(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2011/28308 E. , 2013/493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Haksız yere elde bulundurulan anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıkların, şikayetçiye ait iş yerinin bahçe asma kilidini kırarak ve dış kapı kilidini de zorlamak suretiyle açarak içeriden eşya alarak hırsızlık suçunu işlediklerinin anlaşılması karşısında; haklarında 5237 sayılı TCK"nın 116/2, 119/1-c ve yakınma bulunduğu için 151/1. maddeleri gereğince iş yeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından zamanaşımı içerisinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
I- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-05.12.2006 günü gece saat 21.00 sıralarında iş yerini kilitleyen şikayetçinin ertesi günü saat 08.00 sıralarında iş yerinden hard disk ve oto anahtarı ile aracının çalındığını öğrendiği, 07.12.2006 günü gecesinde saat 03.15 sıralarında polisin bir başka yerden hırsızlık yapmak isteyen sanık ile arkadaşı diğer sanık ..."i çaldıkları araçla yakaladığı, sanıkların atılı suçu işlemediklerini her aşamada savundukları olayda, tam vakti belirlenemeyen bir zamanda suçun işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “c” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘‘TCK 53. ve 143. maddesinin” uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak, yerlerine “sonuç cezanın 4 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi” ve ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanıkların mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ kelimelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde;
Sanığın Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19.10.2004 infaz tarihli 2004/405-771 sayılı karar ile tekerrüre esas ünvan gasbı suçundan eski hükümlülüğü bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde, hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü"nün 13.03.2007 gün ve 2007/703 T sayılı yazısına göre, aynı yargı çevresi içerisinde başka suçtan hükümlü bulunduğu anlaşılan sanığın tahliyesinden sonraki oturumlarda hazır bulundurulmadan yokluğunda yargılama yapılarak hükümlülüğüne karar verilerek 1412 sayılı CMUK"un 226. maddesine (5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine) aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-05.12.2006 günü gece saat 21.00 sıralarında iş yerini kilitleyen şikayetçinin ertesi günü saat 08.00 sıralarında iş yerinden hard disk ve oto anahtarı ile aracının çalındığını öğrendiği, 07.12.2006 günü gecesinde saat 03.15 sıralarında polisin bir başka yerden hırsızlık yapmak isteyen sanık ile arkadaşı diğer sanık ..."i çaldıkları araçla yakaladığı, sanıkların atılı suçu işlemediklerini her aşamada savundukları olayda, tam vakti belirlenemeyen bir zamanda suçun işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin “c” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.01.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.