18. Ceza Dairesi 2015/27231 E. , 2016/19125 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler, gerekçe içeriğine göre ve katılanın aşamalarındaki beyanlarında sanığı daha önceden tanımadığını, pazar yerinde kendisini izlediğini fark ettikten sonra yerini değiştirdiğinde sanığında yerini değiştirerek arkasından geldiğini, ertesi gün çocuğunu okula bıraktıktan sonra eve dönerken kendisini arabayla takip ettiğini ve 11/10/2013 günü kendisini bir işyerinden çıkarken gören sanığın aynı arabayla yavaşladığını ve katılanı arabasıyla beklediğini ifade etmesi, yapılan yargılamada katılanın sanığa suç isnat etmesini gerektirecek bir sebebin tespit edilememiş olması, dosya içerisindeki 23/10/2013 tarihli teşhis tutanağı karşısında, Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, uygulaması yerinde kabul edilerek, tebliğnamedeki kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine dair bozma isteyen düşünceye katılınmayarak yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen kişilerin huzur ve sükununu bozma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
1) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması ve TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
2) 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 324/4. maddesinin "Devlete ait yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir." hükmü karşısında, 20 TL"den az olan 16,00 TL yargılama giderinin Hazine üzerine bırakılması yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ün temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu husus, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası hükümden "TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılması" ve “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması” ve hüküm fıkrasının yargılama gideri ile ilgili kısmının çıkartılıp yerine “5271 sayılı CMK"nin 324/4. fıkrasına 6352 sayılı yasanın 100. maddesince eklenen ek cümle gereğince terkin sınırı altında kalan 16,00 TL yargılama giderinin Devlet Hazinesine yüklenmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/12/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.