Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü; Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 136 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı adına kayıtlı olduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı, maliki olduğu taşınmazı davalıların bina yapmak suretiyle işgal ettiklerini, mahallinde yapılan tahkikatla müdahalenin halen devam ettiğinin belirlendiğini, davalıların murisi Ali Demirbaş aleyhine ecrimisilin tahsili isteği ile açtıkları davanın, dava tarihi itibariyle davalının ölü olması nedeniyle retle sonuçlandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Davalılar, miras bırakan A. O.D.’tan intikalen 70 yılı aşkın zamandan beri taşınmazın bir katını kullandıklarını, dava dışı mirasçı bulunduğunu, istenen ecrimisilin fahiş olduğunu savunmuşlardır.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Somut olayda, kayden davacı adına kayıtlı bulunan çekişme konusu 136 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki binanın üst katını ve bahçe bölümünün miras bırakan A.D. ’tan intikalen davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ecrimisil istenilen dönemler itibariyle kullandıkları belirlenerek bu bölümler bakımından ecrimisilin hüküm altına alınmış olması doğrudur. Ancak, davacı maliki bulunduğu 136 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki binanın tamamını davalıların kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, mahkemece, ecrimisil istenen 01.03.2003-30.04.2009 tarihleri arasında çekişmeli binanın alt katının davalıların kullanımında bulunup bulunmadığı belirlenmeden, yargılama sırasında yapılan keşif sırasında iki katlı binanın alt katını davalıların akrabası olan S.D.’ın kullandığı gerekçesiyle bu kata yönelik ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Kaldı ki, dosya kapsamı ile 26.01.2009 tarihli davacı idare teknisyen raporunda, 136 ada 8 parseldeki binanın zemin katını davalılar O. ve G.D.’ın, 1. normal katını ise davalı Z. D.’ın kullandığının belirtildiği de açıktır.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklandığı şekilde dava konusu binanın alt katını da ecrimisil istenen dönemler itibariyle davalıların kullanıp kullanmadıkları konusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu bölüme yönelik isteğin reddedilmiş olması doğru değildir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.