8. Hukuk Dairesi 2012/3074 E. , 2012/10563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve dahili davalı ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 01.12.2011 gün ve 80/147 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 101 ada 98, 101, 186, 1004, 1030, 113 ada 68, 72, 86, 100, 144, 114 ada 5, 8, 30 ve 60 sayılı parsellerin tarafların miras bırakanı ..."den intikal ettiği halde kadastro sırasında müstakilen davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakanları ..."nin tüm mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, yargılama sırasında, 101 ada 1030, 113 ada 68, 72, 86, 100, 144 ve 114 ada 60 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davadan feragat etmiştir.
Davalı vekili, nizalı taşınmazların kök mirasbırakan ..."den (..."nin babası) intikal ettiğini, dava konusu parsellerin taksimle ..."nin kız kardeşleri ...ve ..."a isabet ettiğini, vekil edeninin bu taşınmazları kadastro öncesinde 26.05.2003 ve 05.05.2004 tarihli adi yazılı senetlerle satın aldığını, bu parsellerde ..."nin diğer mirasçılarının haklarının bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 101 ada 1030, 113 ada 68, 72, 86, 100, 144 ve 114 ada 60 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazların ise kök mirasbırakan ..."den miras yoluyla intikal ettiği, tarafların yakın mirasbırakanı ... ile kız kardeşleri arasında taksimin varlığının kabulü gerekeceği, zira bu hususun davacı tarafça açıklığa kavuşturulmadığı, bu kapsamda kalan taşınmazların adi yazılı senetlerle davalıya satıldığı, davacının halalarının mirasçısı olmadığı ve ..."nin mirasçılarının taşınmazlarda haklarının bulunmadığı gerekçesiyle 101 ada 98, 101, 186, 1004, 114 ada 5, 8 ve 30 sayılı parseller bakımından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün 101 ada 98, 101, 186, 1004, 114 ada 5, 8 ve 30 sayılı parsellere yönelik bölümü, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; öncelikle, dava başta harcı yatırılmak suretiyle ... tarafından davalı ..."ye husumet yöneltilerek açılmıştır. Dava dilekçesinde yakın mirasbırakan ..."nin diğer mirasçıları, dahili davalı olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda, dava mirasçılar arasında görülen iptal ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna, ... dışındaki diğer mirasçıların dava dilekçesinde davacı sıfatlarının ve imzalarının bulunmadığına, sonrasında ise anılan mirasçıların harç yatırmak suretiyle yöntemine uygun biçimde dava açmadıklarına göre, davacının sadece kendi miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Bu kapsamda, taraflar arasında uyuşmazlık nizalı taşınmazların kök mirasbırakan ..."den miras yoluyla intikal edip etmediği, mirasçıları arasında yöntemine uygun biçimde taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise uyuşmazlık konusu taşınmazların tarafların dava dışı halaları ...ve ..."a isabet edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlık konusu taşınmazların tamamı, kadastro çalışmaları sırasında belgesizden tespit ve tescil edildiğine ve dava ve savunmada kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanıldığına göre, taraflar iddia ve savunmalarını tanık dahil her türlü delille ispat edebilirler. Bu kapsamda, yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ile davacı ve davalı tanıkları ittifakla, nizalı taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı ..."den miras yoluyla intikal ettiğini ve ..."nin mirasçıları arasında taksim yapılmadığını bildirmişlerdir. Bu durumda, kök mirasbırakan ..."nin mirasçıları arasında taksim yapılmadığına göre, kök mirasbırakan ..."nin ölüm tarihine göre TMK.nun 701. maddesi gereğince tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. Bir mirasçının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetlik elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre mirasbırakının diğer mirasçıları adına da sürdürülmüş sayılmaktadır.
Hal böyle iken; dava konusu taşınmazların kök mirasbırakan ..."den miras yoluyla intikal ettiğine, ..."nin mirasçıları arasında taksim yapılmadığına, bu şekilde nizalı taşınmazlarda tarafların yakın mirasbırakanı ..."nin ..."nin mirasçısı olarak miras payı bulunduğuna, bu şekilde davacının ..."den kendisine eklemeli olarak (babası vasıtasıyla) intikal eden miras payı oranında hakkı bulunduğuna göre, Mahkemece nizalı taşınmazların tapu kayıtlarının davacının ..."nin mirasçısı sıfatıyla sahip olduğu miras payı oranında iptal ve davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, maddi olay ve delillerinin takdirinde yanılgıya düşülerek 101 ada 98, 101, 186, 1004, 114 ada 5, 8 ve 30 sayılı parseller bakımından davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Her ne kadar davalı 26.05.2003 ve 05.05.2004 tarihli adi yazılı senetlerle halaları ... ve ..."nin miras paylarını satın aldığını ileri sürmüş ve davacı vekili bu savunmaya itiraz etmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere nizalı taşınmazlar ..."den miras yoluyla intikal ettiğine, miras hakkı hukuksal sebebiyle mirasçılar arasında görülen davada, davacının zaten sadece kendi miras payı oranında iptal ve tescil isteyebileceğine ve halaları ... ve ..."nin mirasçısı olmadığına, anılan senetler hukuken geçerli olsa dahi sadece taşınmazlardaki ... ve ..."nin kendi miras payları bakımından hukuki sonuç doğuracağına (taşınmazların tamamının ... ve veya ..."ye ait olmadığı sabit olduğuna) göre, yukarıda yapılan saptamalar karşısında anılan sözleşmelerin davanın esasına etkisi bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 101 ada 98, 101, 186, 1004, 114 ada 5, 8 ve 30 sayılı parselere ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.