20. Hukuk Dairesi 2014/1821 E. , 2014/4607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 18.02.2003 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği... Köyü, ... Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin 01.12.2003 günlü kararın, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.10.2004 gün ve 2004/5703-10628 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Davacının satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açtığı; mahkemece, zilyetlik satış senedi düzenlenmiş olmasına rağmen, taşınmazın devir ve teslim edilmediği, taşınmazı satıcı ...’ın kullanmaya devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, satıcı ... ile alıcı ..."in imzalarını taşıyan 22.06.2000 tarihli senette taşınmazın bedeli karşılığında satıldığı ve zilyetliğinin de satın alana devredildiği yazılı olduğuna göre bu satış sözleşmesi, zilyetliğin hukuki işlemle teslimi anlamındadır. Kaldı ki; davacı tarafından açılan ve daha sonra açılmamış sayılmasına karar verilen, önceki 24.09.2002 tarih ve 2002/9-266 sayılı dosyada satıcı ... dinlenmiş ve taşınmazı sattığını açıkladığı gibi tanıklar da satıştan sonra davacının izni ile taşınmazı ...’ın kullandığını bildirmişlerdir. Bu nedenlerle, yörede orman kadastrosunun varlığı da gözönüne alınarak Orman Yönetiminin davaya dahil edilmesi, bundan sonra işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, Orman Yönetimi davaya dahil edildikten sonra davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 891.71 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı Zuhal Ertan adına tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.05.2006 gün ve 4139-7041 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılan orman kadastrosu ile 2002 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında orman sınırları dışında bulunduğu açıklanmış, 1942 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidinde sadece Devlet Ormanları belirlenmiş olduğundan 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşmiş tahdit sınırları dışında bulunan taşınmazların orman olup olmadığının, 4785 sayılı Kanuna göre çözümlenmesi gerekeceği düşünülerek eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı uygulanarak taşınmazın konumu saptanmamıştır.
Taşınmazın bulunduğu yerde 2002 yılında yapılan çalışmaların 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapıldığı kabul edilse bile zilyetlik koşulları yönünden yine yukarıdaki belgelerin uygulanması gerekeceği düşünülmemiştir. Ayrıca, zilyetlik araştırması da yeterli değildir. Mahkemece, eski tarihli resmî belgelere göre yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, orman olmaması halinde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, yörede 2007 yılında kadastro çalışmalarının başlaması ve çekişmeli taşınmaza 172 ada 28 (493 m2) ve 79 (370 m2) parsel numarası verilerek tutanak düzenlenmesi nedeniyle, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5 ve 27. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilerek dosya Kadastro Mahkemesine devredilmiştir.
Kadastro Mahkemesince; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 07.06.2002 tarihinde yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından yapılan araştırma incelemeye göre, çekişmeli taşınmazların köy yerleşim alanında, sınırlarında kişiler adına tescil edilmiş tarım arazileri ve yol bulunan, üzerinde 25-30 yaşlarında 4 adet zeytin ve badem ağacı olan, eski tarihli resmî belgelere göre orman sayılmayan yerlerden olduğu, 1942 yılında kesinleşen orman kadastro sınırlarının dışında kaldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine göre zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği saptanarak, tutanağının malik hanesi boş olan taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesine göre davacı adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Orman Yönetimi ve Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 15/04/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.