12. Ceza Dairesi 2013/8325 E. , 2014/59 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2011/87768
Mahkemesi : Denizli 5. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 01/06/2010
Numarası : 2009/731-2010/443
Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Suç Tarihi : 31/10/2008, 19/03/2009
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
En az üç veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi, TCK"nın 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlanmıştır. Anılan suçun oluşabilmesi için, söyleşinin, “aleni olmaması”; yani, “belirsiz sayıda kişinin, ayrıca bir çaba harcamadan, rahatlıkla duyabileceği ve algılayabileceği şekilde konuşulmaması” gerekli ve yeterli olup, söyleşi içeriğinin suçun oluşması bakımından bir önemi yoktur. Buna göre, söyleşi; gizlilik taşıyan ve özel yaşam alanı kapsamında yer alan konularla ilgili olabileceği gibi, herkes tarafından bilinen veya anlamsız ya da sıradan hususlar hakkında da olabilir.
Elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması; bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesi, TCK"nın 133/3. maddesinde ayrıca suç olarak tanımlanmış olup, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK"nın 133/3. maddesinde yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eylemi suç olarak düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, işvereni olan katılan ve iş yerinde muhasebeci olarak istihdam edilen Esat isimli şahısla, katılanın odasında bir araya geldikleri 31.10.2008 günü, cep telefonunun kamera fonksiyonunu aktif hale getirerek, iş akdinin fesh edilmesinden kaynaklanan tazminat alacağı ile ilgili üçü arasında geçen konuşmaları gizlice kaydedip, elde ettiği kayıttan oluşturduğu CD"yi, katılan aleyhine açtığı iş mahkemesindeki davaya 19.03.2009 tarihli dilekçe ekinde delil olarak ibraz ettiği iddialarına konu olayda,
Şikayete konu CD"nin çözümüne ilişkin bilirkişi raporu ve alınan beyanların içeriğine göre, taraflar arasında gerçekleşen iletişimin başkaları tarafından ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek aleni olmayan söyleşi nitelinde olduğu, sanığın, katılan tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç (örneğin; cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket ettiği ve şikayete konu CD"yi hukuki uyuşmazlıkta avantaj sağlamak amacıyla kullanarak, CD içeriğindeki konuşmaların başkaları tarafından öğrenilmesine neden olduğu anlaşılmakla, sanığın sabit olan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan eylemlerine uyan TCK"nın 133/2 ve 133/3. maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, kayda alınan söyleşi içeriğinin “gizlilik gerektirmeyen, aleni, açık ve orada çalışanlar tarafından bilinebilen” hususlara ilişkin olduğundan bahisle, “aleniyet” unsurunun yasal olmayan şekilde yorumlanmasına dayalı yazılı gerekçelerle sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- Kararın gerekçesinde, sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verildiği belirtildiği halde, hüküm fıkrasında, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığından bahisle beraat kararı verilmesi,
2- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hükmedilen maktu vekalet ücretinin, devlet hazinesi yerine, katılandan alınmasına karar verilmesi,
4- Adli emanete alınan 1 adet CD hakkında bir karar verilmemesi, kanuna aykırı,
5- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 80. maddesi ile TCK"nın 133/1-3. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.