3. Hukuk Dairesi 2015/10763 E. , 2016/3348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 08.03.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf ve vekili adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının 2003 yılında koyun yetiştirmek amacıyla adi ortaklık kurduklarını, sözleşmeye göre davacının 120 koyun vereceğini, bakımı, otlatması ve işçiliğini davalının yapacağını, masraf ve gelirlerinin ortak olduğunu, ortaklığın 17.10.2008 tarihinde feshedildiğini, davalının ortaklıktan kaynaklanan 49.300 TL borcu olduğunu, senet imzalandığını, ortaklık sonrası davacıya kalan 170 adet koyunun davalıya 28.900 TL"ye satıldığını, önceki 49.300 TL"lik borcu ile toplam 78.000 TL"lik yeni senet düzenlendiğini, 15.04.2009 tarihinde senedin vadesinde ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 40.000 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, 2003-2008 yıllarında koyun yetiştirmek ve kuzularını satarak kârın ortak paylaşılması konusunda davacı ile davalının ortaklık kurduklarını, davacıya ortaklıktan dolayı davalının borcu olmadığını, ortaklık sonrası davacıya ait 170 adet koyunu 28.900 TL"ye davalının satın aldığını, bu alışverişten dolayı davacıya 16.700 TL borcunun kaldığını, davacının ibraz ettiği 78.000 TL"lik senetteki imzanın davalıya ait olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; senetlerdeki imzanın davalıya ait olmadığından ve davacının davalıdan alacaklı olduğu ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasında düzenlenen 2003 tarihli “sözlü” sözleşme gereğince davacı ile davalının koyun yetiştirme konusunda ortaklık kurdukları, sermayenin davacı tarafından, emek ve işçiliğin davalı tarafından kararlaştırıldığı, ortaklığın 17.10.2008 tarihinde feshedildiği, ortaklığın sona ermesinden sonra elde kalan koyunların ½"si 170 adet koyunun davacıya kaldığı ve koyunların 28.900 TL"ye davalıya satıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının ibraz ettiği 49.300 TL"lik 15.04.2009 vade tarihli ve 78.000 TL"lik 15.04.2008 vade tarihli senetlerdeki borçlu sıfatıyla davalı adına atılmış imzaların Adli Tıp Kurumu raporu ile davalının eli ürünü olduğu ispatlanamamıştır.
Ancak, 170 adet davalıya satılan koyun bedeli ile ilgili olarak davalının mahkemede 1.celsede “davacıya 16.700 TL borcu kaldığına” ilişkin kabulü bulunmaktadır.
...nun 308/1.maddesinde; “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.” Aynı kanunun 309/1.maddesinde, “Kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır ve 311.maddesinde de; “Kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; davalının ödemeyi kabul ettiği miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın tümden reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.