15. Ceza Dairesi 2013/22761 E. , 2016/1887 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : a-TCK"nın 158/1-f, son, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
b-TCK"nın 204/1, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, keşideci ....keti"nin yetkilisi olduğu, katılan şirketten aldığı mal karşılığında suça konu ve 3.250 TL bedelli çekin keşide edilerek katılana verilmesine rağmen sanığın çekle ilgili katılana bir ödeme yapmadığı, yapılan incelemede de çekteki imzanın sanığa ait olmadığının belirlendiği ve sanığın çekle ilgili ödemeden men talimatı verdiği, böylece sanığın, mal alırken kullandığı çekteki imzayı başkasına attırıp daha sonra çekin rıza dışında elinden çıktığını iddia etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; sanıkla katılan arasında suça konu çekin verilmesine esas olan ticari ilişki ile, suç tarihinden önce aralarındaki diğer ticari ilişkilere ait ticari defter, muhasebe kayıtları, fatura, irsaliye, makbuz ve ödeme belgeleri ile evrakın tamamının getirtilerek incelenmesi, bu belgelerin onaylı suretlerinin dosyaya konulması, sanığın, soruşturma aşamasında, çekin kendisi tarafından imzalanmadığını, çekin kendilerine ait olmadığını belirtmesine rağmen, yargılama sırasındaki ifadesinde, çekin kendilerine ait olduğunu, sadece imzanın kendisinin olmadığını, imzanın kardeşi tanık .... ve müdürleri olan .... tarafından atılmış olabileceğini belirttiği dikkate alınarak, adı geçen kişilerin ayrıntılı olarak ifadelerinin alınarak, katılan şirketle ticari ilişkilerinin sorulması, ifadeler arasındaki çelişkilerin giderilmesi, suça konu çekin kendileri tarafından verilip verilmediğinin sorulması, sanık, tanık... ve ... ile katılana ait yazı ve imza örneklerinin usulüne uygun olarak alınarak, mukayeseye elverişli belge asıllarıyla birlikte kriminale gönderilerek, söz konusu çekteki yazılar ile imzaların kime ait olduğunun kesin olarak belirlenmesi, katılan şirket yetkilisinin ayrıntılı olarak ifadesinin alınarak, suça konu çekin, hangi tarihte, kim tarafından ve hangi belgeye istinaden kendilerine teslim edildiği, bu çeke karşılık katılan şirkete ne verildiği, bu malların, hangi tarihte, hangi belgelere istinaden ve kime verildiği, sanığa ait şirketle daha önce ticari ilişki içinde bulunup bulunmadıkları ve daha önce sanık tarafından keşide edilip kendilerine verilen çek veya diğer ödemelerin olup olmadığı hususlarının sorulması, ibraz edilecek ilgili belgelerin onaylı suretlerinin dosyaya konulması, sanığın veya temsilcisinin çeki katılan şirkette kime verdiğinin araştırılarak bu kişinin tanık sıfatıyla dinlenilmesi, belirtilen dönemde, sanık tarafından katılan şirkete başkaca çek verilip verilmediğinin araştırılması, çekin rıza dışı elden kaybolmasına dair bilgi ve belgelerin getirtilmesi, bununla ilgili olarak adli makamlara bir başvuru yapılıp yapılmadığının araştırılması, ilgili soruşturma dosyasının getirtilerek incelenmesi, onaylı suretinin dosyaya konulması, sanığın suç işleme kastının belirlenmesi açısından, icra takibinde borca ve imzaya itiraz etmemesi hususunun karar yerinde tartışılması, sanık tarafından, borcun kabul edilip edilmediği ve bu yönde tam veya kısmi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması, bütün delillerin toplanmasından sonra dosyanın bilirkişiye tevdiinin sağlanarak, sanıkla katılan arasındaki ticari ilişkinin mahiyeti, suça konu çekin kim tarafından, hangi belgeye istinaden verildiği, bu çek ilişkisi dışında taraflar arasında daha önce ticari ilişki bulunup bulunmadığı, sanığın, bu çekle ilgili ödeme yapıp yapmadığı hususlarının kesin olarak belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hüküm açısından;
a-Sanığın, çekle ilgili olarak katılana ödeme yaptığını belirtmesi karşısında, katılana, sanık tarafından zararın tamamen veya kısmen giderilip giderilmediği, kısmi ödeme varsa; 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında, bu kısmi ödemeye rızası olup olmadığının sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının 3.250 TL, haksız menfaatin iki katının 6.500 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 325 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 270 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 5.400 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi suretiyle ve 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurularak fazla ceza tayini,
2-Resmi belgede sahtecilik suçu açısından; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 Esas ve 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda mağdurun tazminat talebi olmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen sahtecilik suçundan doğan herhangi bir maddi zararının bulunmadığı da gözetilerek kayden suç tarihinden önce su tarihinden önce kesinleşen sabıkası bulunmayan sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı hususunun karar yerinde değerlendirilerek, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, zararın giderilmediği gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.