15. Ceza Dairesi 2013/22653 E. , 2016/1932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-d, 62, 52 ve 51. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 62 ve 51. maddeleri gereğince mahkûmiyet, erteleme
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, kendisini alacaklı, mağduru borçlu olarak gösteren 13.11.2009 keşide tarihli ve 12.000 TL meblağlı senedi üçüncü bir şahsa tanzim ve imza ettirip düzenlettirdikten sonra temyiz dışı İsmail"e vererek bedelini tahsil ettiğinin iddia olunduğu olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Mağdur ...’nın aleyhine yapılan icra takibine karşı imza ve borca itiraz edip, herhangi bir ödeme yapmaması ve yargılama aşamasındaki beyanında herhangi bir maddi zararının bulunmadığını belirterek şikayetçi olmaması ile takip dosyasına asıl ödemeyi yapanın tanık ... olması karşısında; dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, tamamlanmış olduğu kabul edilerek sanığa fazla ceza tayini,
2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, suça konu senedin sahte olarak düzenlendiğinin iddia edilmesi nedeniyle, resmi belgede sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği, aynı şekilde dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle zararın oluşmadığı hususu da göz önünde bulundurularak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 18.09.2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden önce ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmayan ve cezası bir daha suç işlemeyeceği kanaatiyle ertelenen sanık hakkında zararı gidermediğinden bahisle yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle CMK’nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
4-5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezaları ertelenen kişiler hakkında anılan maddenin 1. fıkrasında yer alan hak yoksunluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı, diğer hallerde ise uygulanması gerektiğinin anlaşılması karşısında; uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı kanunun 325. maddesi gereğince (1), (2) ve (3) no"lu bozmanın, hükmü temyiz etmeyen .....’a sirayetine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.