12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/4406 Karar No: 2010/16913 Karar Tarihi: 29.06.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/4406 Esas 2010/16913 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/4406 E. , 2010/16913 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/12/2009 NUMARASI : 2009/1167-2009/1316
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İleride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilen ve M.K.nun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ ipoteğinde (üst sınır ipoteği) borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. M.K.nun 875.maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ara borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının bu limiti aşması mümkün değildir. HGK.nun 1989/11-294E. – 1989/378K. ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıda ki kural benimsenmiştir. İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Takip dayanağı ipotek akit tablolarının incelenmesinde ipoteklerin limit ipoteği biçiminde kurulduğu görülmüştür. Alacaklı vekilinin örnek 9 nolu ödeme emri tebliğ suretiyle başlattığı takipte, takibin şekli itibariyle borçlunun her türlü itirazlarının İ.İ.K.’nun 149/b ve 150.maddeler gereğince icra müdürlüğüne bildirilmesi zorunludur. Ancak borçlunun, ipoteğin teminat (limit) ipoteği olması nedeniyle, ipotek limitini aşar şekilde takip yapıldığına ilişkin iddiası şikayet niteliğinde olup, doğrudan icra mahkemesine başvurmasında yasaya aykırılık yoktur. O halde mahkemece borçlular vekilinin ipotek limitini aşar şekilde takip yapıldığına ilişkin şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.