12. Ceza Dairesi 2013/26436 E. , 2014/321 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname no : 12 - 2012/306606
Mahkemesi : Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 16/10/2012
Numarası : 2012/139-2012/252
Davacı vekilinin 07.03.2006 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması sırasında tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne dair hükmün davacı ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edildiği, davacı vekilinin taleplerinin reddedilen kısmı nazara alındığında hükmün temyizi kabil olduğu ve esastan incelenerek bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından tebliğnamenin kararın kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteğinin reddine ilişkin görüşüne iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak, yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tazminat miktarına ve kendileri lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 108 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp eksik tayini,
2- Davacının 27.01.1998 - 14.05.1998 tarihleri arasında 108 gün süreyle tutuklu kaldığı, bu dönem içerisinde maddi zararını resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınarak, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Koruma tedbirleri nedeniyle hükmedilecek tazminatlar olay tarihinde geçerli olan paraya göre hesaplaması yapılarak sonucun bulunması gerekirken 1.5.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve Türk Lirasından 6 sıfır atılmasını öngören 5083 sayılı Kanun’a göre hesaplama yapılarak yanlışlıklara sebebiyet verilmesi,
4- Davanın kısmen kabul edilmesi karşısında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince bir tek nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi bu miktarın maktu vekalet ücretinin altında olması halinde ise bir tek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları için yapılan hesaplamada maktu vekalet ücretinden daha düşük olarak belirlenen nisbi vekalet ücretlerinin maddi ve manevi tazminat için ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi,
5- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 14.01.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi