MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı alacaklı vekili, İstanbul 21.İcra Müdürlüğü"nün 2012/1831 sayılı takip dosyasından 24.2.2012 tarihinde haczedilen menkullerin borçluya ait olduğunu, haczin borçlunun faaliyet gösterdiği inşaat alanında yapıldığını, 3.kişi ile borçlu arasında muvazaalı işlemler bulunduğunu ileri sürerek 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 3.kişi vekili, haczin müvekkilinin adresinde müvekkiline ait şantiyede yapıldığını, borçlunun müvekkilinin taşeronu olduğunu ancak işlerin aksatılması nedeni ile taşeronluk sözleşmesinin 18.1.2012 tarihinde feshedildiğini, mahcuz tünel kalıplarının 24.11.2011 tarihinde borçludan satın alındığını mahcuzların müvekkiline ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece mahcuzların davalı 3.kişi ile borçlu arasında tanzim edilen 24.11.2011 tarihli ek protokol uyarınca borçluya satıldığı, sözleşmenin hükümsüzlüğünü göstererek aynı kuvvette başka bir belgeye rastlanılmadığı, bu satış sözleşmesi kapsamında kalan mahcuzların davalı 3.kişiye ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK"nun 99.maddesine dayalı istihkak iddiasının reddine davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 21.2.2012 tarihinde 3.kişiye ait inşaat alanında yapılmıştır. Davalı borçlu, 3.kişinin taşeronu olup aralarındaki taşeronluk sözleşmesi borcun doğum tarihinden sonra 18.1.2012 tarihinde feshedilmiştir. Davalı 3.kişi, dava konusu mahcuzların 24.11.2011 tarihinde borçludan satın alındığını ileri sürmüştür. Satış, borcun doğum tarihinden hemen önceki tarihli olmakla birlikte borcun kaynadığı olan bononun ileriki tarihli düzenlenme olasılığı vardır.
İİK"nun 280.maddesinde ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan kişinin borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdı ile hareket ettiğinin kabul olunacağı hükmü getirilmiştir. Davalı borçlu, bir inşaat şirketi olup sahip olduğu mahcuz tünel kalıpların ticari işletmenin önemli bir kısmını oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş;
Borcun doğumundan sonra yapılan satışlar alacaklıların haklarını etkilemeyeceğinden, takibin dayanağı olan ve malen düzenlendiği anlaşılan senette yazılı olan borcun doğum tarihi araştırılarak, İİK"nun 280/3.maddesi hükmü de gözönünde bulundurulmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 22.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.