4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14764 Karar No: 2019/322 Karar Tarihi: 24.01.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/14764 Esas 2019/322 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/14764 E. , 2019/322 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/10/2012 gününde verilen dilekçe ile hüküm fıkrasının tavzihi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; tavzih talebinin reddine dair verilen 10/05/2016 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yersiz ödemenin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından hükmün tavzihinin istenilmesi üzerine mahkemece tavzih isteminin reddine dair verilen ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalının özürlü yakını ..."un bakımı nedeniyle evde bakım ücreti aldığını, özürlünün 29/03/2009 tarihinde vefat ettiği halde durumun müvekkili idareye bildirilmediğini belirterek davalıya kurum tarafından özürlünün ölümünden sonra yapılan ödemelerin tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı, özürlü yakının ölümünden sonra da yatırılan parayı almaya devam ettiğini, okur yazarlığı olmadığını, herhangi bir kastının bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, 09/04/2013 tarihli gerekçeli kararla "AÇILAN DAVANIN KABUL NEDENİYLE KABULÜNE,” karar verilmiş, gerekçeli karar davacı vekiline 29/04/2013 tarihinde, davalıya da 02/05/2013 tarihinde tebliğ edilerek, kararın temyiz edilmemesi üzerine 21/05/2014 tarihinde kesinleşmiştir. Davacılar vekili 09/06/2016 tarihinde mahkemeye sunduğu tavzih dilekçesi ile, mahkemenin 09/04/2013 tarih ve 2012/715 esas 2013/203 karar sayılı kararının hüküm fıkrasında "dava değeri olan 5.973,15 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesi" yönünde madde eklenmesini, hüküm fıkrasında miktar belirtilmediğinden infazda tereddüt oluşacağını ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 305. maddesi gereğince tavzih yapılmasını talep etmiş, mahkemece, kararının incelenmesinde hükmün 21/05/2014 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle tavzih talebinin ek kararla reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 305. maddesinde tavzihin hangi şartlarda ve nasıl yapılacağı açıkça belirlenmiştir. Buna göre, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Şu halde mahkemece, hükmün kesinleştiği gerekçesiyle tavzih talebinin reddine ilişkin kararı HMK’nın 305/1. maddesine açıkça aykırı olduğundan karar, bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 24/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.