tekşahin"e tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanılmadığı da gözetildiğinde, Sanık hakkında;kendisinden şikayetçi olan mağdurVeysel Tekşahin"in yaralanması nedeniyle dava açılmasının sağlanması sonrası, her iki dosyanın birleştirilerek sanık hakkında TCK"nın 89/4. maddesi gereğince yargılama yapılması için Asliye Ceza Mahkemesi"ne görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; Sanığın taksirli eylemi sonucu, katılan A.. Ö.."in basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralanmasına rağmen katılanın yaralanmasının hatalı nitelendirilmesi sonucu sanığa verilen cezadan 89/2-b maddesi ile artırım yapılarak fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanık hakkındaki hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,15.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.