21. Hukuk Dairesi 2013/19827 E. , 2014/10432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2012/670-2013/1204
Davacı, ölüm aylığını iptal eden Kurum işleminin iptaliyle yeniden bağlanmasına, kesildiği tarihten itibaren aynen ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 14/07/2010 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya, babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 29/12/2011 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacının Kuruma bildirdiği G.Z. Doğan Mah. Sok. No. Mamak/Ankara adresinde yapılan çevre araştırmasında, apartman görevlisi İbrahim Gencer; davacı ve eşinin, çocukları ile birlikte belirtilen adreste 10 senedir yaşadıklarını bildirmiş; 13 nolu dairede oturan yönetici M.. Y.. da, davacı ve eşinin 20 nolu dairede çocukları ile beraber oturduklarını, apartman aidatını davacının eşi tarafından apartman görevlisine verildiğini beyan etmiş; aynı apartmanda 4 nolu dairede oturan F.. Ç.. ve 23 nolu dairede oturan K. Ç. de davacı ve eski eşinin birlikte yaşadıklarını belirtmişlerdir. Eski eşin yerleşim yeri olarak beyan ettiği, Y. Mah. .Keçiören/Ankara adresinde yapılan araştırmada ise adreste fiilen kimsenin yaşamadığı, iki gecekondudan ibaret evin camlarının kırık olup, üzerinde kiralık ev tabelası bulunduğu; çevreden
sorulduğunda, bu evin çok uzun süredir boş olduğu, bakımsız olduğundan kimsenin oturmadığı tespit edilmiştir. Mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmalarında, davacının belirtilen adreste eski eşi ile birlikte yaşamadığı, iki çocuğu ile ikamet ettiği bildirilmiş, bilgisine başvurulan apartman yöneticisi M.. Y.."ın ise beyanını haklı nedene dayanmaksızın değiştirerek, 2-3 aydır eski eşi apartmanda görmediğini, davacı ile birlikte yaşayıp yaşamadıklarını bilmediğini beyan ettiği görülmüştür. Mahkeme huzurunda dinlenen tanıklar K. Ç.ve F.. Ç.."in haklı nedene dayanmaksızın beyanlarını değiştirerek, davacının eşi ile yaşayıp yaşamadığını bilmediklerini; diğer davacı tanıklarının ise davacı ve eski eşi arasında fiili birlikte yaşamın bulunmadığını, eski eşin ara sıra gelip çocukları gördüğünü beyan ettikleri görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru tarafından yapılan çevre soruşturmasında davacı ve eski eşin boşandığından çevre sakinlerinin haberdar olmamaları, davacı ve eski eşinin, çocukları ile birlikte uzun süredir fiilen birlikte yaşadıklarını ve apartman aidatlarını eski eşin verdiğini bildirmeleri; eski eşin yerleşim yeri olarak bildirdiği adresin, kullanılmaz durumda ve içerisinde kimsenin yaşamadığı bir yer olduğunun tespit edilmesi, mahkeme huzurunda ve kolluk araştırması sırasında haklı nedene dayanmaksızın ifadelerini değiştirdikleri anlaşılan tanıkların, kontrol memuruna verdikleri ifadelerin hükme esas alınması gerektiği hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.