9. Hukuk Dairesi 2015/21023 E. , 2015/31407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2015
NUMARASI : 2014/557-2015/117
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğine işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işveren vekili yardımcısı olduğunu ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, iş akdinin 01.11.2014 tarihli işletmesel karar gereği genel müdür yardımcısı olduğu kreatif bölümündeki birimlerin başkaca bölümlere aktarılması ve kreatif bölümünün bir bütün olarak kaldırılması sonucu geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, somut olayda kreatif bölümünün kapatılması ve orada çalışan ortalama 40 kişinin hazır giyim ve consept bölümlerine dağıtılması karşısında sadece davacının işyerinde başka bir bölümde iş bulunmadığı gerekçesiyle işten çıkarılmasında işverenin iyiniyetli davranmadığı kanaatine varıldığı, işyeri organizasyon şeması görev tanımı belgelerinden davacının K. Grup da genel müdürü yardımcılığı işinde işletme tamamını sevk ve idareden sorumlu olmadığı ve tek başına işçi alıp çıkarma yetkisi de olmadığından, işveren vekili sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, işverenin işletmesel kararı uygulamak için aldığı işten çıkarma kararının zorunlu olduğunu ispatlaması gerektiği, bu durumda davalı işverenin fesih nedeninin yeterli ve inandırıcı bulunmadığından geçerli nedeni ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri her şeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir.
Somut uyuşmazlıkta davacının, davalı işyerinde genel müdür yardımcısı olarak çalıştığı sabittir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden ve özellikle görev tanımından, davacının davalı Şirketin bütününü sevk ve idareye yetkili olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacının işveren vekili yardımcısı olduğunun kabulü ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 147.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 05.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.