8. Hukuk Dairesi 2012/869 E. , 2012/10561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve Ilıcak Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Adıyaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 14.01.2009 gün ve 386/2 (Birleşen dava 2005/387) sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 65 dönüm taşınmazı imar ve ihya ederek bağ ve tarım arazisi haline getirdiğini ve 30 yıldır kazandırıcı zilyetliğinde bulundurduğunu açıklayarak, nizalı taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili, asıl dosyada nizalı kısım bakımından mera komisyonunun 18.04.2005 tarih ve 11 sayılı mera tahsis kararının iptalini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında taşlık ve kayalık olarak tespit harici bırakıldığını, sonrasında mera olarak tahsis edildiğini, taşınmazın niteliği itibari ile zilyetlik yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisine yöntemine uygun biçimde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edildiği halde, yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Birleşen dava davalısı Adıyaman Valiliği vekili, dava pasif taraf ehliyetlerinin bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne; teknik bilirkişilerin 30.05.2008 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ve sarı renkle gösterilen 36.762,25 m2"lik taşınmaz ile B harfi ve yeşil renk ile belirtilen 16.112,92 m2"lik kısma ilişkin Mera Komisyon kararının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, asıl dava davalısı Hazine ve birleşen dava davalısı Adıyaman Valiliği vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan Deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; uyuşmazlık konusu taşınmaz 1969 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşlık niteliği ile tespit harici bırakılmış, sonrasında Adıyaman İl Mera Komisyonu"nun 18.03.2005 tarih ve 11 sayılı kararı ile mera olarak dahili davalı Ilıcak Köyü yararına tahsis edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın niteliği, taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olup olmadığı ve mümkün ise davacı yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu kapsamda; keşfe katılan ziraatçi uzman bilirkişi 30.05.2008 tarihli raporunda, teknik bilirkişilerin hükme esas alınan rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen kısmın arpa ekili olduğu, B harfi ile belirtilen kısımın ise kapama bağ vasfında bulunduğunu açıklamıştır. Ne var ki, taşınmazın dava tarihinden geriye en az kaç yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığını açıklamadığı gibi, taşınmazda bağ vasfında bulunan kısımda kaç adet bağ omcası bulunduğu ve bağ omcalarının yaşları belirtilmemiştir. Bu nedenle, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi bakımından tereddüt oluşmuştur. Yine, yaşı itibari ile keşifte dinlenilen yerel bilirkişi Zeki Karadağ"ın (1962 doğumlu) taşınmazın evveliyatını bilmesi mümkün değildir. Bu durumda kadim mera araştırmasının yetersiz yapıldığının kabulü gerekir. Aynı şekilde taşınmazın niteliğinin tespiti bakımından tapulama çalışmaları sırasında uygulanan tapu kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu konusunun üzerinde durulmamıştır. Şöyle ki, dava dışı 309 sayılı parsele uygulanan tapu kayıtları nizalı yönü "opik" gösterdiği halde, yapılan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklara "opik" in yerel anlamı açıklatılmamıştır.
Bu kapsamda, bir arazinin kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının davanın açıldığı 2005 tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 2005 olan dava tarihine göre, 20-30 yıl öncesine ait (1975-1985) stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesi ve bu fotoğrafların stereoskopla veya uygun yöntemlerle incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğraflarının, yöntemine uygun biçimde incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülebilmesi, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür.
Bu durumda; mahkemece, davanın açıldığı tarihe göre, 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının, usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı"ndan sorularak getirtilmesi, yapılacak keşifte ziraat mühendisi bilirkişisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği, kullanım süresinin ne zaman başladığı, taşınmaz üzerindeki bağ omcalarının sayısı ve yaşlarının belirlenmesine çalışılması,taşınmazın öncesinin kadim mera niteliğinde olup olmadığının araştırılması bakımından, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden yaşları nizalı taşınmazın evveliyatını bilebilecek durumda, olabildiğince yaşlı yerel bilirkişiler tespit edilmesi, tespit edilen komşu köy ile diğer yerel bilirkişileri ile tüm taraf tanıklarının HMK.nun 243 ve 244.maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, aynı kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın öncesinde ne niteliğinde bulunduğunun, taşınmazda kim yada kimler tarafından ne şekilde hangi tarihte imar-ihya çalışmalarına başlandığı, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin, zilyetliğin dava tarihine kadar ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğünün yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasındaki çelişkinin HMK.nun 261. maddesi gereğince giderilmesi, bundan başka komşu parsellere tapulama çalışmaları sırasında uygulanan tapu ve varsa vergi kayıtlarının keşifte uygulaması yapılarak nizalı taşınmaz yönünün ne ya da kim okuduğunun, "opik"in hangi vasıftaki taşınmazlar için kullanıldığının belirlenmesi gerekir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Kabule göre de; Mera Komisyonu"nun mera tahsis kararının iptali istemine ilişkin birleşen davada husumet Adıyaman Valiliğine yöneltilmiştir. Bu tür davalarda, husumetin, lehine mera tahsisi yapılan Köy veya Belediye Tüzel Kişiliklerine yöneltilmesi gerektiğinden, valiliklerin pasif taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, birleşen davada, Adıyaman Valiliği bakımından açılan davanın, anılan Valiliğin davada pasif taraf sıfatı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz karar verilmemesi isabetli olmamıştır.
Davalı ... birleşen davada davalı Adıyaman Valiliği vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 16.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.