12. Ceza Dairesi 2013/27260 E. , 2014/168 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 22.08.2013
Taksirle yaralanmaya neden olmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 89/1, 89/2-b, 62. maddeleri gereğince 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun"un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine ve sürücü belgesinin 53/6. maddesi uyarınca 3 ay süreyle geri alınmasına dair Denizli 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/11/2010 tarihli ve 2009/527 esas, 2010/842 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün sürücü belgesinin iadesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 22/07/2013 tarihli ve 2009/527 esas, 2010/842 sayılı ek kararına yönelik itirazın kabulüne ve ehliyetin geri alınması işleminin cezanın tümü ile infazından itibaren başlatılmasına dair Denizli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/08/2013 tarihli ve 2013/231 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53. maddenin 6. fıkrasındaki "Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar." şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında Denizli 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/11/2010 tarihli ve 2009/527 esas, 2010/842 sayılı kararıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53/6. maddesine göre verilen 3 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınması tedbirinin anılan mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesiyle yürürlüğe girdiği ve geri alma süresinin de cezanın tümüyle infazından itibaren başlayacağı cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 24.10.2013 gün ve 94660652-105-20-8307-2013/15737/64319 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.11.2013 gün ve 2013/348057 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK"nın 53/6. maddesinde yer alan "Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar." şeklindeki düzenleme incelendiğinde;
Maddenin ilk dört fıkrasındaki düzenlemelerin kasten işlenen suçlarda hapis cezasının yasal sonucu olduğu ve hükümde belirtilmemiş olsa dahi sanık veya hükümlü lehine aleyhe bozma yasağına konu olamayacağı, ancak beşinci fıkradaki düzenlemede adli para cezasına mahkumiyet halinde de mahkemece hükmedilmek koşuluyla hak yoksunluğuna karar verilebileceği ve bu hak yoksunluğunun para cezaları açısından adli para cezasının tümüyle infazından sonra başlayacağında kuşku bulunmamaktadır.
TCK"nın 53/6. fıkrasının uygulanma koşullarına gelince, anılan fıkrada hapis veya adli para cezasına mahkumiyet ayrımı yapılmaksızın mahumiyet yeterli görüldüğünden, taksirle işlenen suçlarda hakim tarafından hükmedilmek ve süresi belirtilmek koşuluyla, fıkradaki bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına veya sürücü belgesinin alınmasına karar verilmesi mümkündür. Hapis cezasına mahkumiyet halinde cezanın infazı süresince yoksun bırakılan kişi bu meslek veya sanatı fiilen icra edemeyeceğinden veya sürücü belgesini kullanamayacağından, yasaklama ve geri alma hükmünün hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girmesinde ve sürenin cezanın tümüyle infazından sonra işlemeye başlamasında maddenin diğer fıkralarındaki düzenlemelere herhangi bir aykırılık veya adaletsizlik bulunmamaktadır. Ancak; adli para cezasına mahkumiyet halinde veya cezanın ertelenmesi halinde fıkranın infaz koşullarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Şöyle ki;
Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelendiğini ve üç yıllık denetim süresi öngörüldüğünü yine aynı ilamda sürücü belgesinin altı ay alınmasına karar verildiğini düşünelim, bu ihtimalde sanığın mahkumiyeti kesinleşecek, kesinleşme ile birlikte sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin karar yürürlüğe girecek üç yıllık denetim süresince hükümlü bu sürücü belgesini kullanamayacak, üç yılın sonunda TCK"nın 51/8. maddesi uyarınca ceza infaz edilmiş sayılacak ve sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin süre başlayacaktır, görüldüğü gibi sürücü belgesi gerçekte altı ay değil bu ihtimalde üç yıl altı ay alınmıştır. Oysa hükmeden mahkeme sürücü belgesinin altı ay alınmasına karar vermiştir. Bu uygulamanın maddenin amacı ve özüyle TCK"nın 3. maddesindeki, güvenlik tedbirlerinin işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olması gerektiğine ilişkin hükümle bağdaşmadığı açıktır.
Aynı çelişkili durum para cezaları açısından da söz konusudur, sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ekonomik ve sosyal durumu itibariyle aylık 24 eşit taksitte ödenmesine karar verilmesi halinde, sürücü belgesi hüküm kesinleşir kesinleşmez alınacak belki de çalışarak adli para cezasını ödeyeceğini düşünen ve mesleği şoförlük olan sanık birden 24 ay boyunca mesleğini icra edemez hale gelecek, aslında sürücü belgesi altı ay alınmış olmasına karşın 2 yıl 6 ay boyunca sanık bu haktan mahrum edilmiş olacaktır.
Bu adil olmayan ve yasanın amacıyla da bağdaşmayan uygulamaların önlenmesi için, sürücü belgesinin geri alınması tedbirinin, adli para cezası ve erteli hapis cezasını içeren hükümler ile birlikte verilmesi halinde, hakkaniyet, hak ve nasafet ilkeleri ile TCK"nın 3. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” şeklindeki düzenleme nazara alınarak geri alma tedbirine ertelenmiş hapis cezası ile birlikte karar verildiğinde, geri alma işleminin erteleme süresi boyunca uygulanmayıp cezanın infaz edilerek denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi durumunda, hükümlünün sürücü belgesinin geri alınarak ilamda belirtilen süre boyunca bu tedbirin uygulanmasının hakkaniyete daha uygun olacağı, bu nedenle Denizli 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/07/2013 tarihli ve 2009/527 esas, 2010/842 sayılı ek kararına yönelik itirazın kabulüne ve ehliyetin geri alınması işleminin cezanın tümü ile infazından itibaren başlatılmasına dair Denizli 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/08/2013 tarihli ve 2013/231 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.