Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/511
Karar No: 2020/7279
Karar Tarihi: 16.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/511 Esas 2020/7279 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1052 Esas, 2011/645 Karar sayılı dosyasının 18 adet taşınmaz için açılan ortaklığın giderilmesi talebine ilişkin olduğunu ancak kendisine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini istemiştir. Mahkeme, tebligatların usulsüz olduğuna dair gerekçeyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, tebligatın yasaya uygun olması gerektiği ve davacının savunma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik.
- 1086 sayılı HUMK’nın 432. maddesinin birinci fıkrası ve 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesinin birinci fıkrası.
14. Hukuk Dairesi         2017/511 E.  ,  2020/7279 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.05.2015 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.05.2011 tarih 2006/1052 Esas 2011/645 Karar sayılı dosyasının 18 adet taşınmaz için açılan ortaklığın giderilmesi talebine ilişkin olduğunu, davalı olan müvekkilinin 1974 yılından beri Avusturya’da ikamet ettiğini, Türkiyedeki adresinin ise "... Mahallesi, ... Sitesi No:1/5 Milas/ Muğla" olduğunu, ancak ortaklığın giderilmesi davasının dava dilekçesinin ".... Mahallesi, Sazköy/Bodrum" adresinde yeğeni olarak belirtilen "..." imzasına, tensip zaptı ve bilirkişi raporlarının aynı adrese Tebligat Kanunun 21/2. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın ise yine aynı adreste kuzeni olarak belirtilen "...." imzasına tebliğ edildiğini, hem belirtilen adresin yerleşim yeri adresi olmadığını, hem de tebligatlarda ismi geçen kişileri tanımadığını, mahkemece davanın kabulüne dair kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/16419 Esas, 2012/15048 Karar sayılı ilamı ile onanarak 19.11.2012 tarihinde usulsüz olarak kesinleştiğini, taşınmazlar için Bodrum Satış Memurluğunun 2013/10 satış sayılı dosyası ile satış işlemlerinin başladığını, kıymet takdiri raporundan tesadüfen haberi olması ile hakkın yapılan tüm işlemleri öğrendiğini belirterek; 6100 sayılı HMK’nın 375/1-c bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi yolu ile Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1052 Esas, 2011/645 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ..., ... ... ve ... vekili, ortaklığın giderilmesi davasının taraflarının hepsini kardeş olduğunu, 2011 yılında karara çıkan davadan davacının haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, yargılamanın yenilenmesi şartlarını oluşmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının isteminin temyize konu yapılabileceği bu hususun yargılamanın yenilenmesi yolu ile istenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Tebligat, bir hukuki işlemin veya durumun ilgilisine bildirilmesi amacıyla yetkili kurum tarafından yazı ve ilan yoluyla yapılan bildirimin belgelenmesi işlemidir. Ancak, yasaya uygun ve geçerli bir tebliğden söz edilebilmesi için, yapılan tebligat işleminin, yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun olması gerekmektedir. Bu şekilde çıkartılan tebligatın teslim alınmasıyla birlikte tebligata konu olan hukuki duruma ilişkin süreler başlar. Nitekim 1086 sayılı HUMK’nın 432. maddesinin birinci fıkrası ve yine 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesinin birinci fıkrasında temyiz kanun yoluna başvuru süresinin kararın tebliği ile başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
    Bahsi geçen karara karşı hukuki haklarının zarar gördüğünü düşünen kişiler için temyiz yolu açık olduğundan, tapu kayıt maliki olan davacının ‘’yargılamanın yenilenmesi’’ talebi olarak adlandırdığı talebinin Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1052 Esas 2011/ 645 Karar sayılı kararının temyiz istemi olarak kabul edilerek itirazlarının incelenmesine geçildi;
    7201 sayılı Tebligat Kanununun;
    1- "Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
    2-"Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" kenar başlıklı 35. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
    Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." hükümlerine yer verilmiştir.
    Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya davetle zorunludur.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı, 18 adet taşınmazda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine ilişkin Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1052 Esas, 2011/ 645 sayılı Kararının kesinleştiğini, fakat o davada kendisine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini istemiştir. Gerçekten de söz konusu davada; davacının Mernis adresinin ‘’Wien Avusturya’’, Türkiyedeki adresinin ise ‘’... Mahallesi, ... Sitesi No:1/5 Milas/ Muğla’’ olmasına rağmen dava dilekçesi, tensip zaptı, bilirkişi raporu ve gerekçeli kararın ‘’Çamarası Mahallesi Sazköy/Bodrum’’ adresine tebliğ çıkarıldığı, dava dilekçesinin davacının yeğeni olarak belirtilen ‘’...’’ imzasına, bilirkişi raporu ve tensip zaptının Tebligat Kanunun 21/2. maddesi uyarınca Çamarası Mahalle muhtarına, gerekçeli kararın ise davacının sakini/ çalışır/kuzeni olarak belirtilen ‘’...’’ imzasına tebliğ edildiği, tebligatların 7201 sayılı Kanuna göre usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır.
    O halde mahkemece, ...’a 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip, savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan adı geçenin savunma ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ...’ın temyiz isteminin kabulü ile, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 19.11.2012 tarih, 2012/16419 Esas - 15048 Karar sayılı ‘’onama’’ ilamının ve Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/ 1052 Esas, 2011/645 Karar sayılı dosyasının 19.11.2012 tarihli ‘’kesinleşme şerhinin’’ kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 16.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi