Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3857
Karar No: 2016/3310
Karar Tarihi: 07.03.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/3857 Esas 2016/3310 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı kiracı ile müvekkil arasında yapılan görüşmeler sonucunda kiralanan işyeri aylık 9.000 TL bedelle boş olarak kiralanma konusunda anlaşma sağlandı. Ancak sözleşme imzalanmadan önce kiracının dava dışı kiralayan ile yapmış olduğu kira sözleşmesinde alt kiracıya tadilat yaptırma yasağı nedeniyle yetki alınmasına kadar geçecek sürede ilişkinin ortaklık gibi gösterilmesi istendi. Bu nedenle müvekkil ortaklık sözleşmesi başlıklı belgeyi imzalayarak 15.000 USD depozito ödedi. Tadilat işlemlerini başlatan müvekkil kiralananı tahliye eden kiracıdan tadilat yetkisini de almadı. Müvekkil gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirerek yapmış olduğu giderler ile verdiği bonoların iadesini talep etti. Ancak ödeme yapmaya yanaşmayan davalı sadece 01.12.2014 vade tarihli bono dışındaki diğer bonoları teslim etti. Müvekkilin ödediği depozito, kira bedelleri, yaptığı tadilat giderleri ve uğradığı kar kaybı için şimdilik 117.600 TL'nin faizi ile davalıdan tahsili, ayrıca 01.12.2014 vade tarihli ve 27.000 TL bedelli bononun iptalini talep etti. Mahkeme davanın adi ortaklık sözleşmesine aykırılıktan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Ancak yapılacak yargılama neticesinde işin esası hakkında hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verildiği belirtildi. Kanun maddeleri: TBK.nun 620/1, 623/3, 19/1 ve HUMK.nun 428. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2016/3857 E.  ,  2016/3310 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; Kafeterya işletmek amacıyla kiralık yer arayan müvekkilinin, kiralamış olduğu işyerini devretmek isteyen davalı ile yaptığı görüşmeler sonucunda taşınmazı aylık 9.000 TL bedelle boş olarak kiralama konusunda anlaştığını, sözleşmenin imzalanması aşamasında ise davalının dava dışı kiralayan ile yapmış olduğu kira sözleşmesinde alt kiracıya tadilat yaptırma yasağı nedeniyle yetki alınmasına kadar geçecek sürede ilişkinin ortaklık gibi gösterilmesini istediğini, bu nedenle müvekkilinin davalı tarafından hazırlanan "Ortaklık Sözleşmesi" başlıklı belgeyi imzalayarak 15.000 USD depozito ödediğini, ayrıca müvekkilinin her üç ayın kira bedeline karşılık 27.000 TL bedelli yirmi adet bonoyu imzalayarak davalıya verdiğini, akabinde müvekkilinin davalıya Haziran ila Ekim 2014 döneminde aylık kira bedeli olan 9.000 TL"yi, Kasım 2014 döneminde ise aylık kira bedelinin 6.000 TL"sini ödediğini, bu süreçte müvekkilinin kiralananın üst katında tadilat işlemlerini başlattığını, ancak davalının kiralananı tahliye ederek müvekkiline teslim etmediği gibi dava dışı kirayandan tadilat yetkisini de almadığını, yaşanan bu olaylar üzerine müvekkilinin gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirerek yapmış olduğu giderler ile verdiği bonoların iadesini talep ettiğini, ihtara rağmen ödeme yapmaya yanaşmayan davalının 01.12.2014 vade tarihli bono dışındaki diğer bonoları teslim ettiğini ileri sürerek; müvekkilinin ödediği depozito, kira bedelleri, yaptığı tadilat giderleri ve uğradığı kar kaybı için şimdilik 117.600 TL"nin faizi ile davalıdan tahsilini, ayrıca 01.12.2014 vade tarihli ve 27.000 TL bedelli bononun iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusunun akte aykırılığa ve dolayısıyla mal varlığına ilişkin olduğunu, bu nedenle davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürerek görevsizlik kararı verilmesini istemiş, esas yönünden ise sözleşmenin imzalanmasından bir hafta sonra işyerinin anahtarlarının davacıya teslim edildiğini, davacının Kasım ve Aralık 2014 dönemine ait ortaklık bedelleri ile diğer giderleri ödeyememesi nedeniyle işyerini terkettiğini savunarak davanın reddini istemiş, karşı dava dilekçesinde ise; davacı (karşı davalı) tarafından ödenmeyen ortaklık bedelleri ile vergi ve prim borçları nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu ileri sürerek; 46.084 TL"nin davacıdan (karşı davalıdan) tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın TBK.nun 632 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesine aykırılıktan kaynaklandığı, bu nedenle davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...nun 33.maddesine göre; Hakim, Türk hukukunu resen uygular. Diğer bir anlatımla, bir davada ileri sürülen maddi olayların ve sözleşmelerin hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak hukuk kaidelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.
Uyuşmazlığın çözümü, davada dayanılan ve taraflarca 29.04.2014 tarihinde düzenlenen "Ortaklık Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin hukuki tanım ve yorumunda toplanmaktadır.
Bir sözleşmenin niteliğini, yazılışı ve taşıdığı hükümler tayin eder. Yorum, bir irade beyanının manasının tesbitidir. Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır(TBK md 19/1).
Bu aşamada, adi ortaklığın hukuki niteliğinin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba, katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Bu nedenle, her olayda bu unsurların var olup olmadığının araştırılması gerekir.
Ancak, adi ortaklığın, bazı komşu hukuksal müesseselerden, özellikle kira sözleşmesinden ayırt edilmesini sağlayan temel kriterler; müşterek amaç ve müşterek amaç uğruna birlikte çaba unsurudur. Zira, ortaklığa sermaye olarak yalnızca emeğini koyan ortağın zarardan muaf tutulabileceğini öngören TBK. md. 623/3 hükmünün karşıt anlamına (argumentum a contrario) başvuran Türk doktrininde, ortaklığa sermaye olarak salt emeğini koyan ortak dışında hiçbir ortağın zarardan muaf tutulamayacağı, müşterek amacın ve sonuçta adi ortaklığın varlığından söz edebilmek için bütün ortakların hem kazanca ve hem de zarara katılmalarının gerekli olduğu görüşü egemendir. Ayrıca, ortakların müşterek amaca ulaşmak için birlikte çaba sarf etmek konusunda yükümlülük altına girmeleri, adi ortaklığın varlığı bakımından zorunludur. Bu unsur ortaklık sözleşmesinin içeriğinde mutlaka yer almalıdır(Prof. Dr. Nami Barlas, Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, 3.Baskı, İstanbul 2012, s. 25-40).
Yapılan açıklamalar ve TBK.nun 19/1.maddesi ışığında sözleşme yorumlandığında; sözleşmenin başlığının ortaklık sözleşmesi, konusunun ise davalının kiracısı olduğu taşınmazda yapılacak kafeterya işletmeciliğindeki ortaklık şartları olduğu belirtilmiş ise de, 4. maddede işletmenin davacı tarafından işletileceği ve tek yetkili idarecinin davacı olacağı, davalının işletmeciliğe, çalışanlara, verilecek hizmetin kalitesine ve niteliğine karışamayacağı, işletmenin anahtarların sadece davacıda olacağı, 5 ve 6.maddelerde davalının her ay 9.000 TL alacağı ve bu bedel ile işyeri kirası ile muhasebe ücretini ve kendi bağ-kur primini ödeyeceği, 7.maddede geriye kalan tüm giderlerin davacı tarafından karşılanacağı ve karın tamamının davacı tarafından alınacağı, 9.maddede de işletme zararının davacıya ait olacağı kararlaştırılmıştır. Buna göre, 29.04.2014 tarihli sözleşme maddelerinin hep birlikte yorumlanmasından, taraflarca akdedilen sözleşmenin müşterek amaç ve müşterek amaç için birlikte çaba unsurunu içermemesi nedeniyle tarafların gerçek amaçlarının adi ortaklık olarak kafeterya işletme olmayıp, davalının kiracısı bulunduğu işyerinin (boş olarak) davalıya alt kiraya verilmesinden ibaret olduğu anlaşılmıştır (Aynı yönde bakınız TD. 20.09.1960 günlü ve 1096 E. 2320 K. sayılı ilam).
Hal böyle olunca, mahkemece; yapılacak yargılama neticesinde işin esası hakkında hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi