Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1182
Karar No: 2019/719
Karar Tarihi: ...01.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1182 Esas 2019/719 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalılar tarafından belge karşılığında para tahsil edildiğini, ancak ödenen bedellerin iadesinin reddedildiğini öne sürerek, paranın geri ödenmesi ve yasal faiz talebinde bulunmuştur. Davalılar, davacının bir ortaklığı olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkeme, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararı, hileli bir şekilde para toplayan şirketlerin haksız fiilde bulunduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle, davalıların hukuki durumları, SPK'ya sunulan belgeler ve listeler doğrultusunda yeniden değerlendirilip karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise Borçlar Kanunu'nun 28. ve 818. maddeleridir.
11. Hukuk Dairesi         2017/1182 E.  ,  2019/719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen .../02/2011 tarih ve 2010/295-2011/79 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 22.01.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, ... dışında çalışan müvekkilinden davalılar tarafından belge karşılığında iyiniyet kurallarına aykırı vaatlerle para tahsil edildiğini, paranın geri ödenmesi yönündeki davacı talebinin reddedildiğini, davacının hileye maruz kaldığını, ödenen bedellerin iadesi gerektiğini ileri sürerek, davalı şirketlere 30/03/2000 tarihli tahsilat makbuzu ve sözde ortaklık durum belgesine istinaden verilen 29.606,36 Euronun verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş; davacı ile davalı ... İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş. arasında ortaklık ilişkisi olduğunu, ..."nın 329. ve 405. maddeleri uyarınca hisselerin davalı şirket tarafından geri alınması ve hisse bedelinin davacıya iade edilmesinin mümkün olmadığını, davacı ile diğer davalı arasında bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının bir zararının söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ... İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Tic. A.Ş"de davacının ortak olduğunun davalı tarafından kabul edildiği, aksinin davacı tarafça kanıtlanamadığı, anonim şirketlerde ortakların paylarını devrederek ortaklıktan ayrılabilecekleri, şirketlerin kendi hisselerini almasının ..."nın 329 ve 405. maddelerinde yasaklandığı, davacının aradan on yıl geçtikten sonra ortak olmadığı ve dolandırıldığı iddiasında bulunmasının MK"nın .... maddesi gereğince objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, davacının diğer davalı ...ye para verdiğini ve ortak olduğunu kanıtlayamadığı, davacının iddialarının kanıtlanmasının ancak davalı şirketler defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması ve rapor alınmasıyla mümkün olacağı, davacıya verilen kesin süre içinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması sebebiyle bilirkişi inceleme talebinden vazgeçmiş sayıldığı, iddiaları doğrular belge ve delillerin de dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin kurulabilmesi için sözleşme ehliyeti, hukuka, ahlaka, adaba uygunluk, ifa imkansızlığının bulunmaması, irade ile beyan arasında uyum, geçerlilik şeklinin arındığı hallerde bu şekle uygunluk gerekmekte olup, bu unsurlardan birinin eksikliği halinde ortada irade açıklaması bulunmasına rağmen, bu irade bir borç doğurmayacaktır. (Bkz. Prof Dr. Ahmet Kılıçoğlu Borçlar Genel Hukuku Genel Hükümler, .... baskı, sayfa 50) 818 sayılı BK"nın 28. maddesine göre hile, diğer tarafta sözleşme yapma düşüncesini uyandıran ya da bu düşünceyi güçlendiren gerçeğe aykırı eylem ve davranışları ifade eder. Hile nedeniyle sözleşmenin geçersiz sayılabilmesi için kişide aldatma kastının bulunması gerekir. Buna göre kişinin ileri sürdüğü ya da açıklanan zorunluluğu bulunmadığı halde susmuş olduğu nitelikler, karşı tarafı sözleşme yapmaya ikna etme veya sözleşme düşüncesini pekiştirme amacıyla ortaya konulmuş olmaktadır. Kişi bu eylem ve davranışlarda bulunmasaydı diğer tarafın bu sözleşmeyi yapmayacağı bilinç ve düşüncesinde olmalıdır. Aldatma kastında, kişiyi gerçek dışı eylem ve davranışlarda bulunmak suretiyle sözleşme yapmaya ikna etme düşüncesi vardır. Bir başka ifadeyle, sözleşmenin yapılması ile aldatma eylemi arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Hileye uğrayan kişinin iradesi sakatlanmıştır. Bu nedenle sözleşmeyi iptal etme hakkına sahiptir. Sözleşmenin iptali halinde tarafların aldıklarını iade yükümlülüğü doğacaktır.
    Somut olayda davacı vekili, istenildiği her an iade edileceği, yüksek faiz verileceği garantileriyle müvekkilinden belge karşılığında para tahsil edildiğini, müvekkilinin ortak olmadığını, davalı şirketlerin ikincil kayıtlar tuttuğunu ileri sürmüş, davalılar vekili ise davacı ile davalı ... İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş. arasında ortaklık ilişkisi olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının bir zararının söz konusu olmadığını savunmuştur.
    Dairemizden geçen emsal dosyalardan davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu"na kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarihli 30 ve 31 sayılı yazılarda ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiştir. Her ne kadar davalı şirketler hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlarsa da, SPK"ya sunulan söz konusu yazı ekindeki listelerin hiçbir dava dosyasına davalılar tarafından sunulmamış olması, 14/09/2000 tarihli SPK denetim raporunda aynı kişiler ve aynı yöntemlerle ... dışında para toplandığı, bu toplanan paraların davalılar tarafından kayda alındığı, hava yoluyla paraların Türkiye"ye nakledildiği, organize şekilde hareket edildiği şeklinde tespitlere yer verilmesi, yine 09/05/1999 tarihli tutanakta .... Havalimanı Dış Hatlar Geliş kapısında yapılan kontrolde...."a ait çanta içinde TL, DM cinsi yüksek miktarda para ile altın bilezik gibi emtianın tespit edilmesi,...."un imzalı ifadesinde, ... şirketinin ..."daki temsilcisinin hisse senetlerini sattıktan sonra paraları ve altınları Türkiye"deki ... şirketine götürmesi amacıyla kendisine teslim ettiğini ifade etmiş olması karşısında davalı şirketlerce ikincil kayıtlar tutulduğunun kabulünün gerektiği, yine pek çok dosyaya sunulan davalı Haşim Bayram imzalı mektupta ortaklıktan ayrılmak isteyenlerin üç ay önce bildirmeleri halinde paralarını alabileceklerinin belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde, ... Grubu şirketlerin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla “Ortaklık Durum Belgesi”, “Hisse Senedi” gibi sair belgeler karşılığında istenildiğinde derhal ve işlemiş kar payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri, böylelikle davalıların haksız fiilde bulundukları anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarıda bahsi geçen SPK yazıları ekindeki listeler getirtilmeden henüz bilirkişi incelemesi için hazır olmayan dosya yönünden bilirkişi ücreti yatırılmadığı, davacının tüm davalılar yönünden iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru
    olmamıştır. Bu durumda mahkemece, davalı şirketlerce SPK"ya yazılan 09/02/2005 tarihli 30 ve 31 sayılı yazılar ve ekindeki listeler bir bütün halinde incelenerek, bu listelere göre davacıdan tahsilat yapılıp yapılmadığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda gerekirse bilirkişi raporu alınarak ortaya çıkacak sonuca göre davalıların hukuki durumları hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan ....037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, .../01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi