Esas No: 2019/618
Karar No: 2021/394
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/618 Esas 2021/394 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 139-162
Nitelikli yağma suçundan sanık ..."nın CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine ilişkin ... 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 24.12.2015 tarihli ve 139-162 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 26.09.2019 tarih, 7398-4493 sayı ve oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyesi ...; “Sanığın kafa ile vurmak suretiyle, yere düşürdüğü mağdurun cebinde bulunan cep telefonu ve parasını aldığının, bu şekilde yağma suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında Yerel Mahkeme hükmünün bozulması gerektiği,” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 31.10.2019 tarih ve 65545 sayı ile;
"Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde; olay günü sabah saatlerinde evinden çıkıp işe gitmek üzere yürümekte olan mağdurun önüne çıkan sanığın, önce nerede oturduğunu sorup durdurduğu ve akabinde de kafa ile vurmak suretiyle yere düşürüp cebinde bulunan S4 model cep telefonu ile içerisinde 110 TL para bulunan cüzdanını aldığı ve mağduru bir süre sürükleyip olay yerinden ayrıldığı, olayı gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen güvenlik güçlerinin aldıkları eşgal üzerine sanığı bir sokak ileride üzerinde mağdura ait para ve telefon ile yakaladıkları ve hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan yargılama sonrasında kurulan hükümde ise, yağma suçundan beraatine kasten yaralama suçundani ise, vaki vazgeçme ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir.
Mahkeme hükmünü temyiz eden o yer Cumhuriyet savcısı ise, eylemin kül halinde yağma suçunu oluşturduğunu ileri sürmüş ve tebliğnamede de Başsavcılığımız tarafından aynı görüşle hükmün bozulması talep edilmiştir. Yüksek Daire ise hükmü oy çokluğuyla onamış bulunmaktadır. Yüksek Dairenin Sayın Üyesinin muhalefet şerhinde de belirtildiği şekilde, sanık şort ve terlikle önceden tanımadığı mağdurun önüne geçerek kafa ile vurup cebir uygulamak suretiyle mukavemetini kırdığı mağdurun üzerinde bulunan cep telefonu ile içerisinde para bulunan cüzdanını almış ve olay yerinden uzaklaşmış ihbar üzerine de bir sokak ileride mağdura ait cüzdan ve cep telefonu ile yakalanmıştır. Sanığın savunması hayatın olağan akışına aykırı olup mağdura ait eşya ve paranın üzerinde çıkmasını açıklayamamıştır. Mağdurdaki basit tıbbi müdühale ile giderilebilecek yaralanmanın yağma suçunun unsuru olduğu gibi eylemin TCK. 148. maddesindeki yağma suçunu oluşturduğu da tartışmasızdır. Zira, sanık önceden tanımadığı mağdura cebir uygulamak suretiyle para ve telefonunu almış hatta bunlarla olay yeri yakınında polis tarafından yakalanmıştır.
