Esas No: 2021/101
Karar No: 2021/382
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/101 Esas 2021/382 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 1130-1979
Maktul : ...
Katılanlar : 1- ..., 2- ..., 3- ...,
4- ..., 5-..., 6- Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
Olası kasıtla öldürme suçundan sanık ..."in TCK"nın 81/1, 21/2, 62/1, 53, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin ... 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.03.2019 tarihli ve 61-91 sayılı resen istinafa tabi hükme yönelik olarak sanık ... müdafisi ile katılan ..., Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından da istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 02.12.2019 tarih ve 1130-1979 sayı ile; istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık ... müdafisi ile katılan ..., Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 03.11.2020 tarih ve 2016-2683 sayı ile; temyiz itirazlarının esastan reddine oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Başkanı ... ve Üyesi ...;
"...Dosya kapsamına göre, maktule ..."ın oğlu ve damadının sanığa ait manavda çalıştıkları, sanığın maktulenin yakınlarını bu nedenle tanıdığı, maktulenin kızı ... ile sanık arasında duygusal yakınlık olduğu şeklinde dedikodu çıkması nedeniyle bunları maktulenin kızı ...ile damadı ..."nin çıkardığına inanan sanığın ... ve ..."yı manava çağırdığı, bu durumdan haberdar olan ... ve eşi ..."in daha önce sanığın yanına gittikleri, bilahare ..."nin geldiği, ... ve ... arasındaki konuşmanın tartışmaya dönüştüğü, tartışma sırasında sanığın tehdit amaçlı olarak ..."nin ön tarafına, ancak yere doğru bir el ateş ettiği, tanık ..."in ..."yi dışarı çıkartmasından sonra ... ve ..."ın sanığı yatıştırmaya çalışıp elindeki tabancayı almaya çalıştıkları, karşılıklı çekiştirme sırasında tabancanın patladığı ve maktule ..."ın göğüs bölgesinden aldığı tek kurşunlu öldüğü açıktır.
Somut olayda, sanığın kızgınlığı maktulenin damadı ... ve kızı ..."ya karşıdır.
Maktuleye karşı husumeti ve kızgınlığı söz konusu değildir. Tabancayı tutan sanığın parmağının tetkik tertibatında olacağı muhakkaktır. Tabanca sanığın elindeyken bir başkasının tabancayı almak için çektiği esnada tabancanın irade dışı olarak ateş alması mümkündür. Sanığın maktule ..."ın yaralanmasını, ölmesini kabullendiğine, ..."a karşı ölürse ölsün düşüncesiyle hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil olmadığından sanığın TCK"nın 22/3. maddesi delaletiyle TCK"nın 85/1. maddesi uyarınca bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılması," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 06.01.2021 tarih ve 9031 sayı ile;
"...Sanığın eyleminin, bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturduğu," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 09.02.2021 tarih, 138-731 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun"a aykırılık ve silahla tehdit suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri Bölge Adliye Mahkemesince düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında olası kasıtla öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin olası kasıtla öldürme suçunu mu yoksa bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
16.05.2017 tarihinde saat 23.40"ta düzenlenen tutanakta; aynı tarihte saat 20.00 sıralarında Mehmet Akif Mahallesi, Etibank Caddesi, 19 numaralı adreste silahla yaralanma olayının olduğunu Haber Merkezinin anons etmesi üzerine bahse konu adrese intikal edildiği, olay yerinin manav dükkânının içi olduğunun çevre esnaftan öğrenildiği, manavın sahibi olan sanığın kullanmış olduğu telefonun defalarca arandığı, ancak akabinde sanığın Okmeydanı Araştırma Hastanesinde olduğu ve yaralı şahsı hastaneye ticari araç ile getirdiğinin öğrenildiği, 8066 kod no"lu ekibin Okmeydanı Araştırma Hastanesine gittiği, sanık ile Hastane içerisinde yapılan mülakatta "Katılan ... ile gönül bağlarının olduğunu, bu olayı ..."in ailesinin duyduğunu, ..."in eniştesi olan ... ve ..., annesi maktul ... babası katılanın dükkânına geldiklerini, bu sırada tartışma çıktığını, yanında bulunan tanık ..."in ..."ya kafa attığını, bunun üzerine kendisinin de tabancasını çıkartarak korkutmak amaçlı bir el yere doğru ateş ettiğini, ..."nin olay yerinden uzaklaştığını, olay yerinde kalan tanık ... ve katılan ..."in kendisine silahı bırakmasını söylediğini, elinden almaya çalıştıklarını, kendisi silahı bırakıp döndüğü esnada boğuşmada silahın patladığını, maktulün yere yığıldığını, silahın kimin elinde olduğunu görmediğini, maktulü olay yerinden alarak hastaneye getirdiğini," beyan ettiği, sanığın hastanede yakalanarak gözaltına alındığı bilgilerine yer verildiği,
17.05.2017 tarihinde saat 02.45"te düzenlenen olay yeri inceleme raporunda; olayın ... ili, Kağıthane ilçesi, Mehmet Akif Ersoy Mahallesi, Etibank Caddesi, 19 numaralı adreste beş katlı betonarme binanın giriş katında faaliyet gösteren, tek bölmeli Konak Marketler Zinciri isimli iş yeri olduğu, otomatik kepengin kapalı olduğu, olayın meydana geldiği iş yeri otomatik kepengi açılarak gözlem yolu ile yapılan incelemede, bahse konu iş yerinin otomatik kepenk dışında yoldan ayıran herhangi bir vitrin ya da kapı bulunmadığı, sağ ve sol duvarlarda kasalar içerisinde sebzeler, sağ tarafta ise meyve kasalarının bulunduğu, giriş noktası dükkân iç kısmı yerde bir adet ahşap saplı çekpas, bir adet ahşap saplı fırça yan tarafında sağ ayakkabı teki olduğu, iş yeri içerisi meyve kasaları arka kısmında iki basamakla inilen zemin olduğu ve basamak dip kısmında parçalanmış mermi çekirdeğine ait gömlek parçaları bulunduğu, güneydoğu duvarına yakın noktada sekme izi olduğu, yerde bir adet fişek, sol ayakkabı tekinin ve zeminde kan olduğu tahmin edilen kırmızı lekelerin bulunduğu, iç kısma doğru gidildiğinde boş plastik kasa ve içi dolu çuvalların düzenli olarak istiflendiği, arka tarafında bulunan boş alanda yerde kan benzeri lekelerin bulunduğu, yan tarafında boş kovan olduğu, çuval üzerinde bir adet fişek olduğunun görüldüğü, iş yerinin kısmen dağınık olduğu, raflardan düşen bazı ürünlerin yerde olduğu, kasa bölümü arkasında ahşap sopa bulunduğu, iş yeri içerisinde üç adet güvenlik kamerası olduğu, olayda yaralanarak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan ve burada ölen maktulün tırnak arası, el svapları, on parmak basım ve avuç izlerinin alındığı, maktulün üzerinde olay sırasında üzerinde delikler bulunan giysinin atış mesafesi tayini açısından teslim alındığı bilgilerine yer verildiği,
17.05.2017 tarihli ölü muayene tutanağında; cesedin harici muayenesinde, 50-55 yaşlarında, 160 cm boylarında, 70-75 kg, buğday tenli, kornea alınmasına bağlı göz rengi tefrik edilemeyen, diplerinden beyaz, uzun siyah saçlı kadın cesedinde, ölü sertliğinin oluştuğu, ölü lekelerinin vücut arka yüzde kuvvetlice teşekkül ettiği, epigastirik bölgenin solunda etrafında parşömenleşmiş, vurma halkası bulunan ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası olduğu, epigastirik bölge orta kısımdan umblikusa kadar uzanan ve sağ meme altında strenum komşuluğundan sağ ön koltuk altı çizgisine kadar uzanan üzeri sütüre cerrahi insizyon yaralarının olduğu, sol skapuler bölge iç kısmında ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası olduğu, her iki el sırtında, her iki dirsek içinde, sağ skapuler bölgede ve her iki inguinal bölgede iğne izleri olduğu, vücut ön ve arka yüzde yer yer kan bulaşıkları olduğu tespitlerine yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince düzenlenen 30.11.2017 tarihli otopsi raporunda; maktulün sağ el 2. parmak proksimalinde lateral kesimde 1 cm"lik mor renkli ekimoz olduğu, sternum alt ucun 3 cm alt, 2 cm sağında alt kenarı yarım ay şeklinde sıyrıklı ve çevresinde 1 cm çaplı alanda yanmış-yanmamış barut taneleri, is bulaşı bulunan ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası, sırtta, sağ paravertebral hatta, torakal 6. omur hizasında ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası, maktulün vücudunda 1 adet ateşli silah mermi çekirdiği giriş yarası tespit edildiği, yaralanmanın tek başına öldürücü nitelikte olduğu, ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası, cilt, cilt altının makroskopik bulguları ve cilt dokusunun kimyasal analizlerine göre atışın, bitişik atış mesafesinden yapılmış olduğu, cesetten mermi çekirdeği elde edilmediği, maktulün ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kosta kırığı ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun ifade edildiği,
18.05.2017 tarihli ekspertiz raporunda; "VEFA" ibareli etiket yapışık içi dolu kapaklı plastik şise üzerinden elde edilen parmak izinin, sanığın sağ el baş parmak izi ile aynı olduğunun belirtildiği,
... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 15.06.2017 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen bir adet kovan ve üzerinde kısmi yapıda yiv-set izleri bulunan bir adet mermi çekirdiği gömleği parçası; 9 mm çaplı Parabellum tipi fişek atar silahlarda kullanılmak üzere imal edilmiş 6136 sayılı Yasa"ya göre yasak niteliği haiz olduğunu, bir adet mermi çekirdeği gömleği parçası; çap ve tipine uygun fişek atar silahlarda kullanılmak üzere imal edilmiş, 6136 sayılı Yasa"ya göre yasak niteliği haiz fişeğe ait olduğu, 2 adet mermi çekirdeği gömleği parçasının yapılan tetkikinde, hangi silahtan atıldıklarının tespiti yönünde bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı tespitlerine yer verildiği,
... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 19.06.2017 tarihli uzmanlık raporunda; maktul ..., katılan ... ve sanık ..."in svab numuneleri ile mukayese flaster bant numuneleri üzerinde atış artıklarına rastlanmadığı, maktulün olay sırasında üzerinde bulunan "Gizar" ibaresi bulunan kanlı ve kesik hâlde siyah renkli kapüşonlu pardesüsünde 3 adet delik tespit edildiği, 2 ve 3 no"lu delikleri üzerinde atış artıklarının bulunduğu, söz konusu deliklerin uzak atış sonucu meydana gelen giriş delikleri olduğu, 1 no"lu delik üzerinde atış artıklarına rastlanmadığı tespitlerine yer verildiği,
... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 14.09.2017 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen iki adet fişek; 9 mm çaplı Parabellum tipi olup, çap ve tiplerine uygun silahlarda kullanılmak üzere imal edildiği, söz konusu fişeklerin fiziki olarak yapılan incelemelerinde; kapsüllerinin sağlam olduğu, görünümleri itibarıyla istimal vasfını korudukları müşahede edildiği, bu itibarla söz konusu fişeklerin 6136 sayılı Yasa"ya göre yasak niteliği haiz olduğunun belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Kollukta; 16.05.2017 tarihinde saat 20.00 sıralarında kızı katılan ..."ın kendisini telefonla arayarak "Baba kocam ... ile ... tartıştı." dediğini, tartışmanın içeriğini bilmediğini, sanığın da mahalleden biri olduğunu, aynı zamanda oğlu tanık ..."un sanığın yanında çalıştığını, sanığın bir manav dükkânı işlettiğini, dükkânın ikametine çok yakın olduğunu, damadı inceleme dışı katılan ... ile sanığın neden tartıştığını öğrenmek için evden çıktığını, sanığın manav dükkânına doğru gittiğini, dükkâna yaklaştığında arkasına dönüp baktığında eşi maktulün ve damadı ..."nin arkasında olduklarını gördüğünü, maktul ile dükkânın içerisine girdiklerini, ..."nin dışarıda kaldığını, tam sanık ile konuşacak iken ..."nin de içeriye girdiğini, bu esnada sanığın belinden bir adet siyah renkli silah çıkarttığını, ..."yi korkutmak amaçlı yere bir el ateş ettiğini, sanığın damadı ..."ye hitaben "Seni vuracağım." diye tehdit ettiğini, bunun üzerine ..."nin dışarıya çıktığını, kendisinin de silah sesini duyarak yardım amaçlı mahalleden simaen tanıdığı şahsın yardımıyla sanığı dükkânın arkasına doğru götürmeye çalıştıklarını, bu esnadan sanığa "Şu lanet olası silahı bırak, patlar, birimize bir şey olur." diye söylendiğini, bu esnada kendisi, eşi maktul ... çevreden yardıma gelmiş olan kişi ile birlikte sanığın elinden silahı almaya çalıştıklarını, kendisinin sanığın elinden tuttuğunu, maktulün de sanığın elini tutmuş hafif bir şekilde yere eğilmiş vaziyette sanığa silahı bırakmasını söylediği esnada silahın patladığını, maktule isabet ettiğini, maktulün kanlar içinde yere yığıldığını, olayın heyecanı ve sıcaklığı ile dükkândan dışarı çıktığını, çevreden insanların ambulans çağırdıklarını duyduğunu, maktulün Okmeydanı Hastanesine kaldırıldığını duyması üzerine hastaneye gittiğini, hastanede maktulün vefat ettiğini öğrendiğini, sanıktan davacı ... şikâyetçi olmadığını,
Savcılıkta; olay günü işten eve geldiğini, eşi ile birlikte yemeklerini yediklerini, çay içerken damadı ..."nin kendisini aradığını, telefonu kapattığını, tekrar geri kendisinin aradığını, telefonu eşi maktule verdiğini, ..."nin eşine sanığın kendilerini aradığını, küfrettiğini, tehdit içerikli sözler söylediğini ve dükkâna çağırdığını söylediğini, bunun üzerine dükkâna gittiğini, eşi maktule de kesinlikle gelmemesini söylediğini, dükkâna gittiğinde kepenklerin yarıya kadar indiğini gördüğünü, bu esnada yanında birinin kendisine "Silah var dikkat et." dediğini duyduğunu, dönüp baktığında maktulün olduğunu gördüğünü, kendisine "Neden geldin?" diye sorduğunu, kendisine hitaben "Ben seni yalnız bırakmam." dediğini, sanıkla konuşurken sanığa "Senin benimle ve damadımla ne derdin var?" diye sorduğunu, bu esnada damadı ..."nin içeriye girdiğini, sanığın belindeki silahı çıkartıp damadına bir el ateş ettiğini, bunun üzerine sanığa "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunu, ..."nin dükkândan çıktığını, sanığın arkadaşı tanık ..."in ..."ye yumruk attığını, tanık ..."in sanığa "Silah bırak." dediğini, sanık ile dükkânın arkasına gittiklerini, sanığın sağ elinde silah olduğunu, eşi maktulün sanığın sağ bileğini tuttuğunu, tanık ..."in sol kolunu tuttuğunu, kendisinin de sanıkla konuştuğunu, sanığa "Silahı içlerinden birisine vermesini" söylediğini, ancak sanığın silahı bırakmadığını, eşi maktulün üzerine bir el ateş ettiğini, maktulün kanlar içinde yere düştüğünü, olayın etkisiyle dışarıya koştuğunu, belli bir süre kendisinden geçip bayıldığını,
Mahkemede; sanığı oğlu aracılığıyla olaydan 4-5 ay önce tanıdığını, olaylardan pazartesi sabahı haberi olduğunu, eşi maktulün de olaydan bir ay önce haberi olduğunu, sanığın ailesini tehdit ve şantaj ettiğini, olay olmadan bir gün önce çocuklarının birbirine düştüğünü, eşi maktulün kendisini arayarak "Çocuklar kavga ediyorlar." dediğini, "Niye" diye sorduğunda maktulün "Sanık ... ..."i istemeye annesini babasını gönderecekmiş." dediğini, eşine "Telefonu kapat, akşam eve gelince konuşalım." dediğini, orada kafayı yediğini, 38 yaşındaki insanın 16 yaşındaki kızını tehdit ettiğini, bütün çocuklarını tehdit ettiğini, olay günü akşam işten geldiğini, kızı katılan ..."nın kendisini arayarak "Baba sanık ... ..."yi çağırdı. Bunlar orada kavga edecekler, bir ilgilen." dediğini, eşi maktule de evin kapısından çıkana kadar "Peşinden gelme." diye tekrar tekrar söylediğini, amacının kavga etmek olmadığını, öyle olsa kendi kanından 50 kişi olduklarını, 5 tanesini gönderip hallettireceğini, ..."nin ve kızının olayını konuşmaya gittiğini, sanığın 16 yaşındaki çocuğu yaşındaki kızını tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, sanığa kendisinin kız dahi bulmaya çalıştığını, dükkâna gittiğini, kepenklerin yarıya kadar inik ve içeride müşterisi olduğunu, müşterinin çıkmasını beklediğini, o esnada birinin kendisine "... dikkat et silahı var." dediğini, sağına baktığında eşi maktulün olduğunu gördüğünü, amacının sanıkla kızının durumunu konuşmak olduğunu, maktulün kendisinden önce dükkâna girdiğini, sanığın maktulün elini öptüğünü, oturması için sandalye verdiğini, sanığın yüzünün kendisinin de sırtının dışarıya dönük olduğunu, sanığa "Senin ... ile derdin ne?" derken ..."nin geldiğini, sanığa "Beni çağırdın geldim. Senin benimle derdin ne?" demesiyle silahı çektiği gibi kolunu kendisinin üstünden kaldırarak sıktığını, sağ elini vurduğu zaman kurşunun yere sektiğini, o anda ..."yi de sanığı da ittiğini, ..."ye "Sen git." dediğini, o anda tanık ..."in ..."ye yumruğuyla vurduğunu, sonra dükkânın içerisine tanık ..."nin de geldiğini, maktulün sanığı tuttuğunu, tutmasındaki amacının ..."nin arkasından gitmesini engellemek olduğunu, sanığın tabancayı elinden bırakmadığını, hepsinin tabancayı bırakmasını sanıktan istediklerini, vermediğini, sanığa "O tabancayı bırak birimize bir şey olacak." demesiyle maktule sıktığını, silahın çekildiğinin yalan olduğunu, sanığın arabasının kendisinde olmasının sebebinin maktulün ve oğlunun sanığa para verdiklerini, o parayı yediği ve geri ödeyemeyeceği için sanığın arabasının kendisinde olduğunu, eşi maktuleyi de kızını sanığa vermeyeceğini bildiğinden vurduğunu,
Katılan ... Mahkemede; sanığın hayatlarına girdiği andan itibaren annesi maktul dâhil herkesi tehdit ettiğini, olay esnasında dükkânda olmadığını, silah sesini duyunca gittiğini, annesi maktulü arabaya sanığın koymadığını,
Katılan ... Mahkemede; sanığın kendisi ile konuştuğunu, sürekli tehdit ettiğini, sürekli tehdit değil de sanık tarafından kandırıldığını, sürekli pahalı hediyeler aldığını, para verdiğini, sürekli böyle olduğunu, sanığın kendisine "Seninle evleneceğim." dediğini, o dönemde yaşının da küçük olduğunu, sanığın kendisine sürekli "Babana anlatacağım, kardeşine söyleyeceğim geçmişini" diye sürekli tehdit ettiğini, fotoğrafla da tehdit ettiğini, sanığın bu şekilde kendisini sürekli kandırdığını, annesi maktul vurulduktan sonra sanığın ne annesini taksiye koyduğunu, ne de hastaneye geldiğini, sanığın polis arkadaşlarının silahı ortadan kaybettiklerini, sanıktan şiddet gördüğünü,
Katılan ... Mahkemede; sanık tarafından hiçbir şekilde tehdit edilmediğini, sanık ... katılan ..."in ilişkileri olduğunu bildiğini, eşi ile ailesine söylemediklerini, annesi maktul ... bekâr iki kız kardeşlerinin bildiğini, onların babasına söyleme taraftarı olduğu için söylemediğini, olay günü kapının dibinde olduğunu, eniştesi inceleme dışı katılan ..."nin çağrılmış olduğunu, kendisini kız kardeşi katılan ..."nın çağırdığını, "Eşim oraya gidiyor. Önleyebiliyorsan git engel ol." dediğini, gittiğinde kız kardeşinin eşi ... ile tam kapıda karşılaştığını, içeriye girdiğini, burnu kan içinde dışarıya çıktığını, dükkâna baktığında sanıkla annesi maktulün bitişik olduğunu, ancak sanığın elinde silah olduğunu anlayamadığını, eniştesi ... dışarı çıktıktan sonra onun burnunu yıkamaya gittiğini, babası katılan ..."in gelerek annesinin ölüm haberini verdiğini,
Katılan ... Mahkemede; başından beri sanık ... kız kardeşi katılan ..."in arasındaki ilişkiden haberi olduğunu, ancak sanığın kendisini yalancı çıkarttığını, annesi maktule de söylediğini, sanığın kendisini geçmişiyle tehdit ettiğini, olaydan iki gün önce babasının evinde aralarında kavga ettiklerini, katılan ..."e saldırdığını, kavga esnasında sanığa hakaret ettiğini, hakaret ettiğini birinin gidip sanığa söylediğini, iki gün sonra sanığın eşi ..."nin telefonunu aradığını, telefonu kendisinin açtığını, kendisine "Sen bana küfür etmişsin. Aynısı sana. Seni ve kocanı öldüreceğim." dediğini, sonra telefonu eşi ..."nin aldığını, onunla sakin konuştuğunu, eşine "... kardeşim dükkâna kadar gelebilir misin?" dediğini, eşiyle sanığın hiçbir alakasının olmadığını, eşinin konuyu bilmediğini, annesi maktulün vurulduğunu hastanede öğrendiğini, hastanede sanığın kendisini yine ölümle tehdit ettiğini,
Tanık ... Mahkemede; sanığı ve maktulü tanıdığını, maktulün komşusu olduğunu, sanığın her konuda müştekilerle uğraştığını, sanığın kendisine olayın olduğu gün akşam numarasını hatırlamadığı telefonuna "Bu akşam Örnektepe"de mermi yakacağım. ...bana böyle böyle söylemiş." diyerek mesajlar attığını, katılan ..."nın ailesini korumak için sanıkla tek başına mücadele ettiğini, telefon numarasını daha sonra değiştirdiğini, ancak sanığın attığı mesajları ekran görüntüsü olarak katılan ..."ya gönderdiğini, olaydan önce sanığın kendisine bu tarz başka bir söylemde bulunmadığını, sanığın ... ile alakalı bir şey söylemediğini, sanığın ..."nın kendisine " O...çocuğu dediğini yazdı" şeklinde beyanda bulunduğunu,
Tanık ... Kollukta; 16.05.2017 tarihinde saat 20.00 sıralarında aynı mahallede esnaflık yaptığı için tanıdığı sanığın iş yerinden gelen gürültüler üzerine sanığın iş yerine gittiğini, içeriye girdiğinde sanık, katılan ... ve maktulün tartıştığını, daha sonra içeriye ..."nin girdiğini, sanığın ... ile de tartışmaya başladığını, o esnada sanığın belinden siyah renkli silah çıkarttığını ve ..."nin ayaklarına doğru tek el ateş ettiğini, kendisinin de silah sesinin yarattığı panikle ..."ye hitaben "Çık yoksa seni vuracak." dediğini, ama kendisini dinlemediğini, bu sebeple ..."nin burnuna yumruk attığını, ..."nin dışarıya çıktığını, dükkânin içerisine tanık ... ile birlikte üç kişinin girdiğini, iş yerinde olan herkesin sanığı tutmaya çalıştığını, maktulün de sanığın elindeki silahı tutup çekmeye elinden almaya çalıştığını, o esnada silahın patladığını, maktulün yere düştüğünü, kendisinin maktulü yerden kaldırınca sırtındaki mermi yarasını ve kanı gördüğünü, kadının sırtındaki yarayı gördükten sonra dükkândan çıktığını, silahı olaydan sonra görmediğini, silahı ateşleyeni de açık ve net bir şekilde görmediğini,
Savcılıkta; olay günü ablasına gitmek için minibüse binerken mahalleden tanıdığı sanığın dükkânında bir kalabalığın olduğunu gördüğünü, bunun üzerine dükkâna yöneldiğini, içeriye girdiğinde sanık ... birkaç kişi, sanığın elinde de silah olduğunu, sanığın bağırarak "O kişi gelecek ondan hesap soracağım." diye bağırdığını duyduğunu, bir süre sonra ..."nin geldiğini, sanığın ..."yi görünce ayaklarını hedef alarak ateş ettiğini, ..."ye dükkândan çıkmasını söylediğini, onun da çıkmamak için direndiğini, bunun üzerine ..."ye bir yumruk atarak dışarıya çıkmasını sağladığını, daha sonra sanığın elindeki silahı bırakması için kendisinin ve diğer kişilerin ısrar ettiğini, sanığın silahı bırakmadığını, maktulün sanığın silah bulunan sağ elinin bileğini tuttuğunu, o esnada bir arbede olduğunu ve silahın patladığını, maktulün yere düştüğünü, yakın mesafede olduğu için kurşunun sırt bölgesinden çıktığını, bunun üzerine dükkânı hızlıca terk ettiğini, evine gittiğini, üç saat sonra maktulün vefat ettiğini öğrendiğini,
Tanık ... Kollukta; olayın meydana geldiği manav dükkânında 4 aydır çalıştığını, maktulün kayınvalidesi, sanığın çalışmış olduğu manav dükkânının sahibi olduğunu, olay günü saat 20.00-21.00 sıralarında sanığın kendisine "Yavaş yavaş dükkânı kapatalım. Malzemeleri içeriye taşımaya başlayalım." dediğini, dışarıda bulunan malzemeleri dükkânın içerisine taşıdığını, bir müddet sonra maktul ... katılan ..."in dükkânın önüne geldiklerini, belli bir süre dükkâna girmediklerini, dükkânın anahtarını sanığa verdiğini ve kendisine "Sen ayrıl." dediğini, dükkânın dışına çıkması ile maktul ... katılan ..."in içeriye girdiğini, sanığın dükkânın otomatik kepengini yarıya kadar indirdiğini, içeride ne yaptıklarını görmediğini, yanına ... arkasından ..."nın geldiğini, ..."nin dükkânın içerisine girdiğini, 20-25 saniye sonra burnu kanamış vaziyette dışarı çıktığını, ..."nin arkasından gittiğini, tam o sırada dükkânın içerisinden bir el silah sesi geldiğini, ..."yi tuttuğunu, o sırada eşi katılan ..."in de geldiğini, ..."nin eline su döktüğünü, hemen dükkâna geri döndüğünü, maktulün yerde ve üzerinde kan olduğunu gördüğünü, sanık, eşi ve kendisinin maktulü taşıyarak bir araca bindirdiklerini, olayda tek el silah sesi duyduğunu, olay esnasında dükkânın içerisinde sanık, maktul ... katılan ..."den başka kimsenin olmadığını, olay olduktan sonra dükkânın içerisine birçok vatandaşın girdiğini, sanık ile katılan ... arasında bir ilişki olduğu söylentisinin bulunduğunu, ancak böyle bir şeye şahit olmadığını, maktulü kimin vurduğunu görmediğini,
Mahkemede; Kolluk ve Savcılık beyanlarına ek olarak ..."nin dükkânın içerisine girmesi ile çıkmasının bir dakika sürdüğünü, burnu kan içerisinde dükkândan çıktığını, ... çıktığı anda bir el silah sesinin patladığını, o silah sesini duyunca içeriye girdiğini, arkada maktul, katılan ..., sanık, tanıklar ... ve ..."nin olduğunu, silah sesine birkaç esnafın daha içeriye girdiğini, müdahale etmeye teşebbüs edeceğini, ancak silahın kimin elinde olduğunu görmediğini, orada ellerin arasında kalmış bir silah olduğunu, müdahale edeceği sırada tanık ..."in kendisine "Fazla yaklaşma mermi ağzında" deyince bir adım geri çekildiğini, zaten bir adım geri çekilmeye kalmadan silahın patladığını, kayınvalidesi maktulün yere yığıldığını, panik ... olunca dükkânın dışına çıktığını, 112 ambulansı arayacağı sırada bir başkasının aradığını duyunca bıraktığını, tekrar dükkânın içerisine girdiğini, ambulans gelmeyince maktulü sanık, kendisi, eşi katılan ... ile birlikte arabaya taşıdıklarını, silahın çekiştirme anında patladığını, bağrışmalar olduğunu, kimin ne dediğini anlayamadığını,
Tanık ... Savcılıkta; sanığın yanında 7 ay kadar çalıştığını, bu süre zarfında sanığın ne iş yaptığını anlayamadığını, bazı zamanlar üzerine silah alıp çıkıp gittiğini, çok yüklü miktarda parayla tekrar geri döndüğünü, olay olmadan önce ablası katılan ..."i amcasının oğlunun istediğini, bunun üzerine sanığın kendisine silahını vererek amcasının oğlunu öldürmesini istediğini, ancak yapmadığını, olay günü ablasının kocası ..."yi konuşmak istediğini söylerek çağırdığını, aralarında tartışma çıktığını, sanığın arkadaşı tanık ..."in eniştesi ..."ye yumrukla vurarak burnunu yaraladığını, bunun üzerine annesi maktul ... babası katılan ..."in konuşmak için dükkâna gittiğini, dükkânda sanığın silahını çekip annesi maktule doğrultuğunu, annesi ve babasının silahı almak için sanığa müdahale ettiği sırada tanık ..."in de olaya karıştığını, silahın sanığın elinde patladığını ve annesinin ölümüne sebep olduğunu, daha sonra sanığın eniştesi ..."ye de ateş ettiğini bildiğini,
Mahkemede; sanığın yanında çalıştığını, sanığın kendisini herkesle düşman ettiğini, beynini yıkadığını, olaydan bir gün önce sanığın kendisine izin verdiğini, dükkânın önüne gittiğinde bir kalabalık gördüğünü, içeri girdiğinde annesi maktulün kanlar içinde yerde yattığını, sanığın da üstünde kan olduğunu,
Tanık ... Kollukta; bir adet silah sesi duyduğunu, çevreye bakınırken insanların iş yeri komşusu olan sanığın dükkânına yöneldiklerini görünce kendisinin de o tarafa yöneldiğini, bu esnada dükkânın içinde katılan ..., maktul, sanık ... adını bilmediği bir kişinin daha olduğunu, sanığın elinde siyah renkli silah olduğunu, dükkânın içerisinde bulunan kişilerin sanığın elinden silahı almaya çalıştıklarını, kendisinin de şahısları ayırmaya çalıştığını, bu esnada meraklı kalabalıktan bir kişinin içeriye gelmeye çalıştığını gördüğünü, bu şahsa içeriye gelmemesi konusunda telkinde bulunduğu sırada silah sesi duyduğunu, arkasına dönüp baktığında maktulün vurulduğunu ve kanlar içerisinde yattığını gördüğünü, ambulansı aradığını, geç olmaması için maktulü taksiye bindirdiklerini, kendisinin de sanıkla birlikte başka bir araca binerek maktulün arkasından hastaneye gittiklerini, maktulün hastanede vefat ettiğini ögrendiklerini,
Mahkemede; olayın olduğu manav dükkânına iki dükkân aralıkla iş yeri olduğunu, olayın olduğu manava 20-30 metre mesafede bir arkadaş ile sohbet ettiğini, bu sırada bir el silah sesi duyduğunu, manavın önünde kalabalığı görünce oraya doğru gittiğini, silah sesinden sonra manava gitmesinin 30 saniye kadar sürdüğünü, dükkânın kepenklerinin yarıya kadar kapalı olduğunu, ancak dükkâna girmenin mümkün olduğunu, gittiğinde maktul ... eşi katılan ..."in sanığın elinden silahı almaya çalıştıklarını gördüğünü, maktulün dükkânın içerisinde bir çuvalın üzerine oturduğunu ve iki eli ile birlikte sanığın elinde bulunan silahı almaya çalıştığını, aynı şekilde katılan ..."in de elleri ile sanığın elinde bulunan silahı almaya çalıştığını, onun da elleri ile sanığın silah tutan elini tuttuğunu, görebildiği kadar sanık, maktul ... katılan ..."in silaha temas ettiklerini, ancak silahın sanığın elinde olduğunu, diğerlerinin silahı almaya çalıştığını, rahmetli annenin o sırada sanığa "Bırak silahı zaten gitti." dediğini, sanığın da maktule "Tamam teyze silah bende kalsın." dediğini, o sırada silahın patladığını, silahın ne şekilde patladığını anlayamadığını, hatta maktulün vurulduğunu dahi anlayamadığını, maktul yere düştükten sonra kanı görünce vurulduğunu anladığını, olay yerine gittiğinde damatları ..."yi dükkânın içerisinde ya da dışarısında görmediğini, kendisini daha önce gördüğünü, yine aynı mahallede oturan tanık ..."i de dükkânın içerisinde ancak arka tarafta gördüğünü, maktul yaralandıktan sonra sanık, maktulün diğer damadı tanık ... ve ..."in eşinin maktulü taksiye bindirip hastaneye götürdüklerini, maktulü götüren aracın arkasından gelen araca da kendisi ve sanığın binerek hastaneye gittiklerini, yaklaşık yarım saat kırkbeş dakika kaldıklarını, daha sonra sanığı polislerin götürdüğünü, olaya da dükkânın içerisinde iken katılan ..."i çekmek suretiyle dâhil olduğunu,
Tanık ... Kollukta ve benzer şekilde Mahkemede; olaya dair bilgisinin olmadığını, gördüğü bir şey olmadığını, her iki tarafı da tanıdığını, esnaflıkta borç alıp vermenin olduğunu,
İnceleme dışı katılan ... Kollukta; maktulün kayınvalidesi, katılan ..."in kayınpederi olduğunu, sanıkla samimiyetinin olmadığını, sanığı işlettiği Konak Market isimli iş yerinde bacanağı olan tanık ... ve eşinin kardeşi olan tanık ..."un yanında çalışmasından dolayı ismen tanıdığını, 16.05.2017 tarihinde saat 19.00-20.00 sıralarında kendisini aradığını, numarasının kayıtlı olmadığını, telefonda kendisine "Kardeşim nasılsın? İki dakika dükkâna uğrayabilir misin? Seninle bir şey konuşacağız." dediğini, sanığın konuşması düzgün olunca kendisine "Tamam abi geliyorum." dediğini, evden çıkıp sanığın iş yerine gittiğini, iş yeri kepenklerinin yarıya kadar inik olduğunu gördüğünü, dışarıda ..."in olduğunu, kafasını eğip içeri girdiğinde ise kayınvalidesi maktulün dükkânın arka tarafında yere çökmüş bir vaziyette oturmuş olduğunu gördüğünü, sanık ... katılan ..."in konuştuklarını, sanığın çok sinirli ve terli olduğunu, kendisini görünce üzerine yürüdüğünü "Seni ve karını öldüreceğim." dediğini, sanığın niye böyle bir şey söylediğini anlamadığını, sanığın sağ eli ile sağ tarafından beyaz renkli bir silah çıkartıp doldur boşalt yaptığı esnada kim olduğunu bilmediği bir şahsın arkasından burnuna doğru yumruk attığını, dengesini kaybettiğini, burnundan kan gelince dışarıya çıkarken katılan ... ve maktulün sanığa hitaben "Dur silah olmaz konuşalım." diye bağırdıklarını duyduğunu, dışarı çıktığında baldızı ..."un eline su döktüğü sırada bir el silah sesi duyduğunu, kendinde olmadığını, bir dakika sonra iş yerine yöneldiğinde maktulü sanığın, katılan ..."in ve birkaç kişinin beyaz sivil bir araca bindirdiklerini gördüğünü, önce ne olduğunu anlamadığını, eve gidip durumu ailesine izah ettiğini, yarım saat kadar bir süre geçtikten sonra maktulün vefat ettiği haberini aldıklarını,
Savcılıkta; olay günü işten geldiğini, evde oturduğu esnada sanığın kendisini telefonla aradığını, dükkâna bir konu hakkında konuşmak için kendisini çağırdığını, bunun üzerine dükkâna gittiğini, kepenklerin yarıya kadar kapalı olduğunu, içeriye girdiğinde kayınvalidesi maktul, kayınpederi katılan ... ve sanığın bulunduğunu, sanığın kendi üzerine doğru gelerek sinkaflı küfürlerle "Seni ve eşini öldüreceğim." dediğini, belindeki silahı çıkartıp kendisine doğru bir el ateş ettiğini, tanık ..."in kendisine yumruk attığını, can havliyle dışarıya çıktığını, dışarı çıktıktan belli bir süre sonra içeriden bir silah sesi daha geldiğini, maktulü sanığın, tanık ... ve katılan ..."in bir taksiye koyduklarını, "Ne oldu?" diye sorunca kendisine "Bayıldı." dediklerini, daha sonra eşinin hastaneye gittiğini, sanığın maktule ateş ettiğini görmediğini,
Mahkemede; sanığın kendisini aradığını, sanığı tanımadığını, kaynı ile halasının oğlu orada çalıştığı için gittiğini, dükkâna doğru yaklaştığında tanık ..."in dükkânın dışarısında ve kepenklerin yarıya kadar inik olduğunu, kafasını eğip içeriye girdiğini, sanık ... katılan ..."in hararetli bir şekilde konuştuklarını gördüğünü, içeri girer girmez sanığın üzerine doğru yürüdüğünü, kendisine hitaben "Seni ve karını öldüreceğim." dediğini, sol tarafına doğru cebinden çıkarttığı silahla ateş ettiğini, sanığın ateş ettiği esnada tanık ..."in içeride olduğunu, ..."in arkadan kendisine yumruk attığını, o esnada burnuna vurunca dengesini kaybedip kafasını kepenge vurduğunu, direk kendisini dışarıya attığını, çünkü sanığın elinde silah ve silahın ağzında kurşun olduğunu, bir el daha sıkabilir diye dışarıya çıktığını, burnundan kan geldiğini, esnafın burnuna su çarptığını, tam burnuna su aldığı sırada bir iki dakika sonra bir silah sesi daha geldiğini, dükkânın içerisinde maktul, sanık, katılan ..., tanıklar ... ve ..."in olduğunu, dükkânın içerisine doğru yöneldiğini, maktulü arabaya bindirdiklerini, eşi katılan ..."yı da sanığın hastanede tehdit ettiğini öğrendiğini, eşiyle görücü usulüyle bir yıl önce evlendiğini, nişanlılık döneminde eşinin ailesi ile aralarında sorun olunca evlendikten sonra eşinin ailesi ile görüşmediğini, ancak eşini haftada bir iki kez ailesinin yanına gönderdiğini, kendisinin gelip gitmediğini, tanık ..."in de halasının oğlu olduğunu, sanığın dükkânına da gitme sebebinin sonuçta dükkânda halasının oğlu ve kayının çalıştığını, sanığın kendisine böyle bir şey yapma cesareti bulamayacağını düşündüğü için dükkâna gittiğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; yaklaşık beş yıldır ... Manav isimli iş yerini işlettiğini, maktulü oğlu ... ve damadı ..."in yanında çalışmasından ve dükkâna sık sık uğramasından dolayı tanıdığını, maktule "Anne" diye hitap ettiğini, maktulün kızı katılan ... ile arasında duygusal bağ olduğu yönünde dedikodu çıktığını, bu dedikoduları ..."in ablası katılan ..."ın çıkardığını, damatları olan ..."in kendisine ..."nın kız kardeşiyle ilgili yakıştırmadan dolayı küfürler ettiğini söylemesi üzerine ..."nın kocası inceleme dışı katılan ..."ı saat 19.00 sıralarında aradığını, telefonda katılana detay vermediğini, sadece konuşmak istediğini söylediğini, ..."nin saat 20.00 sıralarında dükkâna geldiğini, dükkânda maktul, katılan ... ve tanık ..."in bulunduğunu, ... dükkâna gelince aralarında tartışma çıktığını, ..."ye "Baldızı ... ile aralarında bir şey olmadığını, ama eşinin kendisine iftira attığını, karına sahip çık." dediğini, aralarındaki tartışmanın büyüdüğünü, ..."nin üzerine yürüdüğünü, sürekli olaylar olduğu için kendisini korumak için bulundurduğu siyah renkli ruhsatsız silahını çekmeceden çıkarttığını, içerisinde 5-6 tane uzun 9 mm mermi bulunan silahla yere doğru bir el ateş ettiğini, ateş ettikten sonra ..."nin kendisine hitaben "Seninle görüşeceğiz. Birazdan geleceğim." deyip dükkânın kapısına doğru gittiğini, o sırada mahalleden ismini ... olarak bildiği şahsın ..."ye kafa attığını, ..."nin ardından dükkândan uzaklaştığını, bu sırada katılan ... ve maktulün kendisine "Sakin ol. Tekrar olay çıkmasın." diye telkinlerde bulunduğunu, maktul, katılan ... ve tanık ..."in dükkânın içinde iken eline yapıştıklarını, hepsinin bir ağızdan "Silahı ver." diyerek elinden ve silahtan tuttuklarını, bu sırada silahın ortalarında bulunduğunu, silahtan elini çektiğini, silahın diğer üç kişinin elinde kaldığını, arkasını dönerek bir adım attığı sırada arkasından silah sesi geldiğini, dönüp baktığında maktulün yere yığıldığını, maktulün sırtından kan geldiğini, silahın kimin tarafından ateşlendiğini bilmediğini, silahı da olaydan sonra hiç görmediğini, maktulü yerde görünce damadı ile birlikte kucağına aldığını, kapının önünden geçen bir taksiyi durdurduklarını, maktulü taksiye bindirdiklerini, kendisinin de taksinin arkasından gelen sivil bir araçla hastaneye gittiğini, hastanede iken maktulü ameliyata aldıklarını, maktulü vurmadığını, silah ateşlendiği anda arkasının dönük olduğunu,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; tarafına okunan Emniyetteki ifadesinin doğru olduğunu, aynen tekrar ettiğini, suçlamayı kabul etmediğini, olay anında da rahmetli olan kişinin ifadesini verdiğini, daha önceden dükkâna ateş ettiği silahı elinden aldıklarını, döndüğünde ses geldiğini, amcanın şokta olduğunu, maktulü hastaneye kendisinin götürdüğünü, tetiği çekmediğini, rahmetli mi çekti, yoksa eşi amca mı çekti bilmediğini, maktulün oğlu ve damadının yanında olduğunu, olay akabinde damadı ... ile tartıştığını, birini vurmak istese ... isimli kişiyi vuracağını,
Savcılıkta; olay günü maktulün damadı ..."yi telefonla arayarak dükkânına çağırdığını, amacının konuşmak olduğunu, ..."nin geldiği esnada maktulün eşi katılan ..."in dükkâna girdiğini, bu esnada ..."nin eşi ..."nın hakkında söylemiş olduğu gayriahlaki bilgiler için ..."ye "Neden bunları eşin söylüyor." diye sorduğunu, ..."nin de eşini destekler nitelikte kendisine "Yalan mı ulan" diye hitap ettiğini, o kızgınlıkla sırf dışarı çıkması için yere ateş ettiğini, o esnada ..."nin dışarıya çıktığını, katılan ..."in kendisine "Oğlum ne yapıyorsun? O benim damadım." dediğini, maktulün kendisinin sağ kolunu tuttuğunu, tanık ..."e "Dükkânı kapatalım, çıkalım." dediğini, ancak silahı üzerine almak istediğini, silahı almak istediğini söyleyince maktul ... katılan ..."in kendisine "Silahı alma. Sorun çıkar." dediklerini, bunun üzerine kendisini korumak için silahı almak istediğini söylediğini, dönüp dükkânında bulunan tezgâhtan bir şey almak isterken silahın patladığını duyduğunu, dönüp baktığında maktulün yere düştüğünü, eşi katılanın da bağırdığını gördüğünü, silahın yerde olduğunu, kesinlikle kendisinin ateş etmediğini, maktulü apar topar hastaneye götürdüklerini, hastanede 20 dakika kadar beklediğini, daha sonra polis memurlarının kendisini gelip aldıklarını, dükkânında kamera kaydı mevcut olduğunu, incelendiğinde kendisinin yapmadığının görüleceğini, silahın yere düştüğünü, daha sonrasında silaha ne olduğunu kesinlikle bilmediğini,
Mahkemede; maktulü ailesi gibi gördüğünü, maktulün oğlu ve damadı ile Örnektepe"deki dükkânında çalıştığını, bu tanışıklıktan dolayı aile gibi olduklarını, olaydan 15 gün önce babasının vefat ettiğini, katılan ..."in de cenazeye geldiğini, eşiyle 2,5 yıldır ayrı olduğunu, hafta sonları Deren isimli kızının kendisinde kaldığını, maktulün iki tane damadı olduğunu, damatlarından tanık ..."in kendi yanında çalıştığını, diğer damadının ise ... olduğunu, ..."nin eşi katılan ..."nın annesi maktulün evinde bulunduğu sırada annesine ailesinin onların evine gitmesi sebebiyle rahatsızlığı olduğunu söylediğini, gıyabında diğerlerinin yanında kendisine küfürler ettiğini duyduğunu, maktulden ve yanında çalışan tanık ..."den katılan ..."nın böyle şeyler söylediğini duyduğunu, olaydan bir gün önce tanık ..."e ..."yi arattığını, ancak ..."nin telefonu açmadığını, ertesi günü kendisinin ..."yi akşam saat 19.00 sıralarında cep telefonundan aradığını, telefona eşi katılan ..."nın çıktığını, kendisine "... ile görüşmek istediğini," söylediğini, bunun üzerine ..."nın "Ne konuşacaksan benimle konuş." dediğini, telefonu ..."ye vermediğini, 5-10 dakika sonra tekrar aradığını, bu kez telefona ..."nin kendisinin çıktığını, ..."ye kendisini tanıtarak dükkâna çağırdığını, ..."nin de "Biraz sonra gelirim." diyerek telefonu kapattığını, ... dükkâna gelmeden 5-10 dakika önce maktul ... katılan ..."in geldiğini, sonradan katılan ..."nın annesi maktul ... babası katılanı arayarak haber verdiğini öğrendiğini, katılan ..."in kendisine "Ne oluyor?" diye sorduğunu, katılana, "..."nın yaptığı bir değil, 3 ay önce kızımın doğum gününde maktul ... katılan kızıma bileklik almışlar. ...tesadüf o gün oraya geliyor. Benim çocuğum oldu. Babam ona hediye almıyor ama ..."ün piçine alıyor" diye söylediğini, bunu katılan ..."e anlattığını, sonra ..."nin geldiğini, dükkânın ön yanına manav reyonunun yanına doğru geldiğini, ..."nin yanına giderek eşinin davranışlarının yanlış olduğunu anlatmaya çalıştığını, tartışma olunca kapıya da kalabalık dolduğunu, o anda ..."yi göndermek ve kalabalığı da dağıtmak için üzerinde o an bulunan ve dükkânda bulundurduğu ruhsatsız tabancasıyla yere doğru sağa çapraza kimseye zarar vermeden ateş ettiğini, bu arada arkaya doğru dönüp dükkâna girdiği sırada ..."nin "Ah" dediğini duyduğunu, burnunu tuttuğunu, sonradan öğrendiği kadarıyla tanık ..."in ..."yi oradan uzaklaştırmak için burnuna yumruk attığını öğrendiğini, o arada inceleme dışı katılan ..."nin dükkândan çıkıp gittiğini, dükkânın arka tarafına doğru giderken maktul ... katılan ..."in dükkânın içinde olduklarını, silahı da arkadaki yumurta tezgâhının üzerine bıraktığını, tanık ..."i dükkânı kapatmasını söylediğini, silahı alıp dükkândan çıkmak istediğini, maktul ... katılan ..."in kendisine "Silahı bırak." gibi telkinlerde bulunduklarını, tanık ..., maktul ... katılan ..."in o anda orda olduklarını, bu arada maktul ... katılan ..."in elindeki silahı bırak alma gibi çekiştirdeklerini, kimseye bir şey olmasın diye bunu yaptıklarını, bu arada "Silah patlar" dediğini, çünkü biraz önce ateş ettiğini, diğer merminin de ağzına geldiğini bildiğini, aralarında "Bırak, bırakma" diye 5-10 saniye katılan ..."in sol tarafında, maktulün ön tarafında bu arada silahı bırakıp dönmek istediği esnada silah patladığını, katılan ..."in dükkânın dışına çıktığını, çıkarken de maktule "Ben sana gelme demedim mi?" diye kızdığını, bu arada birisi vuruldu mu diye düşünürken maktulün oturduğu yerden boynunun öne düştüğünü, sırtında kan olduğunu gördüğünü, yere yığıldığını gördüğünü, maktulü sırtından tutarak kaldırdığını, tanık ..."in geldiğini, perdecide çalışan eşi katılan ..."in geldiğini, kendisinin maktulün arkasından tuttuğunu, bir bacağından tanık ..."in, diğer bacağından katılan ..."in tuttuğunu, üçü birlikte taşıdıklarını, ticari bir takisinin geldiğini gördüğünü, içerisindeki müşterisini indirerek maktulü arka koltuğa yatırdıklarını, yanına kızı katılan ..."in bindiğini, kendisinin de taksiye bineceği sırada maktulün diğer kızı Şükran"ın geldiğini, onun bindiğini, taksiye "Okmeydanı Hastanesine " diye söylediğini, kendisinin de tanık ... ile sivil bir araçla hastaneye gittiğini, maktulün diğer çocuklarının da hastaneye geldiğini, aileden bir kısmının ağladığını, kendisinin de ağladığını, polislerin aradığını, hakkında işlem yapmak üzere kendisini karakola götürdüklerini, olayın başlama sebebinin katılan ..."nın kendisine etmiş olduğu gayriahlaki küfürler olduğunu, bu konuları konuşmak için ..."nın eşi ..."yi dükkâna çağırdığını, ..."den önce maktul ... katılan ..."in dükkâna geldiklerini, maktulün elini öptüğünü, ona yer verdiğini, bunları yaptığını da katılan ..."in de doğruladığını, ..."nin dükkâna gelmesinden sonra dışarının kalabalıklaştığını, kalabalığı püskürtmek için sağ çaprazına yere doğru ateş ettiğini, ... aşamalarındaki bütün ifadelerinde silahı ayaklarına doğru hedef alarak ateşlediğini beyan ettiğini, ... dükkândan çıktıktan sonra maktul, katılan ..."in ve tanık ..."in kendisini sakinleştirmek için dükkânın arka tarafına doğru götürdüklerini,
Savunmuştur.
5237 sayılı TCK"nın "Kast" başlıklı 21. maddesi;
"(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir" şeklinde düzenlenerek maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde doğrudan kast, ikinci fıkrasının birinci cümlesinde de olası kast tanımlanmıştır.
Olası kastın tanımlandığı TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasının gerekçesinde; “...Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.
Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir.
Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir.
Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiş ve olası kasta ilişkin örnek olaylar gösterilmiştir.
Buna göre, doğrudan kast; öngörülen ve suç teşkil eden fiili gerçekleştirmeye yönelik irade olup, kanunda suç olarak tanımlanmış eylemin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ile oluşur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi hâlinde doğrudan kastla hareket etmiş olacak, buna karşın işlemiş olduğu fiilin muhtemel bazı neticeleri meydana getirebileceğini öngörmesine ve bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen muhtemel neticeyi kabullenerek fiili işlemesi hâlinde olası kast söz konusu olacaktır.
Olası kasıt ile doğrudan kasıt arasındaki farkı ortaya koyan en belirgin unsur, doğrudan kasıttaki bilme unsurudur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kasıtla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bir kısım neticeleri de doğurması muhakkak ise, failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kasıtla hareket ettiği kabul edilmelidir.
Olası kastı doğrudan kasıttan ayıran diğer ölçüt; suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp muhtemel olmasıdır. Fail, böyle bir durumda muhakkak değil ama, büyük bir ihtimalle gerçekleşecek olan neticenin meydana gelmesini kabullenmekte ve "olursa olsun" düşüncesi ile göze almakta; neticenin gerçekleşmemesi için herhangi bir çaba göstermemektedir. Olası kasıtta fiilin kanunda tanımlanan bir sonucun gerçekleşmesine neden olacağı muhtemel görülmesine karşın, bu neticenin meydana gelmesi fail tarafından kabul edilmektedir.
5237 sayılı TCK"nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde "kanunda tanımlanmış haksızlık" olarak ifade edilen suç; kural olarak ancak kastla, kanunda açıkça gösterilen hâllerde ise taksirle de işlenebilir. İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksirde, failin cezalandırılabilmesi için mutlaka kanunda açık bir düzenleme bulunması gerekmektedir. 5237 sayılı TCK"nın 22/2. maddesinde taksir; "Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir" şeklinde tanımlanmıştır.
Taksirli suçlarda, gerek icrai, gerekse ihmali hareketin iradi olması ve meydana gelen neticenin öngörülebilir olması gerekmektedir. İradi bir davranış bulunmadığı takdirde taksirden bahsedilemeyeceği gibi, öngörülemeyecek bir sonucun gerçekleşmesi hâlinde de failin taksirli suçtan sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Sonucun gerçekleşmesinde mağdurun taksirli davranışının da etkisinin olması hâlinde, diğer taksirli davranış nedensellik bağını kesmediği sürece bu durum, failin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gibi, taksirin niteliğini de değiştirmeyecektir. Türk Ceza Kanunu"nda kusurun derecelendirilmesi suretiyle herhangi bir ceza indirimi söz konusu olmadığından, bu hâl ancak temel cezanın tayininde dikkate alınabilecektir.
Türk Ceza Kanunu"nda taksir; "basit" ve "bilinçli" taksir olarak ikili bir ayrıma tabi tutulmuş, 22. maddesinin üçüncü fıkrasında bilinçli taksir; "Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi" şeklinde tanımlanmış, bu hâlde taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarıya kadar arttırılacağı öngörülmüştür.
Basit taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırdedici ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörmemesi, bilinçli taksir hâlinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.
Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.
Türk Ceza Kanunu"nun 21. maddesinin ikinci fıkrasında; "Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi" şeklinde tanımlanıp başkaca ayırıcı unsura yer verilmeyen olası kasıt ile aynı Kanun"un 22. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Kişinin, öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır" biçiminde tanımlanan bilinçli taksirin karıştırılacağı hususu öğretide dile getirilmiş, kanun koyucu da madde metninde yer vermediği "kabullenme" ölçüsünü aynı maddenin gerekçesinde; "Olası kast halinde suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşeceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir, diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir" şeklinde açıklamak suretiyle, olası kastı bilinçli taksirden ayıracak kıstası ortaya koymuştur.
