18. Ceza Dairesi 2018/6732 E. , 2019/2692 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/03/2017 tarihli ve 2017/22893 soruşturma, 2017/16482 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03/07/2017 tarihli ve 2017/3020 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müşteki vekilinin, aralarında hukukî ihtilaf nedeniyle davalar bulunan şüphelinin, söz konusu bu davalara ilişkin dilekçelerde müştekilere hakaret ettiğine yönelik şikayet dilekçesi üzerine, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheliye isnad olunan eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 128. maddesi gereğince hukuka uygunluk halinde bulunduğundan bahisle herhangi bir araştırma yapmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; hakaret iddiasını içeren şüpheliye ait çeşitli mahkemelere verilen dilekçe veya savunmaları içeren dosyaların getirtilerek incelenmesi ve müşteki vekilinin dilekçesinde göstermiş olduğu tanıkların dinlenilmesi sonucuna göre şüphelilerin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Denilmektedir.
I- Olay:
Müştekiler vekilinin 08/11/2016 havale tarihli dilekçesi ile, müvekkilleri ile şüpheli arasında görülen çeşitli davalarda, şüphelinin sunduğu dilekçeler içeriğinde müvekkillerine hakaret ettiğini bildirdiği, Cumhuriyet başsavcılığınca başkaca soruşturma işlemi yapılmaksızın şüpheli hakkında TCK’nın 128. maddesi gereği iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara müşteki vekilince yapılan itirazın, itirazı incelemekle yetkili ve görevli Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğince reddine karar verildiği, işbu karara karşı da müşteki vekilinin kanun yararına bozma talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
II- Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK"nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK"nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada; müştekiler vekilinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, şüphelinin müştekilere yönelik hakaret teşkil eden yazılarının olduğunu bildirilen dosyalar getirtilip içerikleri incelenmeden, şüpheliye isnat edilen hakaret iddiasının iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığının belirlendiği, dolayısı ile Cumhuriyet başsavcılığınca etkin soruşturma yürütülmediği, hal böyle iken de kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırı görülmekle; kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/07/2017 tarihli ve 2017/3020 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 11/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.