21. Hukuk Dairesi 2013/4183 E. , 2014/10491 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzin Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2010/239-2012/205
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ve M.. B.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının Y.. D.. nezdinde 01.10.1992-30.12.2005 tarihleri arasında Kuruma eksik bildirilen hizmetlerinin tespiti ile Y.Lisesi Okul Aile Birliği nezdinde 01.01.2006-01.06.2006 tarihleri arasında Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının hizmet cetveline göre 01.10.1992-30.07.1993,1994/1-17.03.1995,1995/2-30.12.2005 tarihleri arasında 38471 sicil numaralı Y.. D.. unvanlı işyerinden 01.06.2006-24.06.2010 tarihleri arasında 1040099 sicil numaralı Y.Lisesi Aile Birliği unvanlı işyerinden hizmetlerinin bildirildiği, dönem bordrolarının dosyada bulunduğu,davacının Y. Lisesi okul aile birliği unvanlı 1040099 sicil numaralı işyerinde 01.06.2006 tarihinde işe girdiğini belirten imzalı işe giriş bildirgesinin 30.05.2006 da Kuruma intikal ettiği, Y.. D..nce verilen bilgi formunda eksik bildirme nedeni olarak resmi daire olan okulun tatil günleri kapalı oluşu ve raporlu oluşu gibi ifadelerin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda davalı , davacının raporlu ve izinli olduğu,okulun tatil nedeniyle kapalı olduğu dönemlerin bildirilmediğini savunduğuna göre ,davacının okulun resmi tatil nedeniyle kapalı olduğu yaz döneminde de çalışıp çalışmadığı üzerinde durularak ve tanıklardan davacının çalışmasının ne şekilde olduğu sorularak bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ayrıca,mahkemece hak düşürücü süre konusunda yapılan değerlendirme ve tespitte isabetsizlik olmamakla birlikte ,01.10.1992-30.12.2005 tarihleri arasında 2580 gün hizmet tespiti yapıldığı halde yine bu dönemde kalan bazı sürelerin hangi işyerinde geçtiği de belirtilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde tekrar tespit edilerek yetersiz ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Yapılacak iş,davacının resmi tatillerde ve yaz döneminde çalışıp çalışmadığını araştırarak açıklığa kavuşturmak ve davacının hizmet süresini hükümde, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde açıkça göstererek karar vermekten ibarettir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.