Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1625
Karar No: 2014/4564

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1625 Esas 2014/4564 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/1625 E.  ,  2014/4564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 13/12/2012
    NUMARASI : 2010/238 - 2012/504

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 13/12/2012 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı gerçek kişi vekili Av.E..Y... tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı C..D.. vekili Av. E...Y...ile diğer taraftan davalı Orman Yönetimi vekili Av. I... H..S.... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 25.10.2005 havale tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili davacıya ait ve 4753 sayılı Kanun ile tahsis ve tescil edilen 19.01.1952 tarih ve 99 sıra sayılı tapu kaydına dayanarak Karadağ Köyü Kurtalan mevkiinde bulunan taşınmazının, makiye tefrik edilen saha içinde olmasına ve 22.03.1996 tarih 1993/5 E. - 1996/1 K. sayılı YİBK"ya göre orman sayılmaması gerektiği halde, yörede 1995 yılında yapılan ve 26.07.1996 tarihinde ilân edilerek 26.01.1997 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu sırasında orman alanı içinde bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, yargılama sırasında dava konusu taşınmaz hakkında 163 ada 140 ve 197 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiği gerekçesiyle 26.02.2006 tarih ve 2005/293 - 2007/62 sayılı karar ile görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
    Kadastro mahkemesi tarafından 13.04.2009 tarih ve 2007/648 – 268 sayılı karar ile, dava konusu taşınmaz yönünden kadastro tutanağı düzenlenmediği, 163 ada 140 ve 197 sayılı parsellere ilişkin açılan bir dava bulunmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiş; temyiz edilmekle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22.04.2010 tarih ve 2010/576 - 3805 sayılı kararı ile “...dava konusu edilen bölüm hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu ve bu bölüme yönelik eski tapu kaydına dayanarak dava açıldığı...” gerekçesiyle asliye hukuk mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiş ve dosya belirlenen mahkemeye gönderilmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve teknik bilirkişi M..K.. tarafından düzenlenen 12.06.2012 tarihli bilirkişi raporu eki krokisinde (M) harfi ile gösterilen ve 527,44 m² olarak işaretlenen alanının tapusunun iptali ile davacı C.. D.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı gerçek kişi vekili (duruşma istemli olarak) ile davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre 20.12.1994 tarihinde yapılıp 26.07.1996 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile daha sonra 2007 yılında 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesine göre yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışması vardır.
    Davacı vekili tarafından, 4753 sayılı Kanun ile tahsis edilip 1952 tarih ve 99 sıra sayısı ile tapu siciline tescil edilen taşınmazın, orman kadastrosu içinde bırakıldığı iddiasıyla 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde orman kadastrosuna itiraz edilmiş, yargılama sırasında taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastro çalışmaları yapılmış olup, davalı taşınmaz hakkında tesbit tutanağı düzenlenmemiştir. Ancak, dayanılan tapu kaydı, bu genel arazi kadastrosu sırasında.... ada 140 ve 197 sayılı parsellere de uygulanmış olup, bu parsellere ilişkin tapu kayıtları dosya arasına getirtilmemiş, kimin adına ve ne miktarda tescil edildiği araştırılmamış, toprak tevzi haritası taşınmazlara uygulanmamış, davalı taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca dağıtılan alanda kalıp kalmadığı belirlenmemiş; ayrıca, davacı adına tesciline karar verilen ve davacının tescil talebinin reddedildiği bölümlerin kapsamında kaldığı orman parseli hakkında tutanak düzenlenip düzenlenmediği, tapuya tescil edilip edilmediği araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
    Mahkemece, dava dışı .... ada 140 ve 197 parsel sayılı taşınmazların onaylı kadastro tutanağı ve tapu kayıt örnekleri, dava konusu (L) ve (M) harfleri ile işaretli taşınmaz bölümlerinin içinde yer aldığı orman parselinin varsa kadastro tesbit tutanağı örneği ile onaylı tapu kaydı örneği, komşu parsel tutanak ve varsa dayanakları, toprak tevzi haritası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ve toprak tevzi haritası ölçeğine, yine kadastro paftası ve toprak tevzi haritası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre; davacı tarafından dava açılan taşınmazların orman sınırı dışına çıkartılmasının talep edildiği halde, istem aşılmak suretiyle tesciline ilişkin hüküm kurulması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekili ile davalı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2012 gün 2010/238-504 sayılı hükmünün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması nedeniyle 1.100.- TL vekâlet ücretinin davalı Orman Yönetiminden alınarak davacıya verilmesine, yine 1.100.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Orman Yönetimine verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi