3. Hukuk Dairesi 2015/3356 E. , 2016/3201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, Ankara Valiliği hakkındaki davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü
Davacı vekili 23.12.2008 tarihli dava dilekçesinde; ....12.2003 tarihinde çıkan yangın sonucu çarşıda iş yeri bulunan müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 50.000,00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 28.05.2013 tarihli celsede, davalı Bedaş hakkındaki davayı takip etmediklerini bildirmiş, 13.05.2014 tarihli dilekçesinde ise; müvekkilinin tespit edilen zararının 60.000,00 TL olduğunu, emsal kararlar gereğince, toplam tazminat miktarından, %20 esnaf kusuru düşülerek, kalan kısmın olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalı ... ...İdaresi"nden tahsilini istemiş, 20.05.2014 tarihli dilekçesinde de, ... hakkındaki davayı atiye terk ettiklerini ve dava dilekçesindeki "reeskont faizi" taleplerini avans faizi olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; kabul anlamına gelmemek kaydıyla ortada bir hizmet kusuru olduğundan bu konuda idari yargının görevli olacağını, iş yerine çalışma ruhsatını ilçe belediyesinin verdiğini bildirerek; davanın reddini talep etmiştir.
...İdaresi vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, yangının çıkışına dair bulgular değerlendirildiğinde, müvekkiline yüklenebilecek bir kusur olmadığını bildirerek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
./..
-2-
Davalı Bedaş vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, yangının, elektriklerin kesik olduğu anda çıktığını, aynı çarşıda faaliyet gösteren başka bir işletmede çalışan personelin kusurlu davranışının yangına sebebiyet verdiğini bildirerek; davanın reddine istemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında, Bedaş"ın ... olarak değiştirilmesine ve davada ..."ın davalı olarak yer almasına karar verilmiştir.
Mahkemece; olayda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, davacının uğradığı zarar toplamının 60.000,00 TL olduğu, toplam zarar miktarından çarşı esnafının %20 kusurunun düşülmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı Bedaş (tavzihle ... Genel Müdürlüğü şeklinde düzeltildi) hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, davalı ... Belediye Başkanlığı hakkındaki davanın reddine, davalı ... Valiliği (İl Özel İdare Müdürlüğü"ne izafeten) hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 48.000,00 TL"nin 24.12.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranıyla birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm; davacı vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili (devredilen Ankara İl Özel İdaresine izafeten) temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin (devredilen Ankara İl Özel İdaresine izafeten) temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde; nüfusun yoğun olduğu bir alanda patlayıcı malzeme satan dükkanların açılmasına ve çalışmasına ruhsat vermekten dolayı davalı belediyenin müvekkilinin uğradığı zararı tazminle yükümlü olduğunu bildirerek belediyenin sorumluluğunu, hizmet kusuruna dayandırmıştır.
Kural olarak, idarenin eylem ve işlemleri sonucunda kusurlu veya kusursuz olarak verdiği zararlar nedeniyle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/b maddesi gereği idare mahkemelerinde tam yargı davası açılabilir.
Belediyelerin iş yeri açılmasına ruhsat verme işlemi idari bir işlem olduğuna göre, bundan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davaların, idari yargı yerinde görülmesi gerekir.
Yargı yolunun caiz olması dava şartıdır. (HMK m. 114/1-b) Buna göre idari yargının konusuna giren bir dava, adliye mahkemelerinde açılamaz; açılırsa, bu husus yargılamanın her aşamasında bir dava şartı olarak taraflarca ileri sürülebilir ve mahkemece re"sen nazara alınmalıdır.
Somut olayda, davalı ... Belediye Başkanlığı bir kamu tüzel kişisi olup, kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet gösterdiğinden, eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir. Davada ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre, davanın anılan davalıya yöneltilmesinin nedeni hizmet kusurudur. Bu nedenle davanın, davalı belediyeye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekir.
Ancak, yargılama devam ederken, 06.12.2012 tarihli ve 28489 sayılı Resmi Gazete Yayımlanan 6360 Sayılı 13 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 26 İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Ankara İl Özel İdaresinin tüzel kişiliği sona erdirilip, devam eden Ankara İl Özel İdaresinin taraf olduğu dava dosyaları Ankara Büşükşehir Belediye Başkanlığına devredilmiştir.
./..
-3-
.aresinin halefi olarak bina maliki sıfatından doğan sorumluluğu yönünden adli yargı yeri, ruhsat vermeden kaynaklanan görevi yönünden ise idari yargı yeri görevlidir.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı ... Belediyesinin ruhsat vermeden kaynaklanan görevi yönünden davada idari yargı yerinin görevli olduğu hususu gözardı edilerek, belediyenin, olayda kusur ve sorumluluğunun olmadığından bahisle belediye yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, eldeki davada davacı vekili, 20.05.2014 tarihli celsede ... hakkındaki davayı atiye terk ettiklerini bildirmiş, 07.07.2014 tarihli beyan dilekçesinde,...i ile ..."nin iki ayrı tüzel kişiliği olduğunu, 20.05.2014 tarihli beyan dilekçelerini İl ...iki ayrı tüzel kişilik olması ve bu davalılar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulacak olması nedeniyle verdiklerini, dosyanın davalısının sadece Büyükşehir Belediyesi olduğunun kabulü halinde, müracaata bırakma beyanlarından rücu ettiklerini bildirmiştir.
Buna göre mahkemece; ... İdaresinin halefi olarak, bina maliki sıfatıyla sorumluluğu yönünden adli yargının, ruhsat vermeden kaynaklanan görevi yönünden ise idari yargı yerinin görevli olduğu hususu göz önünde bulundurulup, davacı vekilinin, belediyenin idari görevinden doğan davalı sıfatı yönünden, davasını atiye bıraktığına ilişkin beyanı üzerinde durularak, bu davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği hususu düşünülmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu, belediyenin olayda kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından bahisle yazılı şekilde esasa yönelik karar verilip, yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı belediye lehine 6.900,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus, hükmün davacı lehine bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.