Bu sebeplerle, sanığın eyleminin bir bütün hâlinde yağma suçunu oluşturduğu," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 21.11.2019 tarih ve 2284-5727 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı yağma suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay tarihinde mağdurun ikametinden çıkıp işe giderken "Karlı Sokak" istikametine yöneldiğinde üzerinde sadece boxer olan sanığın arkasından gelerek koluna girdiği, bunun üzerine arkasını dönen mağdurun daha önceden hiç görmediği sanık ile karşılaştığı, sanığın nerede oturduğunu sorması üzerine mağdurun da aynı soruyu ona sorduğu, sanığın cevap vermeden mağdurun kolundan tutup onu çektiği ve ardından kafa atarak yere düşürdüğü, mağdur yerden kalkmaya çalışırken de pantolonunun cebinde bulunan beyaz renkli Samsung S4 marka cep telefonu ile içinde 110 TL bulunan cüzdanını aldığı, aldığı darbenin etkisiyle kendisine karşı koyamayan mağduru kolundan çekip sitenin önüne doğru götürdüğü, daha sonra mağduru bırakıp kaçmaya başladığı, olayı gören çevre sakinlerinin polise haber verdikleri, olay yerine gelen polis memurlarının sanığı olay yerinin üst tarafındaki sokakta yakaladıkları, sanığın, cep telefonunu ve cüzdanını mağdurun rızası hilafına onu darbederek aldıktan sonra kaçtığı, şüphelendiği bir şahsı polise teslim etmek isteyen kişinin davranışının bundan farklı olması gerektiği, sanığın savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, suçtan kurtulmaya yönelik bir savunma mahiyetinde olduğu iddiası ile kamu davası açıldığı,
29.09.2015 tarihli tutanaklarda; aynı gün saat 07.10"da "Erenler Sitesi" önünde kavga olduğu anonsu üzerine olay yerine intikal edildiğinde kaşı açık ve yüzü kan içerisinde olan mağdurun görüldüğünün, mağdura konunun ne olduğu sorulduğunda işe gitmek üzere evden çıktığında daha önceden tanımadığı sanığın kendisini darbedip elini cebine sokarak telefonunu, cüzdanını, parasını ve ehliyetini almak suretiyle olay yerinden hızlıca uzaklaştığını beyan ettiğinin, çevrede yapılan araştırma sonucunda eşgale uygun olan sanığın olayın gerçekleştiği yere yakın Karlı Sokak üzerinde yakalandığının, mağdurun kendisini darbederek cep telefonunu ve cüzdanını alan şahıs olarak sanığı teşhis ettiğinin, sanığın yapılan üst aramasında mağdura ait sürücü belgesi, üç adet 20 TL, bir adet 50 TL, bir adet siyah renkli deri cüzdan, cüzdan içerisinde mağdur adına düzenlenmiş bir adet para kartı ve çeşitli kartlar, bir adet beyaz renkli üzerinde kan lekeleri bulunan "Samsung" marka cep telefonunun bulunarak muhafaza altını alındığının ve bunların mağdura teslim edildiğinin, olay anını gösterir herhangi bir güvenlik kamerasına veya görgü tanığına rastlanılmadığının ifade edildiği,
Takdiri kıymet tutanağından; suça konu cep telefonunun piyasa değerinin 500 TL olduğunun tespit edildiği,
Mağdur hakkında düzenlenen rapordan; frontal bölgede yaklaşık 5 cm kesi olduğunun ve bu yaralanmanın basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun belirlendiği,
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 18.11.2015 tarihli heyet raporunda; sanıkta cezai sorumluluğunu, müessir ve kişide şuur ve hareket serbestisini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği saptanmadığına, 29.09.2015 tarihinde atılı suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğuna oy birliğiyle karar verildiğinin belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ... kollukta; aynı adreste yaklaşık 21 yıldır ikamet ettiğini, 29.09.2015 tarihinde saat 06.10 sıralarında ikametinden çıkıp iş yerine doğru gittiği sırada daha önceden hiç tanımadığı, üzerinde sadece boxer bulunan sanığın arkasından gelerek koluna girdiğini, arkasını döndüğünde sanığın kendisine "Sen nerede oturuyorsun?" diye sorduğunu, kendisinin de "Burada oturuyorum. Sen nerede oturuyorsun?" dediğini, sanığın cevap vermeden kolundan tutup çektiğini ve kendisine kafa attığını, bunun üzerine yere düştüğünü, kaşının açıldığını ve yüzünün kan içerisinde kaldığını, bu nedenle sanığa tepki gösteremediğini, ayağa kalkmaya çalışırken sanığın pantolonunun ön cebindeki cep telefonunu ve arka cebindeki içerisinde 110 TL bulunan cüzdanını aldığını, kendisini kolundan çekip sitenin önüne doğru götürdüğünü, daha sonra kendisini bırakıp sitenin yukarısına ve aşağısına doğru koşmaya başladığını, yaşlı bir erkek şahsın sanığın yanına gelerek "Oğlum yapma!" dediğini, sanığın bu yaşlı şahsı ittirdiğini, bu sırada komşuların haber vermesi üzerine olay yerine gelen polislerin sanığı üst sokakta yakalayarak kendisine teşhis ettirdiklerini, şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; olay günü sabah 06.08"de üst sokakta bekleyen servise binmek üzere evden çıktığını, yürürken arkasından birisinin koluna girdiğini, geri dönüp baktığında bu kişinin sanık olduğunu gördüğünü, sanığın sadece şort ve terlik giydiğini, havanın yağmurlu olduğunu, sanığın burada oturup oturmadığını sorduğunu ve bu sırada kendisine "Hırsız var!" dediğini, sanığın ne demek istediğini anlamadığını ve onu anlamaya çalıştığını, sanığın amcası ile aynı sitede oturduklarını, sanığın da amcasının evine misafirliğe gelmiş olduğunu, iki üç adım yürüdükten sonra sanığın hiçbir şey söylemeden dönerek kendisine kafa attığını, sanığın kafa darbesiyle yere düştüğünü, kalkmaya çalışırken sanığın cebinden cep telefonunu ve cüzdanını aldığını, kendisini hırsız zannetmiş olabileceğini, sanığın büyük ihtimalle kendinde olmadığını, devamlı "Çıkın oradan sizi görüyorum." şeklinde anlamsız sözler söylediğini, nerede oturduğunu sorduğunu, kendisinin de aldığı darbenin etkisiyle evini gösterdiğini, bulundukları yerden evlerinin gözüktüğünü, sanığın söylediği gibi pencereye çıkan bayanın eşi olduğunu, eşinin kaşı patlak şekilde kendisini görmemesi için saklandığını, ancak eşinin kanlı bir şekilde kendisini gördüğünü, sanıkla birlikte sitenin içine doğru yürüdüklerini, o saatte işe çıkan komşularının kendisine yardım edeceğini düşündüğünü, bu sırada sanığın babasının gelerek "Oğlum yapma! Cüzdanını, telefonunu geri ver." dediğini ve kendisinden özür dilediğini, sanık telefon ve cüzdanını aldığı sırada babasının yanında olmadığını, buna rağmen sanığın telefonu ile cüzdanını geri vermediğini ve amcasının evine doğru çıktığını, sonra polislerin geldiğini, polisler kimin yaptığını sorunca sanığın gittiği yönü tarif ettiğini, bu sırada aldığı darbenin etkisiyle kendisini kaybettiğini, polisleri görememeye başladığını, sanığın anne ve babasının kendisinden çok özür dilediklerini, sanıktan şikâyetçi olmadığını ve zararının bulunmadığını,
Tanık ... Mahkemede; iki kişinin kavga ettiği anonsu üzerine olay yerine gittiklerini, burada kaşı açık olan ve yüzü kanlar içerisinde bulunan mağdur ile karşılaştıklarını, olayın nasıl olduğunu sorduklarında mağdurun; tanımadığı bir kişinin kendisine yaklaştığını ve hatırladığı kadarıyla kendisini hırpalamaya başladığını, cep telefonunu ve cüzdanını rızası olmadan aldığını söylediğini, bu kişinin eşgalini ve gidiş istikametini sorduklarını, onun da anlattığını ve bu istikamet üzerinde sanık ile karşılaştıklarını, bu yerin mağdur ile karşılaştıkları sokağın bir üst sokağı olduğunu, sanığa yaklaşıp konuyla ilgisi olup olmadığını sorduklarını, sanığın net cevaplar veremediğini, kendisinde değilmiş gibi durduğunu, üst araması yapacakları esnada "Üzerinde herhangi bir eşya var mı?" diye sormaları üzerine sanığın mağdurdan aldığı telefon ile cüzdanı verdiğini, tekrar başka bir şey olup olmadığını sorduklarında olmadığını söylediğini, tutanak ile kısmi çelişki nedeniyle sorulduğunda da arama yapmadan önce sanığa suç unsuru olup olmadığını sorduklarını, cebindekileri çıkarmasını istediklerini, sanığın da çıkarıp üzerindekileri kendilerine verdiğini, sanığın savunmasında bahsettiği telefonla cüzdanı bir balkonun masasının üzerine bıraktığı hususunu şu an hatırlamadığını,
Tanık ... Mahkemede; olay tarihinde kavga olduğu anonsu üzerine olay yerine gittiklerini, orada gördükleri yaralı olan mağdura ne olduğunu sorduklarını, mağdurun da olayı anlatarak sanığın gittiği yeri gösterdiğini, kendilerinin de bu yöne doğru gittiklerinde eşgale uygun olan sanığı gördüklerini, sokakta olan sanığa üzerinde bir şey olup olmadığını sorduklarını, sanığın da üzerinde olanları çıkarıp kendilerine verdiğini, sonra sanığın üzerinde arama yaptıklarını, herhangi bir suç unsuru bulamadıklarını, üst araması yapacakları esnada sanığa üzerinde herhangi bir şey olup olmadığını sorduklarında sanığın mağdura ait telefon ve cüzdanı kendilerine verdiğini, tutanak ile kısmi çelişki nedeniyle sorulduğunda da şimdiki ifadesinin doğru olduğunu,
Tanık ... Mahkemede; merkezin anonsu üzerine olay yerine gittiklerinde kaşı açılmış olan mağduru görüp ne olduğunu sorduklarını, mağdurun anlatımı üzerine sanığın bulunduğu tarafa doğru gittiklerini ve sanığı bulduklarını, sanığa üzerinde herhangi bir suç unsuru olup olmadığını sorduklarında sanığın üzerinde bulunan cep telefonu ve cüzdanı verdiğini, tutanak ile kısmi çelişki nedeniyle sorulduğunda da şimdiki ifadesinin doğru olduğunu,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... müdafisi huzurunda kollukta; yaz aylarında ..."te spor eğitmenliği yaptığını, kış aylarında ise anne babasının yanına geldiğini ve hafta sonları spor salonlarında çalıştığını, 2006 yılında kız kardeşine yapılan tacizden dolayı işlediği kasten öldürme suçundan cezaevine girdiğini, bu nedenle zaman zaman psikolojik tedavi gördüğünü, ancak sosyal güvencesi olmadığından tedavisini tam alamadığını, hâlâ reçeteli olarak "Neurontin" isimli bir ilaç kullandığını, bu ilacı kullanmasından dolayı bazen agresif tavırlar sergileyebildiğini ve hiperaktif olabildiğini, olay günü sabah saat 05.00-06.00 sıralarında babasının yanına gelerek "Gel balkonda bir sigara içelim." demesi üzerine uyandığını, balkonda oturdukları zaman havanın hafif karanlık olduğunu, bu sırada evin yan tarafından sanki birisinin geçmiş olduğunu hissettiğini ve babasına "Sanki bir karaltı gördüm, birisi geçti, birisi var." dediğini, babasının ise kimsenin olmadığını söylemesi üzerine bunu ispat etmek için aşağı indiğini, üzerinde sadece şortunun olduğunu, bu sırada yoldan geçmekte olan mağduru gördüğünü ve nerede oturduğunu sorduğunu, mağdurun karşı binada oturduğunu söylediğini, bu sırada kaçar gibi yapması üzerine ani bir refleks ile mağdura kafasıyla vurduğunu, mağdurun gösterdiği evden çıkan kadına mağdurun eşi olup olmadığını sorduğunu, kadının hiçbir şey söylemeden daireye geri girdiğini, sanığın kaçabileceğini düşünerek cebinde bulunan cep telefonunu ve cüzdanını aldığını, başka bir balkondan çıkan yaşlı bir kadına polisi çağırmasını söylediğini ve hırsız görüp görmediğini sorduğunu, yakın çevrede başka şahıslar olup olmadığına baktığı sırada polislerin geldiğini, mağdurdan aldığı cep telefonu ve cüzdanı polis memurlarına kendisinin verdiğini, mağdurun hırsız olduğunu düşünmesi üzerine söz konusu olayın meydana geldiğini, mağduru gasbetme gibi bir kastının olmadığını, zaten bu sırada üzerinde sadece şortunun olduğunu, oradan kaçma gibi bir girişimde bulunmadığını mağdurun kaçmasını engellemek için cüzdanını ve cep telefonunu aldığını,
Tutuklama talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; mağdurun yan komşuları olduğunu, psikolojik sorunları olduğu için ilaç kullandığını, olay günü sabah 05.00-05.30 gibi babasının kendisini uyandırarak "Gel sigara içelim." dediğini, balkonda sigara içerken evin yan tarafından sesler geldiğini ve bir karaltı gördüğünü, kontrol etmek için aşağıya indiğinde yoldan geçen mağduru gördüğünü, nerede oturduğunu sorduğu mağdurun karşı binayı işaret ettiğini, kaçar gibi yapması üzerine de ani bir refleksle mağdura kafa attığını, bu sırada mağdurun göstermiş olduğu taraftan bir kadının balkona çıktığını, mağdura eşi olup olmadığını sorduğu bu kadının konuşmadan tekrar içeri girdiğini, bu sırada kaçmasın diye mağdurun üzerinden kimliğini almak istediğini, cebine elini attığı sırada mağdurun cep telefonu ve cüzdanının eline geldiğini, bu arada balkona çıkan yaşlı bir kadının kendisini görüp "Ne yapıyorsun oğlum?" diye sorması üzerine mağdurun hırsız olabileceğini söylediğini, babasını da polise haber vermesi konusunda uyardığını,
Mahkemede; olay günü sabaha kadar oturduğunu ve sabaha karşı 05.00 gibi bir ses duyduğunu, babasına gidip sesi duyup duymadığını sorduğunu, duymadığını söylemesi üzerine bunu ispat etmek için sokağa çıktığını, sokakta gördüğü mağdura nerede oturduğunu sorduğunu, oturduğu yeri söyleyen mağdurdan evini göstermesini istediğini, beraber yürüdükten sonra mağdurun oturduğu binayı gösterdiğini, olay gününden 4-5 gün önce cama çarptığı sağ kol dirseğine 14 tane metal zımba takıldığını, giydiği şort ve ayağındaki terlik haricinde üzerinde başka bir şey olmadığını, mağdurun bir hareket yapıp geriye çekildiğini, kendisine vurabileceğini düşünüp kaçmasın diye mağdura kafa attığını, ondan sonra mağdurdan kendisini evine götürmesini istediğini, mağdurun evini göstererek eşinin olduğunu söylediğini, kendisinin de eşine seslenmesini istediğini, seslenmesi üzerine bir kadının pencereye çıktığını, mağdurun eşi olup olmadığını sorduğu bu kadının mağdurun yüzünü kanlı görünce korktuğunu, korkudan içeri kaçtığını ve perdeyi çektiğini, bu nedenle kadının mağdurun eşi olmadığını düşündüğünü, şüphelendiği için mağdurdan cebindekileri çıkarmasını istediğini, hatta elini mağdurun pantolonunun cebine attığını, bu sırada mağdurun telefon ve cüzdanının eline geldiğini, cüzdanından ehliyetini çıkartıp baktığını, telefon ve cüzdanı kendi şortunun cebine koyduğunu, ehliyeti de cüzdanın içine koyduğunu, sonra mağdur ile birlikte kendi kaldığı eve doğru gittiklerini, mağduru merdivenlerden yukarı doğru çıkarttığını, mağdurun "Ben hırsız değilim, bırak beni gideyim, senden şikâyetçi olmayacağım." dediğini, evden dışarı çıkınca babasının da peşinden geldiğini, mağdurun cebinden telefon ve cüzdanı aldığı sırada babasının yanında olduğunu, kendisine kızan babasından polisi çağırmasını istediğini, mağdurun hırsız olmadığını söylemesi üzerine "Polis gelecek, ben seni yaraladım, sen benden şikâyetçi ol." dediğini ve gitmek istemesine rağmen polis gelene kadar mağdurun