Kasıt, olası kasıt, bilinçli taksir ve taksir arasındaki ilişkiyi kısaca özetlemek gerekirse; gerçekleşmesi muhakkak görünen neticenin failce bilinmesi ve istenmesi hâlinde doğrudan kasıt, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kasıt, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir, öngörülebilir neticenin özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmiş olması nedeniyle öngörülmediği hâllerde ise basit taksir söz konusu olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ..."in ... ili, Kağıthane ilçesi, ... Mahallesi, ... Caddesi, No: 19 numaralı yerde ... Market isimli manav dükkânını işlettiği, maktul ..."un oğlu tanık ... ve damadı tanık ..."in sanığın işlettiği manav dükkânında çalıştıkları, katılan ..."un maktul ..."ın resmî nikâhlı eşi olduğu, sanığın maktulün yakınlarını olay öncesinde bu sebeple tanıdığı, sanık ... ile katılan ... ve maktul ..."ın kızları katılan ... arasında olay öncesine dayanan duygusal ilişki bulunduğu ve bu sebeple ortaya çıkan söylentileri maktulün diğer kızı katılan ..."ın çıkardığından bahisle sanık ..."ün 16.05.2017 tarihinde saat 19.00 sıralarında katılan ..."nın eşi inceleme dışı katılan ..."ı telefonla aradığı ve manav dükkânına çağırdığı, katılan ..."nın araması ile durumdan haberdar olan maktul ... katılan ..."in ..."den önce olay yeri olan manav dükkânına geldikleri, sanığın saat 20.00 sıralarında manav dükkânının kepengini indirerek içeride maktul ... katılan ... ile konuşmaya başladığı, kısa bir süre sonra dükkâna gelen ... ile sanık ... arasındaki konuşmanın tartışmaya dönüştüğü sırada sanığın tehdit amaçlı olarak dükkânında bulunan ve sonradan ele geçirilemeyen silahla ..."nin ön tarafına, ancak yere doğru bir el ateş ederek "Seni ve eşini öldüreceğim." dediği, bu sırada dükkânda bulunan tanık ..."nin, ..."yi zarar görebileceği düşüncesi ile dükkândan dışarıya çıkarttığı, tanık ..."in ..."yi dışarıya çıkarmasından sonra katılan ... ve maktulün sanığı yatıştırmaya çalışıp sanığın elindeki silahı almaya çalıştıkları, sanığın silahı vermemek için direnç gösterdiği, karşılıklı çekiştirme sırasında silahın patladığı ve maktul ..."ın karın göğüs bölgesinden tek kurşunla yaralandığı, maktulü sanık, maktulün damadı tanık ... ve kızı katılan ..."in birlikte dükkânın dışarısına çıkarttıkları, sanığın bir ticari taksiyi çevirerek maktul ... kızını bu taksiye bindirdiği, arkasından kendisi ve tanık ... ile birlikte sivil araçla Okmeydanı Hastanesine gittiği, sanığın hastenede polisler tarafından gözaltına alındığı, maktulün de bitişik atış mesafesinden yapılmış ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kosta kırığı ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu öldüğü olayda;
Sanığın sürekli olaylar olduğu için kendisini korumak için dükkânında çekmecede sakladığı ruhsatsız silahı çıkartarak inceleme dışı katılan ..."a karşı olayın öncesinde silahla ateş ettikten sonra, silahın ikinci mermiyi otomatik olarak namluya sürdüğü bitişik atış mesafesinde namlunun maktulün göğüs bölgesine yönelikken mekanik arızası bulunmayan, namlusunda mermi bulunması nedeniyle atışa hazır vaziyette olan tabancanın, tetiğine belirli bir kuvvet uygulanması hâlinde silahın ateş alacağının bilinmesi, bu şekilde çekiştirilen silahın patlayabileceğinin herkes tarafından öngörülebileceği hâlde silahı vermemek için direnç gösterip tetiğe baskı oluşturması neticesinde silahın patladığı ve maktulün bitişik atış mesafesinden ve göğüs bölgesinden tek ateşli silah mermi çekirdeği isabetiyle yaralandığı ve ardından hayatını kaybettiği olayda; sanığın kasten öldürme suçunun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, neticeyi kabullenerek fiili işlediği bu şekilde maktulün ölümünden olası kasıtla sorumlu olduğu, sanığın eyleminin bu şekilde olası kasıtla öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "Yapılan yargılama ve incelenen dosya içeriğine göre, suç tarihi öncesinde, katılan ... ve maktule ..."ın kızları ... ile sanık arasında duygusal bir ilişki yaşandığına dair çıkan söylentiler üzerine sanığın bu söylentilerin kaynağı olarak değerlendirdiği maktulenin kızı ..."nın eşi ..."yi konuşmak üzere kendisine ait manav dükkânına çağırdığı, ancak bunu öğrenen ve kötü şeyler yaşanmasından endişe duyan katılan ... ile maktule ..."ın daha önce sanığın dükkânına gittikleri, sonrasında ..."nin de oraya geldiği, taraflar arasında çıkan tartışma sırasında sanığın ele geçirilemeyen tabancayla "Seni ve eşini öldüreceğim" dedikten sonra tehdit kastıyla ..."nin bulunduğu tarafa ancak dükkânın zeminine doğru bir el ateş ettiği, bu sırada dükkânda bulunan tanık ..."nin olayın daha vahim boyutlara ulaşmaması için ...’yi oradan uzaklaştırdığı, dükkan içinde sanık ile katılan ... ve eşi maktul ..."ın kaldıkları, tabancanın sanığın elinde bulunduğu, tarafların kendi aralarında konuşmayı sürdürdükleri, bu sırada katılan ... ve maktul ..."ın sanığın elindeki tabancayı ondan almak istedikleri, sanığın ise tabancayı vermemek için direndiği, yaşanan çekiştirme sırasında birden tabancanın ateş alması üzerine maktule ..."ın bitişik atış mesafesinden ve göğüs bölgesinden tek ateşli silah mermi çekirdeği isabetiyle yaralandığı ve ardından hayatını kaybettiği anlaşılan olayda;
Sanık ..."ün önceden tanıdığı ve hiçbir husumeti bulunmadığı maktule ..."a yönelik herhangi bir suç işleme iradesi bulunmadığı gibi, sanığın elinden alınması amacıyla katılan ... maktulenin de el attığı ve bu şekilde karşılıklı olarak taraflar arasında çekiştirilen tabancanın sanığın parmağının bir şekilde tetiğe dokunmasıyla ateş aldığı anlaşılmaktadır. Bu hâlde, tetiği kendi istek ve iradesiyle çektiğine dair kanıt bulunmayan sanığın halen elinde bulunan tabancanın patlaması neticesinde orada bulunan kişilerin ölümüne ya da yaralanmasına neden olabileceğini kabullenmesi, oluşabilecek muhtemel sonuçlara kayıtsız kalması, hele de hiçbir husumeti olmayan maktulenin ölümüne göz yumması düşünülemez. En azından oluşan kuşkulu durum sanık aleyhine yorumlanamaz. Bu nedenle somut olayda TCK"nın 21/2. maddesinde düzenlenen olası kast koşulları oluşmamıştır. Bununla birlikle, olağan yaşam deneyimleri ve silah taşıması nedeniyle sahip olacağı asgari bilgi düzeyine göre sanığın elindeki tabancanın karşılıklı çekiştirme esnasında ateş alabileceğini öngörmesi gerektiği de kuşkusuzdur. Bunun sonucunda dikkatsiz ve özensiz davranışıyla öngörebildiği ölüm veya yaralama neticesinden dolayı sanığın sorumluluğu TCK"nın 22/3. maddesi kapsamında bilinçli taksir düzeyindedir. Tüm bu nedenlerle sayın çoğunluğun sanığın eylemini olası kastla öldürme olarak nitelendiren görüşüne iştirak edemiyorum." düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığa atılı eylemin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturduğu görüşüyle, karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.07.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 09.09.2021 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.