15. Ceza Dairesi 2013/25339 E. , 2016/1927 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı Kanun"un 51/2. maddesinde "Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir" hükmünün düzenlendiği, 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinde etkin pişmanlık cezadan indirim sebebi olarak düzenlenmiş ise de, kanunî bir indirim sebebinin aynı zamanda hapis cezasının infaz edilmiş sayılmasını gerektirecek şekilde erteleme şartı olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeyerek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında ertelemenin mağdurun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartına tabi tutulması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Emlakçılık yapan sanığın, katılana ait evi kiraya verdiği, depozito ve kira bedelİ olarak kiracıdan tahsil ettiği 2.930 TL"yi katılana ödemeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın aşamalardaki savunmalarında, suça konu kira ve depozito paralarını kiracıdan aldıktan sonra, ihtiyacı olduğu için ev sahibi olan katılana telefon ederek bu paraları bir süre kullanabilirmiyim diye sorduğunu,onun da kabul ettiğini beyan etmesi, temyiz dışı sanık .... soruşturma aşamasında benzer beyanlarda bulunması ve katılan vekilinin sanıklar hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yaptığı ..... tarihli itiraz dilekçesinde; kiracı ile kira sözleşmesini müştekinin bizzat kendisinin yaptığını, sanığın kiracıdan kira paralarını almaya yetkili olmadığını,bu hususta müştekinin sanığa yetki vermediğini söylemesi ile dosyada bulunan kira sözleşmesinde kiraya veren olarak katılanın adı ve soyadı yazılıp bu ismin altının imzalanmış olduğunun görülmesi karşısında; katılan ..... duruşmaya çağrılarak geldiğinde, sanığın savunmasında belirttiği üzere kiracının sanığa verdiği kira ve depozito paralarını bir süre kullanması için izin verip vermediği ile kiracıdan sözkonusu paraları tahsil etmesi için sanığa yetki verip vermediği, buna ilişkin aralarında sözlü ya da yazılı hizmet anlaşması bulunup bulunmadığı hususlarının sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tesbiti gerekirken, eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
2-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
3-Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğine yönelik ihtarın yapılmaması suretiyle TCK"nın 51/7. maddesine aykırı davranılması,
4-Denetim süresinin iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağının bildirilmemesi suretiyle TCK"nın 51/8. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.