Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1683
Karar No: 2014/4568
Karar Tarihi: 15.04.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1683 Esas 2014/4568 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/1683 E.  ,  2014/4568 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 31/12/2013 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... Yönetimi vekili Av. ...ve davacı ... ile diğer taraftan Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    Göynükören Köyü"nde 2002 yılında yapılıp 24.02.2003 ilâ 26.03.2003 tarihleri arasında ilan edilen genel arazi kadastrosunda, 106 ada 646, 117 ada 57, 118 ada 36, 162, 181, 184, 201, 124 ada 409, 468 parsel sayılı taşınmazlar sırasıyla 6727,61 m², 437,22 m², 7149,15 m², 6685,62 m², 9230,96 m², 5246,01 m², 3204,07 m², 5820,04 m² ve 11278,50 m² yüzölçümünde ve ham toprak niteliğindeki taşınmazlar, belgesizden Hazine adına tesbit edilmişlerdir.
    Davacı ... Yönetimi vekili 25.03.2003 hâkim havale tarihli dilekçesi ile; 117 ada 57, 118 ada 184 ve 201 parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman kadastrosu sonucu ... ve... Devlet Ormanı içinde kaldığı iddiasıyla tesbitlerinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilleri istemiyle dava açmıştır.
    Davacı gerçek kişi vekili 25.03.3003 hâkim havale tarihli dilekçesi ile; ...hesap nolu vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak 106 ada 646, 118 ada 36, 162, 181, 184,186, 124 ada 409 ve 468 parsel sayılı taşınmazların tesbitlerinin iptali ile müvekkili adına tescilleri talebiyle dava açmıştır.
    Davacı gerçek kişi tarafından 27.12.2012 tarihli dilekçe ile; 09.03.1978 tarih 1 ve 2 sıra sayılı tapu kayıtları, Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 11.02.1988 gün 1988/36-47 sayılı kararı ile adına tesbit gören 136 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi istemli dava açmış; mahkemece, eksik yüzölçümün içinde kaldığı belirtilen 124 ada 468 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin kesinleşmediğinden görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmış, mahkemece tüm davalar birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
    Mahkemece; davacı ... tarafından 106 ada 646, 118 ada 36, 162, 181 ve 184, 124 ada 409 ve 468 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açılan davanın reddine ve dava konusu 106 ada 646, 118 ada 36, 162 ve 181, 124 ada 409 ve 468 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tescillerine, Birleşen dosya davacısı Orman İdaresi tarafından 118 ada 184 ve 201, 117 ada 57 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazların yapılan tesbitlerinin iptali ile; fen bilirkişisi ...tarafından ibraz edilen 05/06/2004 tarihli krokili raporda (D1) ile gösterilen 1957,64 m² işaretli bölüm ile (D2) ile gösterilen 516,90 m² bölümün tevhit edilmek suretiyle 2474,54 m² yüzölçümüyle aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle ve orman niteliği ile,
    Aynı bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 729,53 m² miktarındaki bölümün 118 ada 201 parsel numarasında ham toprak vasfı ile,
    Aynı bilirkişi raporunda (B1) ile gösterilen 117,28 m² miktarındaki kısım ile (B2) ile gösterilen 314,05 m² bölümlerin tevhit edilmek suretiyle 431,33 m² yüzölçümüyle aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle ve orman netileliği ile,
    Aynı bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5,89 m² yüzölçümündeki bölümün 117 ada 57 parsel sayısında ham toprak niteliği ile,
    Aynı bilirkişi raporunda (E1) ile gösterilen 3511,19 m² ve (E2) ile gösterilen 1734,82 m² bölümlerin tevhit edilmek suretiyle 5246,01 m² yüzölçümüyle 118 ada 184 parsel sayısında orman niteliği ile Hazine adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından 117 ada 57, 118 ada 184 ve 201 parsel sayılı taşınmazların reddedilen bölümlerine, davacı gerçek kişi tarafından (duruşmalı olarak) 106 ada 646, 118 ada 36, 162 ve 181, 124 ada 409 ve 468 parsel sayılı taşınmazlara, dava Hazine tarafından ise 117 ada 57, 118 ada 184 ve 201 parsel sayılı taşınmazların orman niteliği ile tescillerine karar verilen bölümlerine ilişkin temyiz edilmiştir.
    Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
    1) Hazine ve Orman Yönetiminin 117 ada 57, 118 ada 184 ve 201 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların kısmen orman sayılan ve kısmen orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan 117 ada 57, 118 ada 184 ve 201 sayılı parsellere yönelik hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
    2) Davacı gerçek kişinin 106 ada 646, 118 ada 36, 162 ve 181, 124 ada 409 ve 468 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece, toplanan delillerin taşınmazlar başında değerlendirilmesi için keşif icrasına karar verildiği, ancak davacı tarafın H.M.K."nun 324/1 ve 2. maddeleri uyarınca verilen iki haftalık kesin süre içinde keşif giderinin tamamlanmadığından keşif deliline dayanmaktan vazgeçildiği ve dosyada bulunan diğer deliller ile de davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle gerçek kişinin açtığı davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına, delillere ve kanunî düzenlemelere uygun düşmemektedir.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesinde taraflardan her birinin dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorunda olduğu, hâkim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderler mahkeme veznesine yatırılmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanılmaktan vazgeçilmiş sayılacağı açıklanmıştır. Benzer hüküm davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 414. maddesinde, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 324/1. maddesinde de düzenlenmiştir. Bu hükümlerin amacı, verilen ara kararlarının ciddiyet ve özenle yerine getirilmesini sağlamak, bu yolla davaların uzun süre elde kalmasını önlemektir. Hâkim tarafından verilen kesin süre içinde gereken giderleri vermeyen taraf sadece gider yapılmasını gerektiren işlemin yapılması isteminden vazgeçmiş sayılır. Davadaki bütün istemlerinden vazgeçmiş sayılamaz. Bu olgunun sonucu olarak da verilen kesin süre içinde gereğinin yapılmaması halinde gider yapılmasını gerektiren işlemin niteliği ve davanın sonucuna etkisi gözetilerek mevcut delillere göre karar verilir. Kesin süreye uymamanın doğurduğu bu ağır sonuç gözetildiğinde, kesin süreden söz edilebilmesi için ara kararında yapılması gereken işlerin neler olduğunun kuşkuya yer vermeyecek biçimde tam olarak açıklanması, yatırılması istenilen giderlerin miktarının ara kararında ayrıntılı olarak gösterilmesi, verilen sürenin giderin temin edilip yatırılabilmesi için makul ve yeterli uzunlukta olması, gider yatırılmamasının sonuçlarının taraflara açıkça anlatılması ve tarafların bu konuda uyarılması zorunludur.
    Kadastro davalarında keşif giderleri yatırılmadığından bahisle kesin süre sonuçlarının uygulanabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için taşınmaz başında keşif yapılmasının zorunlu olması, dava dosyasının keşfe hazır hale getirilmesi, ispat yükü kendi üzerinde olan tarafa keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmesi için makul ve yeterli uzunlukta kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içinde kabul edilebilir yasal bir mazeret olmaksızın keşif giderlerinin mahkeme veznesine yatırılmamış olması gerekir. Taraflara tanıklarını taşınmazlar başında hazır etmeleri gibi bir zorunluluk yüklenemeyeceğinden keşif kararı verilmesi halinde, keşif gün ve saati ile hazır bulunacakları yerin taraf tanıklarına ve bilirkişilere davetiye ile bildirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle, mahkeme heyeti yolluğu, bilirkişi ve tanıklara ödenecek ücret ve davetiye giderleri ile araç ücretinin tespit edilmesi, davetiye tebliğinin zaman alacağı da gözetilerek davetiye giderlerini yatırması için verilecek sürenin diğer giderlerin yatırılması için verilecek süreden daha kısa belirlenmesi, ispat yükü üzerinde olan tarafa belirlenen mahkeme heyeti yolluğunu, araç ücretini, bilirkişiler ve tanık ücretlerini, bilirkişi ve tanıklar adına çıkartılacak davetiye giderlerini, karşı tarafa da dinletmek istediği tanıkları için belirlenen ücret ve davetiye giderlerini mahkeme veznesine yatırmaları için kesin süre verilmesi, davetiye giderlerinin yatırılması halinde öncelikle, bilirkişi ve tanıklar adına davetiye çıkartılması gerektiği kuşkusuzdur.
    Somut olayda; mahkemece, 11.11.2003 tarihli oturumda verilen 1 nolu ara karar ile taşınmaz başında keşif yapılmasına karar verilmiş, keşif gideri olarak belirlenen bedel de davacı tarafça 06.05.2004 gün 18227 cilt nolu tahsilat makbuzu ile mahkeme veznesine depo edilmiştir. Mahkemece, bu tarihten itibaren keşif icrası gerçekleştirilmemiş olup bunun yanında yeni ara kararlar ile dosya arasındaki eksiklikler (Örnek: 21.09.2004 tarihli celsede verilen 2 nolu ara karar, 12.03.2013 tarihli celsede verilen 1 nolu ara karar, 16.04.2013 tarihli celsede verilen 2 nolu ara karar) giderilmeye çalışılmış, 25.10.2011 tarihli celsede H.M.K."nun 448. maddesinin atfıyla 120/1 maddesi uyarınca hazırlanan avans tarifesi uyarınca 1178.- TL keşif avansının yatırılması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, daha önce yatırılan keşif avansının ise mahsup edilmesine karar verilmiş, davacı tarafta gider avansının yatırılmamasına rağmen yeniden yatırılması için süre verilip yargılamaya devam edilmiş, son olarak 16.04.2013 tarihli celsede ise keşif gideri olarak 937,80.- TL keşif giderinin tamamlanması için HMK"nun 324/1 ve 2. maddeleri uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine, yatırılmadığı takdirde keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtaratında bulunulduğuna dair davetiye çıkartılmasına karar verilmiş, davetiye davacı vekiline 19.04.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup kesin sürenin verildiği aynı celsenin 2 nolu ara kararı ile de 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/634 Esas sayılı dosyası incelenmek üzere istenmiş; ayrıca, davacı tarafın delil olarak dayandığı Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1964/501 E. - 1965/601 K., 1988/36 E 1988/47 K ve Sulh Hukuk Mahkemesinin 1970/284 E 1970/528 K sayılı dosyaları dava dosyası arasına getirtilmemiştir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların dayandığı deliller tam toplanmadan, dava dosyası keşfe hazır hale getirilmeden ve önceki yatırılan keşif avansının yeni belirlenen keşif avansından mahsup edilip edilmeyeceği belirtilmeden, mahsubu halinde keşif deliline dayanan tarafın ne kadar keşif avansı yatıracağı tam olarak hesaplandıktan sonra sonuçlarını içerir ihtaratlı kesin süre verilmesi ve bunun sonucuna göre, dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, dava dosyası keşfe hazır hale getirilmeden verilen kesin süre nedeniyle davanın ispatlanamadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğundan davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile, 106 ada 646, 118 ada 36, 162 ve 181, 124 ada 409 ve 468 parsel sayılı taşınmazlara yönelik hükmün BOZULMASINA, temyiz duruşmasında kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden davacı gerçek kişi yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi