3. Hukuk Dairesi 2015/3062 E. , 2016/3202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin toplam 39.752,72 TL bedelli ilamsız icra takibi başlattığını, takip borçlularının,... ile ... ve ... olduğunu, icra takibine borçluların kimlik bilgilerinin yazılmadığını, takibe konu borçla müvekkili ..."nin hiçbir ilgisinin bulunmadığını, buna rağmen borçlu ... ile müvekkilinin isim benzerliğinin bulunması nedeniyle ödeme emrinin müvekkilinin adresine gönderildiğini, tebligatı müvekkilinin eşinin aldığını, takibin bu şekilde kesinleştiğini, müvekkilinin, aracının üzerine haciz konulması nedeniyle icra takibinden haberdar olduğunu belirterek; müvekkilinin takibe konu borçla bir ilgisinin bulunmadığının tespiti ile davalının kötüniyetli hareket ettiği gerekçesiyle takip miktarı asıl alacağın % 40"dan aşağı olmayacak şekilde tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; cevap dilekçesi vermemiş, duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının davalıya 39.752,72 TL borçlu olmadığının tespitine, asıl alacak üzerinden hesaplanan 5.301,85 TL % 20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Davalı vekilinin kabul gören temyiz itirazına gelince;
İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında alacaklının kötüniyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötüniyetli değilse aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez.
Somut olayda, icra takibi davacı aleyhine başlatılmamıştır. Davalı şirket, dava dışı kişiler aleyhine 18.09.2006 tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış, takip borçlusu ... ile huzurdaki davanın davacısı olan ..."nin isim benzerliği nedeniyle yaşanan karışıklık sonucu davacının adresine ödeme emri gönderilmiş, tebligat, 06.05.2009"da davacının eşine yapılmış, itiraz olmayınca takip kesinleşmiş, davacının, aracının üzerine haciz konulmuş, davacı haczin kaldırılması için icra dairesine 26.01.2012 tarihinde başvurmuş, icra müdürlüğünce 03.02.2012 tarihli kararla gecikmiş itirazın mahkemeye yapılması gerektiği gerekçesiyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bunun üzerine davacı 15.10.2012 tarihinde huzurdaki menfi tespit davasını açmıştır.
Davalı icra takibi başlatmakta kötüniyeti olmadığına, davacı aleyhine başlatılmış bir takip bulunmadığına göre mahkemece davacı tarafın kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.fıkrasındaki "...Asıl alacak üzerinden hesaplanan 5.301,85 TL % 20 kötüniyet tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "...Davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine" denilmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.