gitmesine müsaade etmediğini, 15-20 dakika kadar sonra polislerin geldiğini, mağdurun babasının yanında olduğunu, polislerin evin üst kapısının önünden geldiklerini görünce yanlarına gittiğini ve "Teslim ediyorum!" diyerek mağdurdan aldığı telefon ve cüzdanı balkondaki masanın üzerine bıraktığını, akıl sağlığının yerinde olduğunu ancak cinayetten dolayı bir süre ceza infaz kurumunda kaldığını, bu sırada 17 yaşında olduğunu, ceza infaz kurumunda sakinleştirici olarak ilaç kullandığını, çıktığı zaman da günde ikişer tane ilaç kullanmaya devam ettiğini, şortunun cebinde kendi cep telefonunun olduğunu, karakola gidene kadar üzerinde arama yapılmadığını, nezarethaneye alındığında üzerinde arama yapıldığını, gasbetme amacının ve suç işleme kastının olmadığını,
Savunmuştur.
TCK"nın 148. maddesinde yağma suçu;
"Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
TCK’nın 149. maddesindeki yağma suçunun nitelikli hâlleri arasında yol kesmek suretiyle işlenmesi hâli de sayılmıştır.
Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği TCK"nın 148. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi hürriyeti, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuki değerlerdir.
Yağma suçunun manevi öğesi “kast”tır. Failin mağdura yönelttiği cebir veya tehdidi, kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya zorlamak amacıyla hareket etmesi gerekmektedir. Yağma suçunun oluşabilmesi için malın mutlaka sahip olmak amacıyla alınması şart olmayıp geçici olarak kullanma kastı ile hareket edilmiş olması durumunda dahi eylem yağma suçunu oluşturmaktadır (Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, Sulhi Dönmezer, ... 2001, s. 435).
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
29.09.2015 tarihinde saat 06.10 sıralarında evinden çıkıp servise binmek üzere sokakta yürümekte olan mağdurun arkasından gelen sanığın, mağdurun koluna girerek nerede oturduğunu sorduğu, mağdurun da olay tarihinden önce tanımadığı sanığa aynı soruyu sorması üzerine sanığın cevap vermeden kafası ile vurarak mağduru yere düşürdüğü, yerden kalkmaya çalışan mağdurun pantolonunun cebinde bulunan cep telefonunu ve içinde 110 TL bulunan cüzdanını aldığı hususunda Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmayan olayda; sanık, mağduru gasbetme kastının olmadığını, mağdurun hırsız olduğunu zannetmesi nedeniyle söz konusu olayın meydana geldiğini savunmuş ise de sanığın kafası ile vurarak yere düşürdüğü mağdurun ön cebindeki cep telefonununu ve arka cebindeki cüzdanını alarak olay yerinden ayrılması, kolluk kuvvetlerinin hırsızlık yapıldığı anonsu üzerine değil kavga olduğu anonsu üzerine olay yerine gelmiş olmaları, mağdurun gittiği yönü tarif etmesi üzerine yakalanan sanığın ancak üzerinde herhangi bir suç unsuru olup olmadığının sorulması üzerine suça konu eşyayı kolluk görevlilerine teslim etmesi hususları birlikte göz önünde bulundurulduğunda; sanığın savunmasının suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğunun ve fiili işlediği sırada cezai sorumluluğu tam olan sanığın mağdura karşı gerçekleştirdiği davranışlarının yağma suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26.09.2019 tarihli ve 7398-4493 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- ... Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 139-162 sayılı kasten yaralama ve yağma suçlarından kurulan hükümlerinin, sanığın eyleminin sabit olduğunun ve kül hâlinde yağma suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 14.09.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.