15. Ceza Dairesi 2013/22777 E. , 2016/1885 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay bozma ilamı sonucu dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmasına rağmen, herhangi bir karar verilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanığın, sahte kimlik ve diğer sahte belgeleri hazırlamak suretiyle bankadan sahte çek karnesi aldığı, bu çeklerden birini aldığı mal karşılığında katılana verdiği, yapılan incelemede çekin sahte olduğunun belirlendiği, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, katılan ve tanık beyanları, raporları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k ) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının 35.000 TL, haksız menfaatin iki katının 70.000 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 3.500 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle sanığın 2916 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 58.320 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, önce temel cezanın uygulama maddesine göre eksik olarak belirlenmesi, daha sonra, verilecek cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçesiyle, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi suretiyle hüküm kurulmuş ise de, kazanılmış hak ilkesi gereğince sanık hakkında verilen sonuç cezanın daha az olması nedeniyle bu husus, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 22/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.